1 Kasım 2013 tarihinde yürürlüğe girecek olan Ek Protokol ile sıralı dağıtım uygulamasında ekleme ve değişiklikler yapılmıştır. Bu durum, olağanüstü bir yöntemin giderek olağanlaştırılması demektir.
Sıralı dağıtım uygulaması, Protokol’ün 3.7 maddesi ve atıf yaptığı EK-4 listesinde düzenlenmiştir. Protokol’ün ekinde yer alan EK-4’de, liste halinde hangi ilaç gruplarının bu uygulamaya dahil olduğu sayılmıştır.
EK-4 incelendiğinde, bu ek belgenin sadece sıralı dağıtıma tabi reçete gruplarını göstermediği; uygulamanın nasıl yapılacağı hususunda esas ve usulleri de tek tek maddeler halinde belirttiği görülecektir. Hatta TEB’in parasal yaptırımlarının dahi düzenlenmesine kadar iş genişletilmiştir.
Sıralı dağıtım uygulaması ile bir bakıma eczacıya sözleşme içinde sözleşme yaptırılmaktadır. Bu matruşkavari sözleşmeye, kim ne diyecektir; iç sözleşme mi, sıralı dağıtım altsözleşmesi mi bilinmez…
Eczacı, sözleşmeyi sadece Sosyal Güvenlik Kurumu ile yaptığını sanırken aslında TEB’le de sıralı dağıtım için örtük sözleşme yaptığını; hatta TEB ve odalarla ilgili hususlara uymadığı takdirde Oda/TEB tarafından para cezası bile verileceğini, yazılı uyarılarak 6 ay sıradan çıkarılacağını bilmemektedir.
Bu haliyle sözleşme garip bir hukuki metin haline gelmekte, TEB kendi mevzuatı çerçevesinde yapacağı uygulama ve yaptırımları, SGK sözleşmesiyle aradan çıkarmaktadır. Örneğin sıralı dağıtımla ilgili saptanan esas ve usullere uyulmadığı takdirde, sözleşme SGK ile yapıldığı halde eczacı meslek örgütü tarafından ve elbette sözleşmeye dayanarak(EK-4 belgesi) sıralı dağıtım uygulamasından çıkarılabilmekte veya para cezası uygulanabilmektedir.
Ek Protokol’le yapılan değişikliklerin en çarpıcısı Protokol’ün Ek-4 bölümünün 13. fıkrasında yapılan değişikliktir: 2012 sözleşmesinde “Bu esas ve usullere uymadığı tespit edilen eczacılara reçete bedeli tutarında para cezası verilir.” şeklinde olan fıkra, Ek Protokol’le“Bu esas ve usullere uymadığı tespit edilen eczacılara Türk Eczacıları Birliği Merkez Heyeti tarafından 5000 (beşbin) TL para cezası verilir.” şeklinde değiştirilmiştir. Başka bir deyişle, Ek Protokol’le çerçevesi ve uygulama koşulları halen muğlak olan sıralı dağıtım için, usul ve esaslara uymadığı gerekçesiyle eczacılar, Türk Eczacıları Birliği Merkez Heyeti tarafından az para değil, beşbin lira para cezası ile cezalandırılabilecek.
Cezanın dayanağı sözleşmedir ve hukuk düzenimizde kamu kurumu sayılan TEB tarafından verilmektedir. TEB cezayı, eczacı ile SGK arasında bir özel hukuk ilişkisi olarak düzenlenen sözleşmenin tarafı olmadığı halde ve ceza hukukunun cezaların ancak kanunla önceden belirleneceği ve kanunun suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemeyeceği ilkesine aykırı olarak vermektedir.
Öte yandan Ek-4’deki bu değişiklik yanında, olumlu bir değişiklik olarak reçetenin onay için odaya götürülmesi yerine karşılanan reçeteye ait olan ve Türk Eczacıları Birliği’nin reçete tevzi sisteminden alınan döküm listesinin onay için eczacı odasına teslim edilmesi kuralı getirilmiştir. Ayrıca “talasemi endikasyonunda kullanılan ilaçlar (Deferipron, Deferasiroks)”, “TNF alfa blokeri olarak kullanılan ilaçlar” ve “majistral formül ihtiva eden reçeteler” de sıralı dağıtım sistemine tabi reçete gruplarına dahil edilmiştir. Bunun yararlı olup olmadığına ise zaman içinde eczacıların kendileri karar vereceklerdir.
Sıralı dağıtım uygulaması öyle bir hale gelmiştir ki, ayrı bir başlık, ayrı bir sözleşme kapsam ve ayrıntısına ulaşmıştır. Bu uygulama nedeniyle eczacıya para cezası verilmekte, sıralı dağıtımdan men yoluyla bir anlamda ilaç satışı engellenebilmektedir. Bir çeşit merkezi, resmi yönlendirme olan ve ilaç satışında eczacı örgütlenmelerini öne çıkaran bu uygulamanın nereye kadar genişleyeceği doğrusu merak ve tartışma konusudur.