6 Şubat 2023 depremleri çok büyük bir acının ve acılı günlerin başlangıcı oldu.

Bir yandan vefat edenlere ve yakınlarına rahmet ve sabır dilerken, diğer yandan geride kalanların karşılaştıkları çaresizlikle şaşkınlığımız, kızgınlığımız ve acımız giderek artıyor.

Şaşkınız ve her geçen gün daha çok utanıyoruz.

Depremin onulmaz yarası bir yana, üzerinden günler geçtikçe kamu yönetimi organizasyonlarının eksikliğini, sivil girişimlerin ve halkın yardım ve dayanışma gücünün örgütlenip etkinleştirilememesini, hatta engellenmesini ve adeta yok sayılmasını, kayıtsızlığı, vurdumduymazlığı, eleştiriye tahammülsüzlüğü, giderek vicdansızlığı ve ahlaksızlığı gördük.

Bütün bunlara karşın, bu ülkenin bir vatandaşı olarak, bu çorak sürecin içimizi ısıtan, umutvar eden bir meslek grubunu, eczacıları ve eczacı örgütlerini ayağa kalkıp saygıyla selamlıyor ve alkışlıyoruz.

Türk Eczacıları Birliği, deprem bölgesindeki eczacı odaları, tek tek diğer eczacı odaları, Pharmetic Girişimci Eczacılar Derneği, ayrıca tek tek tüm eczacılar, tüm dertlerini ve acılarını bir yana bırakarak profesyonel birer örgüt ve meslek mensubu nasıl olur gösterdiler.

Deprem sürecinde kendi mesleki alanları olan ilaç ve eczacılık hizmetleri bakımından minnet duyacağımız vefalı işler yaptılar. Deprem sonrası en örgütlü, en organize ve duyarlı meslek gruplarından birisi olduklarını gördüğümüz eczacılar; yakınlarını, arkadaşlarını ve meslektaşlarını kaybetmelerine karşın acılarını bir yanda tutarak hareket ettiler.

Gönülden teşekkürler.

Bunun kuru bir övgü olmadığını; daha önce bu köşedeki eleştirel yazıları, örneğin virüs dönemindekilerini okuyan dostlarımız iyi bilirler.

Çok üzgünüz ama hayat, sürekli doğanın yeni dersleriyle devam ediyor.

Bu nedenle eczacıların deprem karşısındaki başarılı yaklaşım ve tutumunu eskilerin “marifet iltifata tabi olmalı” özdeyişiyle belirtmek gerekiyordu. Gerekiyor çünkü afet karşısında devamlı uyanık kalmak zorundayız. Gelecek günlerin belirsizliği karşısında her an yeni bir afetle karşılaşma olasılığı olan bir coğrafyada, bu motivasyonu sürdürmeye ihtiyacımız var.

100 yıl önceki cumhuriyetin idealist kurucularının manevi huzurunda boynumuz bükük.

İnsan yetiştirme düzenimiz, eğitim, sağlık, kamusal organizasyonlarımız, planlama ve projeksiyon yapması gereken kuruluşlarımız yerlerde sürünüyor. İyi olanı yıkmak konusunda da en mahir toplumuz zaten. 

Bu nedenle, örneğin eczacılık, doktorluk veya mühendislik ve benzerleri gibi meslek mensupları ve örgütleri, ne kadar mesleki haklarını savunuyor ve yaşamsal mücadele veriyorsa, örgütsel yapılarını güçlendirmeye çalışıyorsa; bu aslında toplumun bütününün haklarını savundukları anlamına gelmektedir.

Bağımsız, özgür, eleştirel düşünebilen her birey ve her örgütlenme toplum için dışsal fayda sağlayan elementlerdir. Onlar ayakta kaldıkları zaman toplumsal yapılar güçlenecektir. Gelecek günlerin belirsizliği üzerine çalıştıkları, gayret gösterdikleri sürece toplum ilerleyecektir. Bütün bunlar da kuşkusuz, hak ve menfaatlerinin zedelenmemesi, toplum karşısında zafiyete uğratılmamaları ile gerçekleşecektir.

Öte yandan 6 Şubat depremleri özellikle afet, afet eğitimi, afet öncesi ve sonrasında yönlendirme ve organizasyonlarında, eğitim çalışmalarında ülkenin her ilçesine, mahallesine, sokağına adım adım yayılan ve halka içiçe olan eczacıların bu alanda ne denli önemli olduklarını ve değerlendirilmeleri gerektiği konusunda uyarıcı bir ışık yaktı. Bu aslında çok önemli bir şanstır halk sağlığı için: Elbette ki gören gözler, düşünen zihinler, adil ve eşitlikçi insanlar, toplumdan yana siyasetçi ve kamu yöneticileri için.

Deprem bize, başta eczacıların ve diğer tüm meslek grupları ve örgütlerinin tüm toplumsal organizasyonlarda, siyasal iktidarların manipülasyonlarından etkilenmeden, eşitlikçi, modern halk sağlığına dönük, doğrudan ve korkusuzca halka odaklanmalarının ne kadar kıymetli olduğunu göstermiştir.

Bu nedenle, artık her bireyin, her kuruluş ve yapının tek tek “deprem öncesi ve sonrasında nasıl davranacağı” konusunu planlaması nasıl önemli bir ihtiyaçsa; meslek örgütlerinin de daha planlı, programlı işler yapabilmesi için ayrıntılı “acil deprem planı” ya da “deprem/afet eylem planı” olması bir zorunluluktur.



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat