Yeni bir dönem başlamak üzere!

Dünya için yeni modeller aranıyor.

Ufukta; insan zekâsı ile yapay zekâ birleşip yeni yaşam bilgisi ortaya çıkacak gibi görünüyor.

Eski 2000 yılın kadim bilgileri, bireyselliği yüceltirken yeni dünya düzeninde yaşam bütünden yaratıma gidecek.

Bunları ben demiyorum elbet, bilim insanları beyin alanındaki çözümleme çalışmalarının %20'sini aşmış durumda.

Kasım ayı içinde gerçekleşen Brand Week platformunda en önemli konu yapay zekaydı.

"BİR TARİHİN BAŞLANGICI" mottosu ile 3 gün boyunca bilim, teknoloji, sağlık konuşulurken yaratıcılık, vicdan, iyilik, ilham hala geçerliliğini sürdürüyor ve bu duygular sayesinde insanlığın korkulan sonu gelmeyecektir deniyor.

Artık ‘’Yeni gerçeklik’’ kavramı ortaya çıkıyor.

Bunun içinde bir matematik formülü isteniyor.

Eski matematik formüller yerine yeni enformasyon örüntüleri Nobel ödülü alıyor.

Neden?

Ortaya konan teoriye göre;

"Yaşam için insan" ifadesi, felsefi ve etik bir perspektiften bakıldığında, insanın varoluşunun ve faaliyetlerinin yaşamı destekleyici, sürdürülebilir ve anlamlı bir şekilde yapılandırılması gerektiği fikrini ifade eder. Bu düşünce, insanın yalnızca kendi varlığını sürdürmekle kalmayıp, aynı zamanda hem kendi hayatına hem de başkalarının hayatına olumlu katkılarda bulunması gerektiğini vurgular’’ Kısacası, bu ifade, insanın yaşamı anlamlandırma, değer katma ve sürdürülebilirliği ön planda tutarak hem bireysel hem de kolektif anlamda katkıda bulunma sorumluluğunu simgeler.

Parçanın bütünü değiştirmesini düşünmek yerine bütüne bak deniyor.

Tüm bunlar olurken beni düşündüren Eczacılık yaşamı için değişim ne zaman başlayacak?

Bugün ki eczacılık felsefesinin geldiği nokta sayesinde toplumun geneli ile birlikte biz eczacılar mutsuzuz.

Geçim derdi, sağlığın bozulması ile aynı anda ilerliyor. 

Bireysel eczacılık modelinin kullanım tarihi dolmuş görülüyor.

Ben biliyorum, ben önemliyim, ben bilirim dedikçe kendi dar kapasitenden çıkamayan eczacı, yaratıcılığını kullanamaz oldu.

Anlaşılan o ki bütünün bir paçası ve bu parçanında kendini çok değerli olduğunu düşünme devri bitiyor.

Bütün dünya doğası önemli olduğu gibi, Eczacılığın var oluş amacı da bütünüyle önemli, tek bir Ecz. Gül Kara olmasa da olur ancak eczacılık olmadan olur mu?

Biraz ters geliyor değil mi?

Hakan Gençosmanoğlu olmadan Eczacının Sesi olur mu?

Olmaz mı?

Şimdiye kadar olmazdı ama yapay zekâ ile bilmem olabilir mi?

Eczacının Sesi’ nin varlığı olmalı ki ben olayım.

Önce bana da böyle düşünmek zor ve ters geliyordu.

Gidilen yol bu ama gerçek henüz bize biraz uzak!

Yapay zekâ kişiden değil bütünden gidiyor.

Amerika’ deki beyin çalışmalarında bilgisayar aracılığı ile bazı nöronları birbirine bağlamaya çalışmışlar.

Başaramamışlar!

Henüz…

Dönelim yine kendimize

Her gün bir sistem değişikliği yapan kurumlarımıza karşı yurdum beynine hiçbir yapay zekâ yetişemez.

Değil nöronları bağlamak, bizim nöronlar zamanın ötesinde olduğundan yapay zekanın beyni yanar valla.

Ama Türk Eczacısı dirayeti sayesinde sistem karşısında dimdik duruyor.

Ben Eczacının Sesi simgesel zekasının bütünü temsil ederken, daha üst zekaya örnek olması gerektiğini düşünüyorum.

Henüz matematik formülü yerine oturmadığı için düşe kalka, denemelerle, yaptım olmazsa değişir anlayışıyla ilerliyoruz bu da karmaşa getiriyor maalesef.

Cosmos kaosa karşıdır.

Eczacılığın cosmosuna ulaşmak için bütünden değişime başlayıp, bireye inmek gerekir.

Karlı bir Ankara sabahından sevgiler…

Başımızın tacı, büyük beyin, Başöğretmenimiz Atatürk ‘ün izinde tüm öğretmenlerimizin gününü kutlarım.

Sağlıkla kalın,

 

 



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat