SGK Başmüfettişi
I-KANUN DEĞİŞİKLİĞİ VE ECZANELERİN İLÇELERE GÖRE DÜZENLENMESİ
6197 sayılı Eczacılar ve Eczaneler Hakkında Kanun’da yapılan değişiklikle serbest eczacılığa ilk defa coğrafi bir sınırlamaya esas olacak şekilde “ilçe” kavramı girmiştir. Yeni düzenlemeyle serbest eczane sayısı ilçe sınırları esas alınarak belirlenecektir. İlçe sınırları içinde de nüfusa göre en az üç bin beş yüz kişiye bir eczane olacak şekilde kota konulmuştur. Sadece eczane açılmasında değil, naklinde, devrinde, yeniden açılmasında, kazanılmış hakların değerlendirilmesinde de bir mülki idare birimi olarak “ilçeler” ve “ilçe nüfusu” esas alınmaktadır.
Diğer yandan Yasa, eczacıların puanlanmasında ve bu puana göre eczane açılmasında “ilçelerin sosyoekonomik gelişmişlik sıralamasına göre sınıflandırılmasından” söz ederken, yönetmelik taslağı sınıflandırma için adresi göstererek, “…Kalkınma Bakanlığı tarafından belirlenen, ilçelerin sosyoekonomik gelişmişlik sıralamasına göre sınıflandırma yapılır” demektedir.
Bu durum genel kamu politikaları için belirlenen ana kriterin (iller sözkonusu olduğunda özellikle teşvik uygulamasında), “ilçeler baz alınarak” eczanelerin sınıflandırılmasında kullanıldığını göstermektedir. Kuşkusuz “mutlaka bir sınırlandırma yapılacaksa” bunun objektif bir kritere dayandırılması sosyal adalet anlayışının gereğidir. Ancak iş yaşamsal bir öneme sahip olunca ve eczane düzenini, eczacılığın mesleki, ekonomik ve sosyal yönlerini doğrudan ilgilendirince kavramlar ve yenilikler üzerinde eleştirel bakış açısını eksik etmemek, genel hatlarıyla da olsa tartışma zemini sağlamak gerekmektedir.
Bu nedenle yeni eczane düzeninin önemli bir kavramı ve kriteri haline gelen “ilçe idari bölümlenmesini” ele alan bu yazının, yeni eczane ve eczacılık düzeni tartışmalarına ışık tutma mutevazı hedefine yönelik olduğunu belirtmek gerekir.
II-KANUN DEĞİŞİKLİĞİNİN İLÇE İDARİ BÖLÜMLENMESİNE İLİŞKİN DÜZENLEMELERİ
6197 sayılı Eczacılar ve Eczaneler Hakkında Kanun’un 5. maddesi 6308 sayılı Yasa’nın 2. maddesiyle değiştirilmiş ve aynı maddeye önceden olmayan eklemeler yapılmıştır. Bu eklemelerin en önemli ve belki de serbest eczacıları en çok ilgilendirmesi gereken kısmı, yeni eczane açılmasına ilçe mülki idari yapılanmasından ve nüfusundan yola çıkarak sınırlama getirilmesidir.
İlçe, ilçelerin nüfusu ve sosyoekonomik düzeylerine göre puanlanması ve buradan hareketle eczacılara hizmet ve yerleştirme puanı verilmesi sadece yeni eczane açılmasında değil, eczanelerin nakli, kapatılıp yeniden açılması, devri ve kazanılmış haklar bakımından da en önemli kriter haline gelmiştir. Öte yandan mevcut eczacıların ve eczacılık öğrencilerinin bir defaya mahsus kazanılmış hakları bir yana bırakılacak olursa, yeni eczane açmak isteyen bir eczacı için hizmet puanı “bir ilçede geçen hizmet süresi” ve o ilçenin “sosyoekonomik gelişmişlik katsayısının” çarpımından oluşacaktır.
İlçelere dayalı yeni düzen Yasa’nın 5. maddesinde şu şekilde belirlenmiştir:
“….Serbest eczane sayıları, ilçe sınırları içindeki nüfusa göre en az üç bin beş yüz kişiye bir eczane olacak şekilde düzenlenir. Hiç eczanesi olmayan yerleşim birimlerinde nüfus kriterine bakılmaksızın bir eczanenin açılmasına müsaade edilir. Ancak bu şekilde açılan eczanelerin başka yerlere naklinde nüfus kriteri işletilir. Eczanelerin aynı ilçe içerisindeki nakillerinde nüfusa göre eczane açılması kriteri uygulanmaz.
Doğal afet ve mücbir sebep nedeniyle nüfus azalması hâlinde o yerleşim yerinde bulunan eczanelerin naklinde nüfusa göre eczane açılması kriteri uygulanmaz. Bu hâlin tespit ve ilanı Sağlık Bakanlığınca yapılır.
Eczane açılmasına ilişkin kriterler belirlenirken ilçelerin sosyoekonomik gelişmişlik sıralamasına göre sınıflandırma yapılır. Bu sınıflandırmaya göre ilçelere ilçe katsayısı verilir. Eczacılara, o ilçede mesleki faaliyetlerini sürdürdükleri yıl sayısı ile ilçe katsayısının çarpımı kadar hizmet puanı verilir. Eczacı birden fazla ilçede çalışmış ise hizmet puanları toplanır. Hizmet puanı hesaplanırken ilçe katsayısı, doktora yapmış olanlar için dörtte bir oranında artırılarak uygulanır. Eczacılara, meslekte geçirilen toplam yıl sayısı ile eczacının hizmet puanı çarpımı sonucu tespit edilen yerleştirme puanı verilir.
Nüfus kriterlerine göre eczane açılabilecek yerler, her yıl en az iki kez olmak üzere Sağlık Bakanlığınca ilan edilir. İlan edilen yerlere müracaat eden adaylardan yerleştirme puanı en yüksek olanlar eczane açma hakkı kazanır. Yerleştirme puanının eşit olması hâlinde kura çekilir.
Eczanesini devretmiş bir eczacı yeni bir eczane açmak istediğinde yerleştirme puanı yarı oranında düşürülür…”
Yasa’da ilçe esası ikinci olarak kazanılmış hakları düzenlemeye çalışan Geçici 3. maddenin 2. fıkrasında anılmıştır: “Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte serbest eczanesi bulunan eczacılar, bir defaya mahsus olmak üzere herhangi bir kısıtlamaya tabi olmaksızın eczanesini bulunduğu ilçe dışına nakledebilir ve devredebilir.”
Görüleceği üzere ülkemizde yeni eczane düzeninin en önemli ve kurucu hükümleri; kazanılmış haklarını bir defaya mahsus kullanıp bu kapsam dışına çıkabilecekler için hemen, bunun dışında 2013 yılında eczacılık fakültelerine girerek mezun olacaklar için de 5-6 yıllık bir süreç sonunda, 6197 sayılı Kanun’un yukarıda anılan iki yeni maddesinde şekillenecektir.
III-YÖNETSEL YAPI İÇİNDE İLÇE KAVRAMI
İlçe, esas olarak Türkiye yönetsel yapısının bir unsurudur ve idare hukuku içerisinde “yönetsel coğrafya” çevresinde değerlendirilir. Kaynağını Anayasa’dan ve 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu’ndan alır. İl İdaresi Kanunu’nun 1. maddesi “Türkiye, merkezi idare kuruluşu bakımından coğrafya durumuna, iktisadi şartlara ve kamu hizmetlerinin gereklerine göre illere; iller ilçelere ve ilçeler de bucaklara bölünmüştür” şeklindedir. İçişleri Bakanlığı verilerine göre (www.e-icisleri.gov.tr) Türkiye’de 892 ilçe bulunmaktadır. Bu ilçelerin 143’ü büyükşehir belediyesi örgütlenmesine tabi illerdeki büyükşehir ilçeleridir.
Buna göre eczane açmak, devretmek, nakletmek için, 892 ilçe arasındaki sosyoekonomik gelişmişlik düzeylerine göre yapılacak sıralama önem kazanmıştır. Serbest eczane sayısı, ilçe sınırları esas alınarak belirlenecek, ilçe sınırları içinde de nüfusa göre en az üç bin beş yüz kişiye bir eczane açılabilecektir.
Kamu kurumu niteliğindeki meslek örgütlerinin tümü ve bütün siyasi parti temsilcileri tarafından alkışlarla karşılanan yasa değişikliğinin getirdiği düzenlemeyi doğru anlayabilmek için bu hükümlerin hangi güdülerle konulduğuna, bunun için de yasa teklifinin genel gerekçesi ve madde gerekçelerine bakmak gerekmektedir.
6308 sayılı Yasa’nın genel gerekçesi ve birkaç sözcük değişikliği ile madde gerekçesi şu şekildedir: “(Kanun)….İşlerliği kalmamış maddelerin kaldırılması ve mesleği icra koşullarının güncel duruma uyumlu hale getirilmesini sağlayan yeni düzenlemeler ile, eczacılık – sağlık hizmetinin geliştirilmesini, ülkenin her yerinde eşit olarak verilmesini sağlayacaktır. Ülke genelindeki eczanelerin eşitsiz dağılımını ve yeterinden fazla eczane açılmasının ortaya çıkardığı milli gelir israfını önlemek amacıyla, Avrupa Birliği ülkelerine benzer, nüfus kriteri esas alınarak eczane açılmasını sağlayacak düzenleme öngörülmektedir.”
Bu kadar önemli bir düzenleme için gerekçenin daha geniş ve klişelerden arındırılmış olması gerektiği bir yana, düzenlemenin ana gerekçesinin “eczanelerin ülke geneline eşitsiz dağılımı ve bu dağılımın yarattığı milli gelir israfını önleme” niyeti olduğu anlaşılmaktadır. Sorunun çözüm yönteminin ise Avrupa Birliği ülkeleri örnek alınarak belirlendiği ve nüfus kriterine dayalı eczane açılmasının sağlanmasıyla “eşitsiz eczane dağılımı ve bunun yarattığı milli gelir israfının” önleneceği varsayılmaktadır. Bu gerekçede, istenilen sonuca yapılan düzenlemeyle varılıp varılamayacağı tartışması bir yana “eşitsiz eczane dağılımından” kastedilenin ne olduğu az çok anlaşılabilir durumdadır. Ancak eşitsiz eczane dağılımının nasıl bir milli gelir israfı yarattığı ayakları tam yere basmayan bir önermeden, bir süsleme lafından ibaret görünmektedir. Eczane dağılımlarının “milli gelir israfına” yol açtığı hangi yöntemlerle ölçülmüştür ve “israf” ne kadardır; bu soruyu yanıtlayacak kimse var mıdır bilinmez.
İlçe yerleşim birimi esas alınarak Kalkınma Bakanlığı(DPT) tarafından belirlenen sosyoekonomik gelişmişlik katsayıları ile ilçedeki çalışma ve toplam çalışma süresi esas alınarak elde edilen yerleştirme puanına göre eczane açılması şeklindeki yöntemin, yasanın gerekçesini ne denli karşılayacağı önümüzdeki günlerin en önemli tartışma konularından biri olacaktır. Bu kısmı meslek mensuplarına bırakarak, bu kadar keskin bir sonuca ulaşmaya niyetlenen bir yöntemin, mesleki ve sosyal adaleti gerektiği gibi koruyabilmesi için bütün kavram ve yönlerinin analiz edilmeye, mevzuat düzleminde ayrıntılı çalışmaya muhtaç olduğunu özellikle belirtmek gerekir. Zira Yasa’nın eczane açılması için esas aldığı en önemli kriter olan sosyoekonomik gelişmişlik düzeyi araştırmaları, her ne kadar adında “sosyo” öneki bulunsa da “ekonomi merkezli” araştırmalardır ve geçmiş deneyimler bu araştırma sonuçlarının ekonomi politiğin önemli unsuru olduğunu göstermektedir.
Kaldı ki iş bir meslek grubunun zorunlu dağılımına geldiğinde, o mesleğin ya da işin kendine özgü koşullarını, yürütülen hizmetin niteliğini enikonu düşünmek gerekecektir. Sosyoekonomik gelişmişlik araştırmaları ve ilçelerin buna göre sıralanmasına aşağıda genel hatlarıyla yeniden değinilmesine karşın, ayrıntılı değerlendirme bir başka yazıya bırakılacaktır.
6197 sayılı Eczacılar ve Eczaneler Hakkında Kanun’da yapılan değişiklikle “Serbest eczane sayıları, ilçe sınırları içindeki nüfusa göre en az üç bin beş yüz kişiye bir eczane olacak şekilde” düzenlenmiştir. Buna göre bir ilçe sınırları içinde her 3500 kişiye bir eczane açılabilecektir. Yasa “en az” demek suretiyle nüfus alt sınırını koymuştur. Yani mevcut eczaneleri karşılayan nüfustan artan nüfus 3500 kişiye tamamlanmadığı sürece ilçe sınırları içinde yeni bir eczane açılmasına olanak yoktur. Bir başka deyişle artan nüfus 3499 kişi dahi olsa eczane açılamayacaktır. Ancak bu nüfusun ilçe içinde dağılımı, yani ilçe merkezinde mi, köylerde mi, beldelerde mi olduğu Yasa’da önemsenmemiş, Yönetmelik taslağında da bu yönde bir düzenleme yapılmamıştır.
Öte yandan Yasa, hiç eczanesi olmayan yerlerde nüfusa göre eczane açılmasının istisna halini düzenlemiştir. Ancak yapılan düzenlemede anlam kaymalarına ve boşluklara yol açacak biçimde anlatımın bozulduğu görülmektedir. Madde şu şekildedir: “Hiç eczanesi olmayan yerleşim birimlerinde nüfus kriterine bakılmaksızın bir eczanenin açılmasına müsaade edilir. Ancak bu şekilde açılan eczanelerin başka yerlere naklinde nüfus kriteri işletilir.”
Buraya kadar hep ilçe esas alınarak yapılan düzenlemenin yerini “yerleşim birimi” kavramı almıştır. Ancak muğlak bir kavram olan “yerleşim biriminden” kastedilen nedir; bu tam anlaşılamamaktadır. İlçe, belde, köy, mahalle hepsi yerleşim birimidir. Örneğin Ankara’da Sincan ilçesi sınırları içinde yeni kurulan bir mahallede eczane yoksa, nüfus kriterinden etkilenmeden buraya eczane açılabilecek midir, bu boşluktadır. Diğer yandan bu şekilde açılan eczanelerin nakli sözkonusu olduğunda istisna hali ortadan kaldırılırken yine ilçe yerine “başka yer” şeklinde coğrafi tanımlama yapılmıştır. “Başka yer”e nakil, aynı ilçe içinde başka yer midir, yoksa, başka ilçe içindeki başka yer midir bu da anlaşılamamaktadır. Ancak “yerleşim birimi” kavramına kıyasla cümlenin gelişinden ve nüfus kriterinden “başka yer”den murat edilenin “başka ilçeye” olduğu yorumlanabilir.
Yasa, eczanenin başka ilçeye nakli sırasında, bir defaya mahsus kazanılmış haklar hariç olmak üzere, nüfus kriteri aramaktadır. Ancak aynı ilçe içinde nakil için herhangi bir kriter aranmamaktadır. Bir başka deyişle eczacı, eczanesini nakil prosedürüne uygun biçimde aynı ilçe içinde istediği yere ve istediği kadar nakledebilir. Bunun için herhangi bir nüfus kriterine tabi değildir.
Bir başka istisna hâli de “doğal afet ve mücbir sebep nedeniyle nüfus azalması” durumudur. Sağlık Bakanlığınca tespit edilerek ilan edilmek zorunda olan bu durum ortaya çıktığında, eczacılar nüfusa göre eczane açma kriterinden bağımsız olarak eczanelerini nakletme hakkına sahip olacaklardır. Ancak bu düzenlemede de “ilçe”den değil “yerleşim yerinden” söz edilmektedir. Yine nüfusa göre eczane açma kriteri tamamen “ilçe” yerleşimini esas aldığından, buradaki “yerleşim yerinden” anlaşılması gerekenin ilçe olduğu yorumlanabilir.
V-ECZANE AÇMADA İLÇELERİN SOSYOEKONOMİK GELİŞMİŞLİK DÜZEYİ KRİTERİ
6197 sayılı Yasa’nın değişik 5. maddesi “Yasa’nın Eczane açılmasına ilişkin kriterler belirlenirken ilçelerin sosyoekonomik gelişmişlik sıralamasına göre sınıflandırma yapılır. Bu sınıflandırmaya göre ilçelere ilçe katsayısı verilir. Eczacılara, o ilçede mesleki faaliyetlerini sürdürdükleri yıl sayısı ile ilçe katsayısının çarpımı kadar hizmet puanı verilir. Eczacı birden fazla ilçede çalışmış ise hizmet puanları toplanır. Hizmet puanı hesaplanırken ilçe katsayısı, doktora yapmış olanlar için dörtte bir oranında artırılarak uygulanır. Eczacılara, meslekte geçirilen toplam yıl sayısı ile eczacının hizmet puanı çarpımı sonucu tespit edilen yerleştirme puanı verilir.” şeklindedir.
Yasa’da “ilçelerin sosyoekonomik gelişmişlik sıralamasına göre sınıflandırma yapılır” denilmekle birlikte bu sıralamayı kimin yapacağı ve nasıl yapılacağı hususu açık değildir. Ancak “sosyoekonomik gelişmişlik” kavramı kullanılınca bu boşluğun gerek Yasa’nın çıkışı sırasında gerek sonrasında nasıl doldurulacağından tüm ilgililerin bilgisi olduğu sonucu çıkmaktadır. Düzenleme önceleri DPT şimdi ise Kalkınma Bakanlığı tarafından yürütülen “sosyoekonomik gelişmişlik düzeyi” araştırmalarına atfen yapılmıştır. Nitekim Yönetmelik Taslağı bu hususta her şeyi aynen tekrar etmekle birlikte “Eczane Açılmasına İlişkin Kriterler” başlıklı 6. maddesinin 3. fıkrasında “Eczane açılmasına ilişkin kriterler belirlenirken Kalkınma Bakanlığı tarafından belirlenen, ilçelerin sosyoekonomik gelişmişlik sıralamasına göre sınıflandırma yapılır. Bu sınıflandırmaya göre ilçelere ilçe katsayısı verilir.” demek suretiyle sosyoekonomik gelişmişlik sıralamasına dayalı sınıflandırmanın adresini Kalkınma Bakanlığı olarak vermiştir.
Devlet Planlama Teşkilatı(DPT), Kalkınma Bakanlığına bağlı olarak bu araştırmaları yapmakta ve iller için yapıyorsa illeri, ilçeler için yapıyorsa ilçeleri belirlediği göstergelere göre katsayı vermek suretiyle sıralamaktadır. İlçeler için sosyoekonomik gelişmişlik düzeyi çalışmalarının sonuncusu 2004 yılında, illerle ilgili çalışma ise 2011 yılında gerçekleştirilmiştir. İllerle ilgili son çalışmanın ana hedefi, hatırlanacağı üzere teşvik uygulamasında illerin kategorize edilmeye çalışılmasıydı.
Eczane açılmasının kriteri haline getirilen sosyoekonomik gelişmişlik endeksi ilçeler için en son 2004 yılında belirlenmiştir. DPT(Kalkınma Bakanlığı) tarafından ilçelerin sosyoekonomik düzeyi araştırması yapılmış ve 2004 Nisan ayında “İlçelerin Sosyoekonomik Gelişmişlik Sıralaması Araştırması(2004)” adı altında yayınlanmıştır. Buna göre “İlçelerin Sosyoekonomik Gelişmişlik Sıralaması” şeklinde sınıflandırma yapılmış, ilçe katsayıları belirlenmiştir. Bu sıralamada 32 değişken kullanılmış, ancak 2011 yılında iller için yapılan araştırmada 61 gösterge(değişken) kullanılmıştır. Bu araştırmalarda yıllar itibariyle değişimi gösterebilmek bakımından iller için 2003 yılında yapılan çalışmada ise 58 değişkenin kullanıldığını belirtmek gerekir.
Görüleceği üzere yeni eczane açmak için esas alınacak çalışma 2004 yılında yapılan eski bir çalışmadır. Yaklaşık 10 sene önceki verilere göre hazırlanmış ilçe katsayılarına göre eczacıların hizmet puanı hesaplanacaktır. Bu arada kamuoyunda ilk bakışta edinilen yaygın kanaat, bu uygulamanın 6-7 seneden önce başlamayacağı şeklindedir. Oysa gerçek böyle değildir. Yasa dikkate alındığında hemen bugün bile uygulanması mümkün olabilir. Zira eczanesini nakil, devir, yeniden açma yoluyla bir kereye mahsus haklarını tüketen eczacılar doğrudan doğruya yeni uygulamaya, yani nüfus kriterine göre eczane açma uygulamasına tabi olmak zorundadırlar. O zaman bunların hizmet puanı hesaplanırken uygulanacak katsayı DPT’nin(Kalkınma Bakanlığının) 2004 yılında belirlediği katsayı olacaktır.
Bu bilgiler ışığında, bir tercih olarak eczaneler “mutlaka sınıflandırılmak” isteniyorsa, bunun, genel veriler de ihmal edilmeden, mesleğin ve sağlık hizmetinin kendine özgü koşulları esas alınarak yapılması en doğrusu olacaktır. Yapılacak iş, Yönetmelik’de sadece basit biçimde “Kalkınma Bakanlığı tarafından belirlenen, ilçelerin sosyoekonomik gelişmişlik sıralamasına göre sınıflandırma yapılır” demek suretiyle geçiştirilemeyecek yaşamsal öneme sahip son derece ciddi bir iştir. Sınıflandırma ve hizmet puanına esas alınacak katsayının belirlenmesinde yukarıda belirtilen çok sayıda sıkıntı noktası mevcuttur. Sınıflandırmaya, eczacıların doktora yapması ve kıdem yılı dışında, eczacılık mesleği ve çalışma düzeninin özel koşulları, yürütülen sağlık hizmetinin niteliği ve bu hizmete bulunulan yerdeki ayrıntılı sağlık ve sosyal verilerin yansımaları katılmadığı sürece bu puanlama ve yeni eczane açma yöntemi her zaman tartışmalara ve eleştirilere açık olacaktır.
VIII-SONUÇ
6197 sayılı Eczacılar ve Eczaneler Hakkında Kanun’da yapılan değişiklikle serbest eczacılığa ilk defa “ilçe” kavramı girmiştir. Serbest eczane sayısı ilçe sınırları ve ilçe nüfusu esas alınarak belirlenecektir. Ancak bu uygulama ve dayanağı olan kimi hususlarda açıklık bulunmamaktadır. Bunlara yukarıda ayrıntılı olarak değinilmiştir.
En başta, Kanunun 5. ve Yönetmelik taslağının 6. maddesinin, önemi ve kapsamı itibariyle eczacılık çalışma düzenini tamamen değiştiren bu sınıflandırma yöntemine dar geldiğini belirtmek gerekir. Sosyal adaleti sağlayan, bu konudaki itirazları ve davaları ortadan kaldıracak ve herşeyden önce eczacıları tatmin edebilecek bir düzenleme isteniyorsa, bunun Yasa’nın 5. ve Yönetmelik’in Yasa’yı aynen tekrar eden 6. maddesine sıkıştırılmadan ayrı bir yönetmelik çıkarılarak yapılması zorunludur. Kuşkusuz bu bir yanıyla da yasa değişikliği gerektirmektedir. Yasa’nın 5. maddesinin daha açık, daha nesnel, hatta daha güncel bir düzenlemeye ihtiyacı vardır.
Diğer yandan eczane açılmasına ilişkin sosyoekonomik gelişmişlik sıralamasına göre yapılan sınıflandırma ve buna göre ilçelere katsayısı verilmesi hususu, sadece Kalkınma Bakanlığı(DPT) çalışmalarına bırakılamayacak denli önemli bir konudur. Sosyoekonomik gelişmişlik endeksi çalışmaları sonucunda yapılan ilçe klasifikasyonu doğrudan bir meslek grubunun sayısal dağılımına dönük olmayıp, daha çok ekonomik politikaların uygulanmasına yöneliktir. Bu çalışmalarda gösterge (değişken) değişikliği ile il veya ilçe katsayıları kolaylıkla değiştirilebilmektedir. İlçeler için en son 2004 yılında sosyoekonomik gelişmişlik araştırması yapılmıştır. Bu çalışmada İstanbul, Ankara ve İzmir illerindeki büyükşehir belediyelerine bağlı merkez ilçeler araştırma dışında tutulmuş, bu ilçeler için katsayı saptanmamıştır.
Özetle belirtmek gerekir ki, puanlama, sınıflandırma ve katsayı belirleme yoluyla eczane açılmasının, ilçe sınırlarına dayalı nüfus kriterinin, nakil ve diğer hususların Eczane ve Eczane İşlemleri Yönetmeliğinin sadece bir maddesiyle düzenlenmesine olanak yoktur. Yapılacak iş sadece bu konuya özgü bir yönetmelik çıkarmaktır. Önerimiz şudur; sadece bu konuya özgü çıkarılacak yönetmelikte yapılacak ayrıntılı düzenlemelerle, meslek örgütleri, sendika ve diğer örgütlenmelerin hazırlayacağı veri, bilgi ve altyapı çalışması üzerine Sağlık Bakanlığının sadece eczane ve eczacılık hizmetine dönük bir sınıflandırma geliştirmesi ve bunu belli periyotlarda güncellemesidir. Yoksa eczacıların oturup Kalkınma Bakanlığı’nın “sosyoekonomik gelişmişlik araştırması” yapmasını beklemekten başka bir aktivitede bulunma şansları kalmayacaktır.