Ecz. Fatma SAYGILI

 

 

 

Hipokrat, "Yedikleriniz ilacınız, ilacınız yedikleriniz olsun" demiş. Bu hikmetli sözün modern çağlarda değerinin pek bilindiği söylenemez. Oysa beslenme düzenimizle, yediğimiz içtiğimiz şeylerle sağlığımız arasında doğrudan bir ilişki vardır.

"Ne yiyorsanız o’sunuz" sözlerinde de ifadesini bulan bu gerçeğin kavranılması ölçüsünde hastalıklardan uzak durmak veya hasta olunduğunda hızla iyileşmek mümkündür...

 

 

İlaç konusunda yetkin sağlık danışmanları olan biz eczacılar 5 yıl boyunca aldığımız eğitimlerde(farmasötik botanik ve farmakognozi) tıbbi bitkiler, droglar ve genel anlamda fitoterapötikler konusunda eğitim alan tek meslek mensuplarıyız.


Farmasotik botanik; eczacılığın temel bilim dallarından biridir. Bitkilerin insanlar üzerinde gösterdiği farmakolojik etkileri inceler. Konu itibari ile botanik ve farmakoloji bilim dalları ile birlikte çalışır.

Bitkilerden elde edilen hammaddelerin hangi bitkinin, neresinden, hangi şartlarla elde edilip, hangi hastalıklarda nasıl kullanılması gerektiği bu bilim dalının inceleme alanındadır.

 

Bitkilerden elde edilen maddelere DROG adı verilir. Her bir bitkinin canlıya yararlı olabilecek drogu farklı yerde olabilir. Bu nedenle bu bilim dalı bitkilerin bölümünde ne olduğunu teker teker tanımlamak durumundadır.

 

Farmakognozi derslerinde tıbbi bitkileri,etken maddelerini,elde edilmesini,tedavide kullanışlarını, günlük doz ve yan etkilerini ayrıca tüm bu bitkilerin gerek birbirleriyle, gerekse sentetik ilaçlarla etkileşimi öğrenilmektedir.

 

 

 

Farmakognozi:                                                 

Farmakon=İlaç               -co=Yoğun                -gnosia=Bilgi

 

Yani farmakognozi; Bitkilerin içindeki maddeleri inceleyerek bunlardan organizmaya girdiğinde hastalıkları iyileştirici etkisini bulmaya çalışan, bitkisel veya hayvansal kaynaklı (mikroorganizma,mantar,bitki,deniz canlısı,geleneksel tababet)ham drogların biyolojik, kimyasal, fiziksel, ekonomik problemlerine çözümler bulmak için çeşitli araştırmalar yapan bir bilim dalıdır.

 

Botanik biliminin eczacılık bilimine uygulanmasıdır. Her ikisinin de metodlarını kullanır. İlaç olarak kullanılabilecek etken maddelerin bitkiden verimli şekilde elde etme metodlarını belirler.

 

Bitkilerde yüzlerce etken madde bulunabilir. Bu maddelerin kimyasal maddelerdeki gibi yararlı etkilerinin yanında yan etkileri mevcuttur.

 

Fitoterapi; bitkilerle tedavi demektir,günümüzde eczacılığın farmakognozi bölümü tarafından ele alınır.


Fitoterapi insanlığın varoluşundan bu yana bilerek veya bilmeyerek kullanılıyordu. Ancak o zamanlar etkin madde kavramı bilinmemekteydi ve ürünlerin kullanışlarında da yanlışlar/eksikler vardı.

Teknolojinin ilerlemesi ve günümüz şartlarına ulaşması ile bu drogların kullanışında standardizasyon yapılmakla beraber etkin madde kullanılmaya başladı.eskiden bitkinin tamamı kullanılırken artık bu bitkinin sadece etken maddeyi içeren kısmı(kabuk,çiçek,uçucu yağ..) kullanılmaktadır.

Ancak hem doğal drog yetersizliği hem de standardizasyon zorluğu sebebiyle modern ilaç sanayi sentetik ilaçları kullanmaya başladı. Aslında sentetik ilaçların varlığı da bitkisel veya hayvansal droglar ve etkileri kopyalanarak/taklit edilerek ortaya çıkmıştır.

 

Biz eczacılar ilaçlarda olduğumuz kadar tıbbi çaylar ve bitkisel ilaçlarda da danışman kişileriz.

 

Avrupa’da (özellikle Almanya) bu konuda çok profesyonelce çalışmakta olup fitoterapi eczanelerde eczacılar tarafından uygulanmaktadır.

 

Ancak ülkemizde ‘bitkidir ne olacak ki zararı olmaz’ düşüncesinden hareketle gerek aktarlar gerekse kulaktan dolma bilgilerle bu işe sahip çıkan, halkı şifa umuduyla sömüren yetersiz kişilerin eline kalmıştır. 

Bilimsel olarak incelendiğinde içinde fare pisliği, gübre, böcek artıkları, saç, kıl, tırnak parçaları saptanan, sağlık sınırlarını aşan kontaminasyonlar belirlenen bitkiler ve benzeri sözde ilaçlar tehlike saçmaktadır.


Oysa ki doğru drog etken madde içerir, tıpkı ilaç gibi etki gösterir.

Bitkisel ürünlerin doğal oluşu kullanıcıya hiçbir şekilde zarar vermeyeceği anlamına gelmez. Bitkilerinde yanlış kullanılması veya fazla kullanılması sorunlara neden olabilir.

Bitkiler ve doğal ürünler de birbirleriyle, gıdalarla veya bazı ilaçlarla beraber kullanıldığında etkileşime girdiği ya da çeşitli toksik etkilerin ortaya çıktığı belirlenmiştir.

Örneğin: ginseng ve varfarin birlikte kullanıldığında; kanama riskini artırır.

Sarı kantaron ve sertralin birlikte kullanıldığında seratonerjik etkide artış görülebilir.

 

Ecz. Fatma SAYGILI

 



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat