Sevgili meslektaşımız Ecz.Hakan Gençosmanoğlu sayın Mehmet Domaç ile yeni eczacılık yasası ile ilgili bir röportaj yaptı. Yeni yasa kimi çevrelerce kurtuluş yolu gibi gösterilmeye çalışıldı. Söz konusu röportajdan sonra yetkili meslektaşlarımızdan bu söylemlere bir yanıt verilmesinin daha uygun olacağını düşündüğümüzden aklımızdan geçen şeyleri yazmak için bekledik. İnternetin artık iyice bayağılaştığı kimi ortamları saymazsak, yetkili meslektaşlarımızdan etkili bir yanıt gelmedi bugüne kadar. Bu yasanın eczacı için bir kurtuluş yasası olmayacağına dair görüşlerimizi saklı tutuyoruz şimdilik.

TEB yönetiminin bilgi-görgü artırıcı gezi planı son damlanın da düşmesine yol açtı; umarım hayırlara vesile olacaktır. TEB, eczacı odası başkanlarına bazı Avrupa kentlerini dolaştırarak ülkemizdeki eczacı kırımlarının önüne geçmeye mi çalışacak bilinmez. Ama gondol ve kumarhaneleri ile ünlü kentleri ziyaret edecekleri duyuruluyor.

TEB yönetimi bu pervasızlığı, bu cahil cesaretini nereden alıyor dersiniz? Eczacı meslektaşlarımız anımsarlar daha önce de böyle geziler yapılmıştı. Ufak tefek tepkinin dışında pek bir taban cephesi gelişmemişti ve el elin eşeğini türkü söyleyerek aramaya çıkmıştı. Gene öyle mi olacak? Eczacı eczanesinde oturacak, internet üzerinden geyik muhabbetleri türünden içini boşaltacak, yine eşeklerimiz türkü söylenerek aranacak....böyle mi bekleniyor. Böyle bekleniliyor olmalı! Yoksa, bir turistik geziyi inceleme gezisi diye yutturmaya çalışmazlardı. Ya bizi aptal zannediyorlar, ya da kendileri öyle.

Bilimsel yöntem-metodoloji-diye birşey var. Ne yapmak istiyorsanız onun özünü önünüze koyar, gerekli unsurları araştırırsınız. 5 kişilik, ne yapmak istediğini bilen insanı yollarsınız bir yere ne bilgisi lazımsa toplar getirir size. Sorun bilgi eksikliği mi? Bence hayır. TEB kendi varlığına yabancılaşmıştır. Şimdiye kadar nazik sözcükler seçtik yazdıklarımıza, ama artık yeter! Avrupanın en kurumsallaşmış eczanelerini bünyesinde barındıran Avrupa Eczacı Kooperatifleri Topluluğunun yöneticisi bir Türkiyeli eczacı meslektaşımız. Hiç ona sordunuz mu, Avrupada bu işler nasıl oluyor diye? Hiç onun söylediklerini/yazdıklarını dikkate aldınız mı?

Bence TEB yöneticileri batıya bilgi-görgü aramaya gitmeyi bırakıp, doğuya kendi benliklerini aramak için gitsinler. Doğunun mistisizmi onları iflah etmeye yeterse...

Uzun lafa gerek yok. Bir kırılma noktasındayız. Bu kırılma noktasını TEB yönetimi bir fırsat olarak önümüze sunmuştur. Eczanesinde umutsuzluğa terkedilmiş tüm meslektaşlarıma sesleniyorum. Bu kırlmaya omuz verin-bir el atın. Bu aymazlığın saltanatını ancak sizin tabandan gelecek tükenmez enerjiniz yıkabilir. Bu aymazlığı, seçtiğiniz örgütlerin kasaba politikacıları gibi duyarsızlaşmış, onların parmakla saydıkları delege hesapları yıkamaz. Bırakın delege hesaplarını çapsız olanlar yapsın.Sizler, yaşam mücadelesi veren meslektaşlarım, elinizi-bizzat kendiniz,siz- taşın altına koymadığınız sürece dar mekanınızda onurunuzun incitilmesinden kurtulamayacaksınız.

Tüm oda başkanlarına sesleniyorum.

1978 yılında sayın Bülent Ecevit,13 milletvekili eksik olduğu için hükümet kuramamıştı ve şöyle bir çağrı yapmıştı parlamentoya: ’’kumar borcu olmayan 13 namuslu milletvekili arıyorum’’...Ne yazık ki sayın Ecevit ’’13 kumar borcu olmayan namuslu milletvekili’’ bulamamıştı. Bulabilmiş olsaydı belki ülkemiz 12 eylül karanlığını yaşamayabilecekti...Sayın oda başkanı meslektaşlarım,nerede duracaksınız? Bu kırılmanın neresinde olacaksınız? Bakalım kaç taneniz ’’ben eczacının yanındayım’’ deyip geziyi kınayacaksınız.Öyle, ’’hastayım-işim var- babam hasta’’ falan gibi çürük gerekçelerin ardına sığınmadan,kaç taneniz ’’harbiden’’ karşı olacaksınız eczacının aptal yerine konmasına. Bakalım kaç başkan kendi tabanının onuruna saygı gösterecek? Tarih çoğu kez insanı, kazandıkları ile değil kaybetmeyi göze aldıkları ile tarihe kaydeder.

Sevgili genç meslektaşlarım

Forum sayfalarında, sanal sosyal paylaşım ortamlarında, örgütsüz-dağınık-demoralize yazılarınızı okuyor ve üzülüyorum. Hiç bir şey bir insanın elinin sıcaklığı kadar yapıcı değildir. Bilgisayar ortamlarını, örgütlenmenin bir aracı gibi kullanılmayı sonuna kadar desteklerim. Ama bunun sadece bir araç olduğunu bilmelisiniz. Aslolan meslektaşlarınızın elinin sıcaklığını hissetmektir.

’’İnceleme-araştırma’’ gezisinin ardından TEB bir kongre düzenliyor… 7 yıldızlı otellerin soğuk salonlarında yapılan aslı-astarı olamyan kongrelerin bugüne kadar faydasını görmedik, bundan sonra da görmeyeceğiz. Neden görmeyeceğiz? Çünkü TEB yönetiminin eksiği olan şey bilgi-görgü değil. TEB yönetimi kendi ruhunu kaybetti. Ruhunu kaybeden, en gelişmiş araçlarla bile yolunu bulamaz.Yani o pahalı salonların toplantılarından bizim için bir UMUT yok.

Umut nerede? Ruhunu kaybetmemiş meslektaşlarımızın bir araya gelmesindedir umut. Sevgili gençler, sizler bu ülkede Sivas’ta-Erzurum’da bir yıldızlı bitlenmiş otellerde kongre yapmayı başarmış bir topluluğun mirasçılarısınız.Ruhunuzdaki tek yıldız ile (bu insana saygı-kendinize saygı-ülkenize saygı demektir) toparlanın. Her ilden 10 tane genç eczacı meslektaşımızla temas kurun. Bu 810 kişi demektir. Geleceklerini inşa etmekle sorumlu olduğumuz öğrenci meslektaşlarımızı da unutmayın. 22 eczcılık okulundan 10 tane öğrenci arkadaşımız toplamda 220 kişi yapar. 220 ve 810,1030 eczacı olursunuz. Gidin TEB kongresinin 7 yıldızlı kongre salonuna ve dayatın kendi gerçekliğinizi...Aymazın saltanatı ancak böyle yıkılabilir.

Eczacı, bugün ancak tabandan gelecek bir muhalif duruşla kaderini değiştirebilir. Muhalif-miş gibi duran oda başkanları ise delege yerine koydukları parmaklarını saymaktan geleceği kavrayamadılar, gelecekle ilgili akılcı-bütüncül bir hareket tarzı oluşturamadılar…Bırakın statükonun ağır yorganı altındaki delegeleri. Uyanık olanın onurunu uyandırın yeter.

Ülkemizin heryerindeki her kademede bulunan ve vicdanını-ruhunu kaybetmemiş meslektaşlarımı yeni bir taban hareketinin yaratılması mücadelesine katkı koymaya çağırıyorum. Öyle internet karşısında değil ama, ellerinizin sıcaklığı ile...

Ecz.Yakup Ercan/yercan8@hotmail.com



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat