Sevgili Meslektaşlarım,


Bir süre önce SGK reçete kayıt sistemi üzerinde hayretle izlediğimiz bir E-Duyuru yayınlandı.Bu duyuru şöyle idi:''Senelerce çeşitli sıkıntılara girerek,KM.lerce yol katedip sözleşmelerini yapmak için zahmetlere giren,kurumumuzla sözleşme yapmış eczacılar bundan sonra eczanelerinde elektronik ortamda hiçbir ücret ödemeden 2008 yılı sözleşmelerini yenileyebilmeleri için çalışmalarımız son aşamaya gelmiştir.''

ÇEŞİTLİ yönetim kademesinde bulunan meslektaşlarımız kurumsal olarak,bazı arkadaşlarımız da kişisel olarak,örgütümüzü işlevsiz bırakmayı amaçlayan bu tavra gereken tepkiyi gösterdiler.Bir halk hikayesinin anlattığı gibi,''bize her şeyi vereceklerdi ama ruhumuzu almak karşılığında''.


E-DUYURUDA yeterince tepki gösterilmeyen bir husus daha vardı.Herkesin hissettiği ama pek de dile getirilmek istenmeyen bir yan...

25 BİN eczacıyı aşağılayan,onları oltanın ucundaki yeme ''balıklama'' dalacak ''sefiller'' olarak gören zavallı bir anlayış ile yüz yüze idik.Eh,ne de olsa burası Türkiye idi...İnsanlarımızı önce cahilliğe ve yoksulluğa mahkum edersiniz,sonra da önüne 5 torba kömür ve 5 kilo makarna koyarsınız sonra da istediğiniz yöne ''sürersiniz''.....Bizden de bu mu beklendi? Bu ''sefil'' düşüncenin sahibi ''hazret''in evine gittiğinde eşinin ve çocuğunun gözlerine hangi içtenlikle bakabildiğini merak ediyorum! Bir insan,niteliği ne olursa olsun,yalnızca insan olması nedeni ile saygıyı hak etmez mi? Bize ''düşkünler'' muamelesi yapan bu hazret evine hangi maske ile gidebiliyor?


** ** **


TEKNOLOJİNİN bu denli geliştiği bir zamanda elbette e-sözleşme yapacağız ve yaşamımızı kolaylaştıran tüm teknolojiyi de kullanacağız.Fakat bizi örgütsüz bırakmayı,bizi aşağılayarak gerçekleştirmeyi amaçlayanların değirmenine su taşınmamalı;onların tekerine çomak sokulmalıdır.


SAYILARI çok az da olsa kimi meslektaşlarımız, tam da bu vesile ile sözleşmelerin çok pahalı olduğundan şikayet ederek bu konudaki tepkilerini zamansız ve yersiz olarak dile getirdiler.Şu bilinmelidir ki;bir örgüt,üyelerinin manevi ve MADDİ desteği ile ayakta kalabilir.Kişisel kanım şudur ki,örgütümüz daha sağlam gelir kaynaklarına sahip olmalıdır.Üyelerimiz bu kaynağa gönüllü olarak destek olmalıdırlar.Şu gerçeği görmezlikten gelebilir miyiz? Eğer sözleşme formları ve benzeri kağıtlar ücretli olarak odalarımız aracılığı ile satılmaz ise bir çok meslektaşımız aidatını vermez ve hatta odalarımızın adreslerini dahi bilmezler!!! Bu gerçekliği tüm acılığına karşın görmek zorundayız.


** ** **


22 MART 2008 günü Ege Eczacı Odaları Platformu, yaptığı toplantının sonuç bildirisini yayınladı.Bu toplantıya Ege Eczacı Odaları ile birlikte Bursa,Eskişehir ve Tekirdağ Eczacı Oadalrımız katıldılar.Sonuç bildirgesini buraya aktaracak değilim,odalarımız bu metni kendi internet sitelerinde yayınladılar.Yanlış anımsamıyorsam bu tolantıya Merkez Heyetimize 5 üye vermiş 5 odamız da katıldı.Doğrusu, yeteneğine çok güvendiğim bir çok meslektaşım da bu toplantıya katıldı.Bu toplantının sonuç bildirgesi,''temennilerin'' ifade edildiği içeriğine bakılırsa,kocaman bir dağ tarafından doğurulmuş küçük bir fareden farksızdı.Önümüzdeki sorunsal daha önce de okuduğumuz ''42 sayfalık'' metinle zaten tespit edilmişti.Şimdi zaman ''neyi'' değil,''nasıl'' sorunsalını yaşama geçirme zamanıdır.


ÖRGÜTLERİMİZ elbette toplanacaklar ve sorunlarımızı enine boyuna tartışacaklardır...Bunların mutlaka yapılması gerekmektedir.Ve hatta örgüt yöneticilerimizin gündemsiz olarak toplanıp,tanışmak/kaynaşmak ve sağlamlaşmak için de toplanmaları gereklidir.Örgüt yöneticilerimizin bilgi ve deneyimini artırmak amacı ile profesyonel destek almalarında da yarar bulunmaktadır.Elbette tüm bu faaliyetlerin finansmanı örgütlerimizin bütçesinden karşılanacaktır ve bundan da doğal bir şey yoktur.


SÖZÜ edilen toplantıya 13 eczacı odası katıldı.Bu toplantıya toplam kaç kişi katıldı ve maliyeti ne oldu?Bu toplantı, temennilerin tekrar edilmesine değer miydi?Meslektaşlarımızın önemli bir bölümünün bireysel harcamalarını en asgariye düşürerek işlerini sürdürebilir kıldığı bir zamanda bulunduğumuz göz önüne alındığında,bu sorunun yanıtının evet olmasını temenni ediyorum.


** ** **


ÖNÜMÜZDEKİ günlerde TEB ve SGK yöneticileri arasında BUT/SUT görüşmeleri yapılacak.Eczacı ''kaybedeceği bir şeyinin kalmayacağı'' bir eğik düzlem üzerinde hareket ediyor.Bu süreci yönetenler iyi bir duruş sergileyemezlerse unutulmasın ki,''ölü ordunun generalleri'' olacaklardır.Yönetim kademesindeki meslektaşlarımın bu hassasiyetin farkında olduklarını biliyorum.Sosyo-politik ortam elimizi güçlendirir niteliktedir.Var olan mevzileri korumakla yetinemeyiz;yeni mevziler kazanma mücadelesi vermek zorundayız.Taleplerimizi yükseltmeliyiz.


** ** **

ACİL TALEPLERİMİZ

----Firmaların SGK ya yaptığı indirimler eczacı üzerindenm derhal alınmalıdır.Eczacı ilaç üreticilerinin taahhütleri için risk almak zorunda bırakılamaz.

----Katılım payları otomasyon sistemi üzerinde izlenebilir hale getirilmelidir.

----Fiat düşümlerinde 45 günlük bekleme süresine uyulup uyulmadığı takip edilebilir hale getirilmelidir.Üretici firmalar eczacıya güven vermemektedir.

----SUT/BUT mevzuatı yap-boz oyununa dönüşmemeli;yalın hale getirilmelidir.

----Eczacının kurumlara yaptığı iskonto kaldırılmalıdır.

AYRICA;

----Eczacı,kurum mensuplarının sorunlarının çözümü için büyük bir özveri ile çalışmaktadır.Bu nedenle eczacı meslek hakkını almalıdır.

----Miadı geçmiş ilaçların eczanelerden toplanarak yeniden üreticiye dönüşümünü sağlayan bir sistem kurulmalı;hem çevre korunmalı hem de ilaç tutarları eczacının borcuna mahsup edilmelidir.İlaç sanayii sektörel sorumluluklarını yerine getirmelidir.


** ** *


Gerek resmi partnerlerimize gerese üretici partnerlerimize,eczacının, ''ENTER'' tuşunun öte yanındaki ruhunu yitirmiş nesneler olmadığını gösterme zamanıdır.

ECZACI meslektaşlarımız,merkez heyetimizin temennilerini bilmektedir;şimdi beklenen şey ise icraattır.


Saygılarımla


Ecz.Yakup Ercan



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat