Sekiz yıldır yaptıkları önümüzde dururken, ‘12 Eylül’de referandum sonucu evet çıkarsa demokrasi gelişecek ve 12 Eylül faşizmiyle hesaplaşacağız’ yalanına inanmamız isteniyor. Toplumun neredeyse yarısını inandırmışlar.. Acaba eczacılar ne düşünüyor referandum konusunda.
Eczacı odaları ve onların tepe örgütü olan TEB görüşlerini bir türlü açıklamıyorlar..
Toptan ‘’bertaraf’’ olmuş durumdalar…
Son zamanlarda, AKP iktidarı tarafından o kadar ezildiler ve aşağılandılar ki; Başbakan, konuşun görüş bildirin diye sesleniyor. Ama nafile…
1982 anayasa sına hayır deyip hapse giren ve benimde içlerinde olduğum o kadronun devamı olan arkadaşlarında sesleri çıkmıyor.
Görüşlerimi yok… Olamaz.
Çünkü bu anayasanın tamamı ile ilgili görüşleri , itirazları vardı, ve o tarihte Havan dergisinde yazdılar. Peki; bugün neden sessizler?
Belki dost sohbetlerinde fikirlerini açıklıyorlardır…
Bu Anayasa tadilatında gerçekte amaçlanan şey nedir?
Bu sorunun cevabını, Prof. İzzettin Önder 15 Ağustos 2010 da EMEP, ÖDP, TKP ve HALK EVLERİ nin ortaklaşa yaptıkları panelde veriyor ve diyor ki; ‘’ Uluslar arası emperyalizm, anayasa değişiklikleri yoluyla Türkiye yi tam anlamıyla teslim almak istemektedir, uluslar arası sermayenin ihtiyacı olan yasa ve uygulamaların iç yargı denetimine takılmadan işlerlik kazanmasını amaçlıyorlar’’
Aslında kendileri de bu gerçeği itiraf ediyorlar;
AKP nin referandum için hazırladığı 40 soru 40 cevap kitapçığında aynen şöyle yazıyor. ‘’Kamu yararı gibi subjektif bir kavram ile bir çok özelleştirme kararı iptal edilmiş, böylece küresel sermayenin Türkiye de yatırım yapması ile ilgili birçok zorluk çıkarılmıştır’’
İşte bu şekilde, Danıştay, Yargıtay ve Anayasa Mahkemesi niçin AKP tarafından ele geçirilmek isteniyor, sorusunun cevabını net bir şekilde kendileri yazmış.
Bu Anayasa değişikliğinin temel amacı küresel sermayenin taleplerini karşılamak olduğu bu kadar açık iken hayır diyerek karşı çıkmak yurtseverliğin gereğidir.
‘’Yetmez ama evet’’ diyenler sermayenin hanesine yazılacak bir evet diyeceklerdir. Kendilerine hala solcu diyen, geçmişte göğüsleri yırtılıncaya kadar ‘DEVRİM’ diye bağırmış bu yeni liberaller, dinci muhafazakar AKP ile kutsal bir ittifak yaptılar, O nun demokrasi ve açılım aldatmacasına inandılar veya işlerine öyle gelmekte. İşte bu ittifak, sınıfsal bakışla düşünerek durum analizi yapmak yerine, iman ve dogmatik yöntemlerle evet diyeceklerdir.
AKP iktidarının devlet gücünü kaba bir şekilde kullanarak eczacılara dayattıkları ortada dururken, bu oyuna karşı çıkmak yani 12 Eylülde hayır demek boynumuzun borcudur.
Kaynak: ÇED İZMİR