Ünlü Fransız filozofu AUGUSTE COMTE "Bir ilim, ancak tarihi bilindiği zaman iyi bir şekilde anlaşılabilir" demiştir. Bu veciz söz büyük bir tutkuyla bağlı olduğum Eczacılık ilmi içinde geçerlidir.
Üzüntü ile ifade etmeliyim ki TÜRK ECZACILIK TARİHİ hakkında bilgilerimiz yüzeysel ve eksiktir. Bunun en büyük nedenlerinden birisi kuşkusuz meslektaşlarımızın meslek tarihimiz konusundaki ilgisizliği ve bunun neticesi olarak geçmiş dönemlerde geniş kapsamlı bir meslek müzesinin kurulmamış olması, günümüze taşınması mümkün olan belge, mesleki objeler ve materyallerin bakımlı yıpranmamış bir halde bugünlere taşınamamış olmasıdır.
Türkiye’de "Eczacılık Tarihi Müzesi" kurma girişimi Eczacı Naşid Baylav (1903-1982) tarafından 1931 yılında başlatılmış ve Türk Eczacılık Tarihi ile ilgili bazı eşya ve objeler toplanmış ise de ne yazık ki kuruluş o tarihlerde 2. Dünya Savaşı’nın başlaması nedeniyle gerçekleştirilememiştir.
Daha sonra 1960 yılında Türk Eczacılık Tarihi ile ilgili malzemenin toplanmasına tekrar başlanmış ve koleksiyonun genişletilmesine çalışılmıştır.
Bugün ülkemizde en geniş anlamda ‘Türk Eczacılık Tarihi Müzesi’ olarak adlandırabileceğimiz tek müzenin İstanbul Eczacılık Fakültesinde Prof.Dr.Turhan Baytop’un gayretleri sonucunda 1960 yılında kurulmuş olduğunu belirtmeliyiz.
Müzenin oluşumunda Prof.Dr.Turhan Baytop’un şahsi koleksiyonunun büyük katkıları olmuştur. Halen İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi zemin katında bulunan bu müzede ilaç kavanozları, ilaç hazırlamada kullanılan laboratuar malzemeleri, eczacılık tarihi ile ilgili kitaplar, eski ilaçlar, spesialiteler, diplomalar, grup resimleri, levhalar vs. olmak üzere 1297 parça bulunmaktadır.
Elbette Eczacılık Müzeciliği anlamında ülkemizde yer alan Prof.Dr.Ekrem Sezik’in gayretleri ile kurulan ‘Eczacılık Tarihi Müzesi’ olmaktan ziyade daha çok ‘Osmanlı dönemi eczanesi’ durumunda olan Hacettepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Müzesinden söz etmeden geçemeyeceğim. Müzenin çekirdeğini 1894 yılında İstanbul Şehremini semtinde eczane açan Konstantin Sava(Mantika)’nın eczanesi oluşturmuştur. Eczanenin son sahibi Ecz.İlhan Gezgin 1980 yılında sağlık nedenleri ile eczanesini kapatmış ve eczanesini müze yapılmak kaydıyla ve Prof.Ekrem Sezik aracılığıyla, Hacettepe Eczacılık Fakültesine hibe etmiştir. Açılış tarihi 1983 dür.
Diğer bir müze Marmara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Müzesi; Fakülte Dekanı Prof.Meral Keyer-Uysal’ın ilgisi ve Dr.Ecz.Doğan Üvey’in çalışmaları ile kurulmuş ve 17 Aralık 1998 günü yapılan bir törenle ziyarete açılmıştır.
Son zamanlarda yeni açılan Eczacılık Fakülteleri’nde ve bazı meslek odalarında eczacılık müze çalışmalarının başlamış olduğunu öğrenmekteyiz. Konya meslek odamızda da meslek müzesi anlamında bir çalışma yapılmıştır.
Bireysel anlamda da meslek objelerinin geçmişten geleceğe taşınması konusunda gayret gösteren eczanelerimiz bulunmaktadır. Bunlar içerisinde İstanbul da Beyoğlu’nda faaliyet gösteren Rebul Eczanesi ve Kızıltoprak’ta Tolga Eczanesi’ni gösterebiliriz.
Hırvatistan’ın Dubrovnik şehrinde Avrupa’nın en eski eczanesine ziyaret turları düzenlendiğini bu ülkeyi ziyaret eden meslektaşlarımız çok iyi hatırlayacaklardır. Her ne kadar bir eski eczane “müze” anlayışı içinde çok küçük yer tutsa da, kent yaşamında halkla iç içe olmuşluğu ve bir döneme ışık tutması nedeniyle etnografik yapıda önemli bir anlam taşıyacağı görüşündeyim.
40 yıllık süreçte amatör bir anlayışla binbir emekle toplamış olduğum mesleki objeleri bu düşünceyle sergileme ihtiyacı hissettim.
Mesleğime, yaşadığım şehre ve bulunduğum semte sembolik te olsa etnografik yapısıyla turistik bir katkı sağlayacağını düşündüğüm bu müzede her objenin bir geçmişi ve anlamı olduğu kuşkusuzdur. Eczanemin üst katında sergilemekte olduğum bu etnografik özellikteki küçük müzemde mesleki objeleri gelecek kuşaklara aktarmanın mutluluğunu yaşamaktayım.
Bu objelerden bir tanesini elimize aldığımızda bizi 1898 yılına Ecz.Beşir Kemal Bey’in eczanesine götürür. Gelin şimdi bu objeden yola çıkarak geçmişi şöyle bir hatırlayalım.
Halep Eczanesi (Beşir Kemal Eczanesi) Ecz.Beşir Kemal tarafından, Ecz.Hamdi Bey ile ortak olarak, 1898 yılında Bahçekapı semtinde açılmıştır. Beşir Kemal Halep doğumlu olup, 1897 yılında Mekteb-i Tıbbiye-i Mülkiye’nin Eczacı sınıfından diploma almış ve Hacı Hamdi Bey’in eczanesinde 6 yıl çalışmıştır. Halep Eczahanesi’nin adını sonradan ‘Beşir Kemal Eczahanesi’ olarak değiştirmiş, 1917 yılında Sirkeci Meydanı’na bakan bir dükkana geçmiş ve halk tarafından bu yerde vefatına kadar çalışmıştır. Osmanlı Eczacı İttihad Cemiyeti kurucularındandır. Majistral ilaç yapması ile ünlenmiş, titizliği, kurallara uyması ile meslektaşlarına örnek olmuş bir eczacıdır. Yaptığı müstahzarlar(Beşir Kemal Sübyesi, Osmanlı Kınakına Hülasası, Sıhhi Osmanlı Enfiyesi, Sıhhi Osmanlı Sabunu, Şark Sürmesi, Nasır ilacı gibi)döneminde büyük bir üne kavuşmuştur. Müstahzarlarında dış ülkelerde yapılan benzerlerine yakın yabancı isimler yerine, yerli olduklarını açıklayan ‘Osmanlı’ veya ‘Şark’ gibi adlar kullanmış olması, hazırladığı preparatlara olan güvenini göstermesi bakımından çok ilgi çekicidir.
12 Ekim 1929 tarihinde İstanbul’da kalp yetmezliğinden vefat etmiştir. Kabri Edirnekapı Şehitliğindedir.
1800‘lü yıllarda bankosu, terazisi ve havanı başında, eczanesine gelen reçete doğrultusunda, her bir hasta için özel ilaç hazırlamak amacıyla bütün gün çalışan, aynı zamanda mahallenin sağlık danışmanlığını yapan, buna karşılık da ancak geçimini sağlayabilen ve vefatında dul eşi ve yetim çocuklarına bir eczane ruhsatı miras bırakabilen çalışkan fedakar ve alçakgönüllü Osmanlı Eczacıları’nın o dönem temsilcisi olan Beşir Kemal’in ruhu şad olsun diyoruz.
Resmini görmekte olduğunuz obje Beşir Kemal’in majistral formül kutusu olup kendi orijinal mühürü ile kutunun mühürlendiği görülmektedir.
Kaynak: Eczahane’den Eczane’ye (Prof.Dr.Turhan Baytop)
Tel: (332) 3520657 Fax: (332) 3512816