TEB Başkanı Sayın Erdoğan Çolak 22-24 Kasım 2012 tarihleri arasında Afyon’da düzenlenen Bölgelerarası Toplantının açılış konuşmasında eczacının neredeyse tamamı kendi iktidar dönemlerinde katlanarak büyüyen ve çözüm üretilemeyen ekonomik sorunlarını çözmek için "topyekûn seferberlik" ilan etmişti.
Sayın Başkanın ardından söz alan eczacı odası başkanları da konuşmalarında "topyekûn seferberlik" çağrısını destekleyen konuşmalar yaptılar. İstanbul Eczacı Odası da konuşmalar sırasında söz alarak eczacının sorunlarını çözecek her çalışmanın içerisinde yer alacağını ifade etti ve ortak mücadelenin sağlanabilmesi için Türk Eczacıları Birliği Yönetiminin izlediği ayrımcı politikalara son vermesi gerektiğini ısrarla belirtti. Bölgelerarası Toplantının ardından Odamız web sayfasında yer alan yazıda Sayın Başkanın seferberlik çağrısının ne kadar samimi olduğu sorgulandı, çağrının samimiyeti ile ilgili çekincelerimiz eczacı kamuoyu ile paylaşıldı. Yazının sonunda Sayın Çolak tarafından yapılan "topyekûn seferberlik" çağrısının ardından Merkez Heyetinin nasıl bir adım atması gerektiğinin altı çizildi.
Afyon Bölgelerarası Toplantısının üzerinden bir buçuk ay geçmesine rağmen, Sayın Başkanın üç gün süren toplantı süresince yaptığı ve neredeyse tamamı İstanbul Eczacı Odası’nı suçlamaktan öteye gitmeyen konuşmaların arasında tek dişe dokunur açıklama olan "topyekûn seferberlik" çağrısıyla ilgili her hangi somut bir gelişme yaşanmadı.
2013 yılının ilk günlerini yaşıyoruz. Bu yılın bir değişim yılı olması herkesin beklentisi. Ekonomik sorunlarımızın yanı sıra bu ülkede yaşayan ve her vatandaşı yakından ilgilendiren sorunlar çözüm bekliyor. Geleceğe umutla bakmak, toplumsal barışın sağlandığı ve demokratik haklarımızın herkesin içine sinen yeni bir Anayasa ile güvence altına alındığı bir ülkede yaşamak istiyoruz.
Savaş çığırtkanlarının sayısının hızla arttığı, neredeyse tüm komşularımızla kavgalı olduğumuz ve üzerinde yaşadığımız coğrafyanın her an potansiyel bir savaş tehlikesi ile karşı karşıya olduğu dönemde Türk Eczacıları Birliği ve Eczacı Odaları olarak her alanda sorumluluk almak zorundayız. Türk Eczacıları Birliği Yönetiminin bugün uyguladığı politikayla Birliğimizin toplumsal sorunların çözümünde söz sahibi olması ve eczacının ivedi sorunlarına çözüm getirmesi mümkün değildir. Türk Eczacıları Birliği’ne son üç yıldır hakim olan anlayışın değişmesi gerekmektedir.
Türk Eczacıları Birliği öncelikle muhalefet görevini sürdüren ve eczacıların büyük bölümünü temsil eden Eczacı Odalarına karşı izlediği ayırımcı politikayı sona erdirmeli, başarısızlığının faturasını bu odalara ihale etmekten vazgeçmelidir. Topyekûn hareket edebilmek için sorunları ve çözüm önerilerini ortaklaştırmak ve bu hususta somut adımlar atmak gerekmektedir. Eczaneler ve Eczane Hizmetleri Hakkında Yönetmelik taslağını ve gelinen son durumu tüm Eczacı Odaları ile zaman geçirmeden paylaşmak, bu bağlamda atılacak en somut adım olacaktır.
Türk Eczacıları Birliği diğer meslek birlikleri ile olan ilişkilerini de yeniden gözden geçirmeli ve toplumsal sorunların çözümünde onlarla birlikte hareket etmelidir. Türk Eczacıları Birliği biz eczacılar da dahil olmak üzere her meslek gurubunu yakından ilgilendiren TMMOB Yasasını değiştirmeye yönelik torba yasa düzenlenmesine karşı meslek birliklerinin başlattığı ortak mücadelede yer alarak bu konuda somut bir adım atmalıdır. Türk Eczacıları Birliği sessiz kalma politikasına son vererek toplumun ve meslektaşlarının hak ve çıkarlarını korumak için mücadele etmeli ve meslekler arası dayanışmayı katılımıyla güçlendirmelidir.
Türk Eczacıları Birliği eczacıların ekonomik sorunlarına gerçekçi çözümler üretebilmek için alanımızın paydaşları olan ilaç firmalarının temsilcileri ve ilaç dağıtım kanalları ile karşılıklı saygı çerçevesinde kalıcı bir ilişkiyi en kısa sürede yeniden oluşturmak zorundadır. İlaç firmalarının temsilcileri olan sendika ve dernekler ile ilaç dağıtım kanallarının temsilcisi olan Ecza Depocuları Derneği ve Tüm Eczacı Kooperatifleri Birliği’nin yöneticileriyle yapılacak ve ortak sorunların tartışılacağı geniş katılımlı bir toplantı çağrısı bu yolda atılacak en somut adım olacaktır.
Ayrıca Hükümetle olan ilişkilerde eczacılık mesleğinin çıkarlarını gözeten tarafsız ve üretken yeni bir anlayış hakim kılınarak kişisel ilişkilere dayanan ve tek bir kişinin sorumluluğunda yürütülen politikalara derhal son verilmelidir.
Türk Eczacıları Birliği Yönetiminin "topyekûn seferberlik" çağrısı ancak bu adımlar atıldığı takdirde bir anlam ifade edecek ve daha da önemlisi eczacıların desteğini arkasına alarak siyasi iktidara karşı verdiği başarılı mücadele nedeniyle kamuoyunda oluşmuş olan, ancak uygulanan yanlış politikalarla son yıllarda erozyona uğrayan saygınlığını da yeniden kazanacaktır.
Türk Eczacıları Birliği Yönetiminin son üç yıldır uyguladığı politikalarla ilgili vereceği değişiklik kararı, 2013 yılının eczacılara neleri getirip neleri götüreceğini belirleyecektir.
İstanbul Eczacı Odası Başkanı