Adam mahkeme salonunda, jürinin önünde, kararı bekliyor…
Jüri adamın suçlu olduğu konusunda görüş bildirmek üzere.
Savunma avukatı son bir defa daha söz ister. Ayağa kalkar, jürinin önüne doğru ilerler. Ve kendine büyük bir güvenle konuşmaya başlar.
- Sizler şimdi müvekkilimin beklide suçlu olduğunu düşünüyorsunuz. Ama ben size suçsuz olduğunu kanıtlayacağım.
Derin bir sessizlik ortalığı kaplar ve herkes dikkat kesilir.
- Müvekkilim suçsuz, çünkü az sonra şu sağdaki kapıdan öldürdüğü iddia edilen kişi içeriye girecek ve sizler bunu düşündüğünüz için çok üzüleceksiniz hatta utanacaksınız. Ama yanlış bir karar vermekten kurtulduğunuz için de vicdanınız rahat edecek ve sevineceksiniz.
- Evet, şimdi, giriniz. Diye seslenir.
Jüri dahil salondaki herkes pür dikkat sağdaki kapıya doğru bakar.
Tabii ki içeriye başka biri girmiştir. Çünkü ölen çoktan ölmüştür.
Jüri kendi içinde toplanır, konuşur ve kararı bildirmek üzere mahkeme salonuna gelir.
Herkes yine büyük bir dikkatle kararı beklemektedir.
Ve jüri açıklar:
- Şahıs cinayetten suçlu bulunmuştur!
Savunma avukatı itiraz eder.
- Sizlere öldürüldüğü söylenen kişi az sonra kapıdan girecek dediğimde, hepiniz döndünüz ve kapıya baktınız. Öldüğünden bile tam emin olmadığınız biri için nasıl müvekkilimi suçlu bulursunuz?
Jüri sözcüsü:
- Haklısınız, en çok bu kısımda tereddüt ettik ama sonra emin olduk.
- Bizler ve salondaki herkes kapıya bakarken sadece bir kişi kapıya bakmıyordu. O da müvekkiliniz. Yani o öldüğünden çok emindi.
Ve mahkeme katili kesinleştirerek tamamlanır.
Şimdi sıra bizde. İTS bildirin diyenler, bildirmeyin diyenler… Bir sağ kapıya bakıyoruz, bir diğer kapıya… Bizler kapılara hep bir umutla ve maalesef acıklı bir durumla bakıyoruz.
Ve sadece orda oturanlar kapıya bakmıyorlar. Ne olacak, nasıl olacak diye düşünmüyorlar. Orada oturanlar her şeyi tüm çıplaklığı ile biliyorlar ve bizleri oyalamaya devam ediyorlar.