En baştan söyleyeyim...

''Taraflı bakıyorsun'' diyebilirsiniz!

Haklısınız! '' ben tarafım''...

''Kendi tarafımdayım , yani eczacı meslektaşlaımın tarafı''...

Sonuna kadar sorunları yaşayan ve her sorun da tekrar tekrar '' çözüm ne olabilir, bu dalga nasıl atlatılabilir?'' diye düşünen benim..BİZİZ...

Uygulamanın ilk günü nöbetçi eczanelerimiz, özellikle sistemde yaşanan aksaklıklar ve özel hastanelerin muayene ücretlerinin artmış olması nedeniyle vatandaşlarımızla karşı karşıya kalmışlardır.

Ya siz İstanbul SGK ile görüşebildiniz mi?

Türk Eczacıları Birliği, AKP Hükümeti gibi kendisine dokuz günlük tatil ilan ederek kapılarını eczacılara kapamış ve eczacıları sorunları ile baş başa bırakmıştır. Uyum içinde giden bir çalışmanın örneği olarak SGK, mesleğimiz için çok büyük tehlikeler taşıyan 2008 Sağlık Uygulama Tebliği’ni yayınlayıp tatile çıkarken, duruma hemen müdahale etmesi gereken TEB Merkez Heyeti Yöneticilerimiz de tatile çıkmayı uygun görmüşlerdir.

Size ulaşılabildi mi? Siz tatil yapmayıp, hangi sorunu çözebildiniz?

9 Temmuz’da imzalanan 2008 Protokolü ile kazanılmış haklarımızın sonuna kadar arkasında durulması hususunda yaptığımız tüm uyarılarımız ve eylem önerilerimiz dikkate alınmamıştır. İki ay süren ve örgütün direnme gücünü zayıflatan görüşmeler sonunda imzalanan Ek Protokol ile kazanılmış ekonomik haklarımızın büyük kısmı SGK ya geri verilmiştir. Türk Eczacıları Birliği, bu protokol ile saygınlığına gölge düşürmüştür.

9 Temmuzda ne kazanmıştınız?

Ya peki protokol komisyonu kimlerden oluşuyordu? En büyük Oda olarak , bulunduğunuz komisyonda hiç mi ağırlığınız yoktu? Siz İEO nın saygınlığını nerede kaybettiniz acaba?

Bu değişiklikle Sosyal Güvenlik Kurumu, Türk Eczacıları Birliği ile bir daha sözleşme yapmayacağını net bir biçimde ortaya koyarak, eczacının örgütlü gücünü yok sayacağının altını çizmiştir.

Siz de bu tutumunuz ile timsah gözyaşları(*) mı döküyorsunuz?

(*timsah avını yerken , üzgün gibi görünsede aldığı hazdan dolayı gözyaşları dökerMİŞ.)

Ya  “GÜNÜBİRLİK TEDAVİ”, kaç aydır sorun iken ve bizler sizi o kadar uyarmışken, yeni mi anladınız, yeni mi aklınıza gelebildi?

Bu tebliğ ile Yatan Hasta Reçetelerinin dağıtımının ardından Faktör ve diğer kan ürünleri dağıtımının da Odaların elinden alınma süreci başlamıştır.

Yatan hasta reçeteleri giderken, perşembenin gelişini çarşambadan göremiyor musunuz?

Tüm bu gelişmeler, ne yazık ki Türk Eczacıları Birliği’nin son aylarda hızla kaybettiği saygınlığının kaçınılmaz sonucudur. Elindekine sahip çıkamayan bir anlayışın artık ciddiye alınması mümkün değildir.

TEB kim, siz kim siniz? Var mı bir ton bile farkınız?

TEB Merkez Heyeti ne yazık ki, uygulamalara müdahale edecek ve eczacının haklarını koruyacak bir iradeyi ortaya koyamamaktadır.Bu gün ortalığı boş bulanlara Eczacının gerçek gücünün ne olduğunu gösterme zamanı gelmiştir.

Haklısınız,eczacının gerçek gücünü gösterme zamanı gelmiştir.

Ey, en büyük Eczacı Odası , düş bakalım öne...Önder ol...Eczacına dön...Tabanın sesini duy..

Haydi önce sen başla..

AÇ ECZACININ ÖNÜNÜ....( Sevgili Yusuf Telli, mali kongrede ''sizin anlayacağınız şekilde söyleyim...'' diye ne kadar güzel ifade etmişti! )

Bu kıvılcım İstanbul'dan yanmaya başlayabilir!

Tek derdim var!

SAMİMİ OLDUĞUNUZA inanmak değil, görmek istiyorum.

Evet, ben tarafım diyerek başlamıştım...

Arkadaşlar, sizde '' taraf'' olmalısınız! Eczacılık tarafını tutmalısınız...

Sesinizi çıkarmak zorundasınız!

Çünkü, taraf olmayanlar bertaraf olurlar....



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat