- Plavix; koroner arter hastalığı + GIS intoleransında ödeniyor mu?
Ya da....
- Tüp bebek tedavisinde yaş sınırı kaç oldu, doz nasıl girilecek, ünite olarak mı?
Ya da....
- Çalışan memurlara yeni karne veriyorlar mı? Yoksa reçete kağıdına yazılabiliyor mu?
Ya da...
- 2000006 ile 2000007 saymanlık kodlarına hangilerini dahil edeceğiz?
“ ya da “ lar öyle çok ki...
Dünyada öyle sorunlar varken bizleri bunların içine öyle GÖMDÜLER kii..
Öyle “canlı canlı gömdüler”.
Maalesef biz izin verdiğimiz sürece, “onayımız ile”, bunlara benzer pek çok istemediğimiz durum sürüp gidecek.
Maalesef...
Freud bir tanımlama yapar.
“Delilik , aynı şeyleri tekrar tekrar yapmak
ama farklı sonuçlar beklemektir.”
Ecz. Arif Uzer üşenmemiş saymış, 1522 gündür aynı şeyi deniyoruz.
Sistemi düzeltecekler mi, günboyu kesintisiz çalışacak mı?
Hergün yeniden, yeni bir umutla...
Farklı sonuç alabilen var mı?
Yetkililerce bir 1 nisan telaffuz edilmişti....Ama...Nisan 14 oldu ve olmayan ortada...
“Bir şey yapmak isteyen bir yolunu bulacaktır.
Hiçbir şey yapmak istemeyen de bir mazaret bulacaktır.”
Ve savruluyor zaman....
12. dalgada , “dalga geçiyorlar” bizimle..
Acil soru: Nasıl yaşamak istiyoruz?
(“Gülünün solduğu akşam”larda isyan ile sessiziz yine..)
“Nasıl bir eğitim istiyoruz” yada “Nasıl bir demokrasi istiyoruz”(*) sorularına bile gelemeden sadece “nasıl yaşamak istiyoruz?”
İnsanlarımızla, sevdiklerimizle, hoşlanmadıklarımızla, sağlığımızla, eksikliklerimizle, hayallerimizle, hep birlikte... İnsana yaraşır bir toplumda... Toplumsal olaylarla ilgilenmek, meslek için “bir şeyler yapmak”, sanat ve kültür eşliğinde kişisel gelişimimizi (tekamül) sağlamak, ideale doğru yürümek, hayata sarılmak, insana sarılmak...
Sadece “mutlu olmak”...
Sadece ...
Mutlu yaşamak...
Mümkün mü?
Var olan yanlışları görmek, dengeleri kalıpları kaldırmak, çok daha elverişli olanları yaratmak, bizlere dayatılan gerçekliği değiştirmeye çalışmak, "öğrenilmiş çaresizliklerimiz" den kurtulmak...
Değişime inanmak...
İçindeki isyanın sesini duymak...
Yüreğindeki sesi dinlemek...
Sessizlik mi?
O halde; aklınızın köşesine bile korku düşmeyen günler dilerim.
(*) Server Tanilli kitapları...