Türk Eczacıları Birliği geçtiğimiz hafta Bölge Eczacı Odalarına gönderdiği bir yazıda 14 Mayıs Eczacılık Haftası’nın teması olarak "Akılcı ilaç kullanımı perspektifinden antibiyotikler" konusunu seçtiğini ve Bölge Eczacı Odalarının da bu konu üzerinden 14 Mayıs etkinlikleri çerçevesinde çalışma yapmaları gerektiğini duyurdu.
Türk Eczacıları Birliği geçtiğimiz yıl 14 Mayıs eczacılık haftasında da yine akılcı ilaç kullanımını gündemine almıştı. Bugün olduğu gibi bir önceki yılın 14 Mayıs Eczacılık Günü etkinlikleri haftasında eczacılık mesleğinin en büyük ekonomik krizi yaşanıyor, acil çözüm bekleyen sorunlarımızın tamamı ortada duruyordu. Türk Eczacıları Birliği’nin bu tavrı karşısında İstanbul, Bursa, Kocaeli, Zonguldak Eczacı Odaları "Karanlıktan Aydınlığa" ana teması altında sorunlarımızın kamuoyu ile paylaşılacağı bir miting düzenlemişti.
Türk Eczacıları Birliği Merkez Heyetine gerek sözlü gerekse yazılı birer çağrı yapılarak mitingin tüm eczacı odalarını kapsayacak şekilde genişletilmesi, Türk Eczacıları Birliği’nin de mitinge destek vermesi talep edildi, hatta "gerekiyorsa bu mitingi Ankara’da yapabiliriz" çağrısı yapıldı. Türk Eczacıları Birliği bu çağrıyı daha önce kendileri tarafından çok görkemli bir miting düzenlendiği, bugün aynı görkemli havayı yaratmayacak bir mitingin arkasında yer almalarının doğru olmayacağı gerekçesiyle reddetti. Türk Eczacıları Birliğinin tüm engelleme çabasına karşın miting gerçekleştirildi ve eczacılar dayatmalara karşı mücadelede kararlı olduğunu bir kez daha ortaya koydular.
Aradan geçen bir yıllık sürede görülüyor ki Türk Eczacıları Birliği aynı anlayışı sürdürmeye devam etmektedir. O dönemden bugüne kadar da çözümü konusunda hiçbir adım atılmadığı için artık kamuoyu tarafından ezbere bilinen sorunlarımıza aynı derecede yakıcı yeni sorunlar eklenmiş olmasına rağmen, Türk Eczacıları Birliği yönetimi bu yıl da 14 Mayıs Eczacılık Haftasını akılcı ilaç kullanımı gibi geçen yılın tekrarı olan ve suya sabuna dokunmayan bir gündemle geçiştirmeyi uygun görmüştür. Oysa Türk Eczacıları Birliği’nin, ülkemizin çok önemli bir genel seçime gittiği dönemde her ortamda sorunlarımızı ve çözüm taleplerimizi ön plana çıkartıp önümüzdeki dönem iktidara talip olan siyasi partileri uyarması gerekirken sergilediği bu tavır meslek tabanında büyük bir hayal kırıklığı yaratmaktadır.
Özellikle genel seçimlerde milletvekili olmak için siyasi partilerden aday adayı olan TEB Merkez Heyeti üyelerinin istifası sonucu göreve yedek üyelerin gelmesinin ardından oluşan yeni Başkanlık Divanı, Sağlıkta Dönüşüm Programının yarattığı yıkıma karşı geçtiğimiz haftalarda sağlık alanının tüm bileşenlerinin ortaklaşa düzenlediği eyleme katılmayarak büyük bir fırsatı kaçırmıştır.
14 Mayıs Eczacılık Günü yaklaşırken çözüm bekleyen sorunlarımızın yanı sıra iki büyük tehlikeyle karşı karşıyayız. Eczanelerimizde nakit satışlarımızda önemli yer tutan OTC ilaçların, dermokozmetik ürünlerin ve besin takviyelerinin giderek artan oranda internet üzerinden satılmaya başlanması ve bu satışların reklamla desteklenmesi karşısında etkili bir mücadeleye gerek vardır. Bu konuda daha ilk adımlar atılmaya başlandığında yapılan bir TEB Merkez Heyeti toplantısına katılarak yaşanan gelişmelerle ilgili detaylı bir dosyayı kendilerine sunarak birlikte çözüm üretme adına her türlü desteği vermeye hazır olduğumuz dile getirilmiştir. İlaç fiyatlarında yaşanan düşüşlerle önemli bir gelir kaybı yaşayan eczaneler için ilaç dışı ürünler büyük önem taşımaktadır. Ancak geçmişte mamalarda olduğu gibi bugün de dermokozmetik ürünler ve besin takviyeleri göz göre göre eczane dışına çıkarılmaktadır
Ayrıca son günlerde bilinçli olarak meslek odalarının işleyişlerine yönelik basında dile getirilen eleştiriler, önümüzdeki süreçte meslek örgütlerinin nasıl bir tehdit ile karşı karşıya kalacağının göstergesidir. Sabah gazetesinin hükümete yakın yazarlarından biri köşesinde yayımladığı yazısında eczanelerin pazar günleri Eczacı Odaları istediği için kapalı olduğundan yola çıkarak kamu kurumu niteliğindeki meslek odalarına ve birliklerine karşı tahammülsüzlüğünü ortaya koymuştur. Yazıda meslek odaları siyaset yapmakla suçlanmakta, bazı meslek odalarına üye olma zorunluluğu eleştirilmekte ve meslek kuruluşlarının rekabete açılması önerilmektedir. Sabah gazetesinde dile getirilenler AKP hükümetinin muhalefet görevini üslenen meslek örgütlerine yönelik düşmanca tutumunun aynısıdır. Sayın Sağlık Bakanı meslek kuruluşlarını "kapatılmaları bir iki maddelik bir yasal düzenlemeye bakar" diyerek tehdit etmiştir. Sabah gazetesindeki yazıda yer alan meslek örgütlerinin rekabete açılması önerisinin ardında yatan amaç sarı sendikalar gibi hükümet yanlısı meslek kuruluşları yaratarak meslek grupları içindeki birlikteliği parçalayıp ortadan kaldırmaktır. Sabah gazetesinin ardından yine hükümete yakın Yeni Akit gazetesi aynı yazıyı meslek kuruluşlarının "ya siyaset dışı kalması ya da rekabete açılması gerekiyor" başlığıyla manşetine taşımıştır. Sabah gazetesinde aynı yazar tarafından bu konu gündem tutulmaya devam edilmektedir. Meslek örgütlerini işlevsiz hale getirerek ülkemizi kendileri için dikensiz gül bahçesine çevirmek, hükümetin, iktidarını sürdürmesi durumunda, önümüzdeki dönemdeki temel hedeflerinden biri olacaktır.
Tüm bu gelişmeler karşısında Türk Eczacıları Birliği’nin, 14 Mayıs Eczacılık Haftası gibi tüm eczacı tabanını toparlayacak, ortak bir hedefe yönlendirecek bir gündem oluşturmak için yeterli süresi vardır. Akılcı ilaç kullanımı gibi mükerrer gündemleri bir yana bırakarak mesleğimizi ve meslek kuruluşlarını bekleyen tehlikeleri ön plana çıkaracak bir eylem planı genel seçim öncesinde kamuoyunda büyük ses getirecektir.
İstanbul Eczacı Odası Başkanı