YENİ PROTOKOLDE SONUÇLANMAMIŞ İŞLEMLERDE

YAPTIRIM UYGULAMASI

1 Nisan 2016 tarihinde imzalanan yeni Protokol 01 Nisan 2020 tarihine kadar geçerli olacak. Bundan önce iki dönem üçer yıllık çerçeve sözleşmeler yapılmış, arada ek protokollerle değişikliğe gidilmişti. Yeni sözleşmeye göre her yılın Nisan ayında Protokol gözden geçirilecek.

Her yeni sözleşme ya da ek sözleşme, uyulması gereken yeni kurallar veya değiştirilen uygulamalar demektir. Bu değişken yapı, zaman zaman çeşitli nedenlerle, başlayan ilaç temin sürecinin veya sonuçlarının; birden çok Protokol dönemine ya da protokolün değiştirilmiş maddelerine denk gelmesine yol açmaktadır.

Bu konu özellikle yaptırım uygulamalarında önemlidir. Yazılı uyarı, fesih ve cezai şart işlemleri kimi zaman birkaç sözleşme dönemine yayılabilmekte, bu durumda hangi protokolün uygulanacağı konusunda duraksama yaşanmaktadır.

Kuşkusuz bu durumda ideal bir hukuksal düzenleme, eşitlik ilkesinin gereği olarak “lehe olan hükmün” uygulanması şeklinde olmalıdır. Bu ana kurala karşın, konu karmaşıktır. Uygulamada lehe olma durumu eczacılar için farklı anlamlara gelebilmektedir. Kimi eczacı cezai şarta razı olurken, kimi feshe razı olmaktadır. Örneğin eczanesini kapatmış birisi için feshi kabul etmek parasal yaptırıma tercih edilmektedir. Bazen de aynı maddenin bir bölümü avantajlı olurken(örneğin cezai şart), diğer bölümü dezavantajlı (örneğin fesih) olmaktadır. Bu nedenle eczacının tercihi de önem kazanmaktadır.

Ancak geçmiş sözleşme pratiği pek de iç açıcı değildir. Yazılı uyarı/fesih/cezai şart şeklindeki üçlü yaptırım uygulamalarında sorunlar, belirsizlikler, yanlış yorumlar sözkonusu olmuş, sonuçlanmamış işlemlerde yaptırım uygulamaları bir türlü kararlılık kazanamamıştır.

1 Nisan 2016 tarihinde yürürlüğe giren 2016 Protokolü ile uygulama yine değişmiş, ancak bu kez yorum farkları ve tartışmaları azaltacak önemde bir boşluk doldurulmuştur.

Reçetesi geçmiş dönemlerde fatura edilen ancak yaptırım işlemi ve tebliği, 2016 sözleşmesinin yürürlüğünden sonraki tarihe denk gelen fiiller için öncelikle işlemin sonuçlandığı tarihte yürürlükte bulunan sözleşme hükümlerinin uygulanmasına devam edildiğini belirtmek gerekir. Ancak eczacının yazılı talebi halinde bir defaya mahsus olarak da 2016 sözleşmesi değil, reçetenin fatura edildiği tarihteki sözleşme hükümleri uygulanacaktır.

2016 Protokolü ile bu konuda iki değişikliğin yapıldığını görüyoruz.

2016 Protokolü’nden önce Kurum’un yanlış hukuksal yorumuna dayanan bir uygulaması vardı. Esas itibariyle bir yazım hatası ve anlatım bozukluğu da içeren 6.10 maddesi “sadece fesih uygulamaları için” uygulanmaktaydı. Buna karşın maddede bir belirsizlik olmakla birlikte, bütün yaptırımları kavradığı da “biçimsel hukuk” anlayışı terk edildiği anda kolaylıkla anlaşılmaktaydı.

Neyse ki 2016 Protokolü bu belirsizliğe noktayı koydu ve işi yoruma bırakmadan maddeyi netleştirdi. Böylece geçmişte başlamakla birlikte, sonuçlanması 2016 yılı sözleşmesi sonrasına sarkan ve açık biçimde “yazılı uyarı, fesih ve cezai şart” uygulanan tüm işlemler için 6.10 maddesinden eczacıların yararlanabileceği düzenlendi.

İkinci değişiklik, eski sözleşmenin uygulanmasını yazılı olarak talep etme süresi ile ilgili… Önceki Protokol’de “ilgili protokole göre işlem talep etme süresi iki yılla” sınırlı iken yeni Protokol’de “iki yıllık talep süresinin” de kaldırıldığını görüyoruz. Bilindiği üzere “iki yıllık süre içinde bir defaya mahsus olmak üzere yazılı olarak talep” ibaresi ilk defa 2013 Ek Protokolü ile getirilmişti. Ancak meramı anlatmakta güçlük çeken bir ibare idi. Buna karşın Yeni Protokol’le “iki yıl” sınırının da kaldırılmış olması, muğlak anlatımı gidermiş değil. Burada anlatım bozukluğundan kaynaklanan her işlem için mi, yoksa her eczacı için mi “bir kereye mahsus kullanılan hak” olduğu yönündeki tereddüt sürmektedir.

 

https://twitter.com/_FevziCakmak_

f.cakmak@eczacininsesi.com

 



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat