Eczacıların çalışma biçimleri çeşitlendikçe, çalışma ilişkilerinde konu başlıkları ve sorunlar da çeşitleniyor.

6197 sayılı yasada yapılan değişiklikle ortaya çıkan “ikinci eczacı” ve “yardımcı eczacı”, daha önce başka hiçbir kimlikle anılmadan doğrudan hizmet akdiyle çalışan eczacılar ve eczanenin sahibi olmaksızın sadece mesul müdür olarak çalışan eczacılarla birlikte eczanede hizmet sözleşmesiyle başka bir deyişle işçi olarak çalışan eczacıların sayısı artmaya başladı.

Bilindiği üzere eczane sahipliği ve mesul müdürlük bir kişide birleşince eczacı bağımsız çalışan, yani kendi adına ve hesabına çalışan durumunda oluyor. Ancak 6197 sayılı yasaya göre zaman zaman geçici olarak mesul müdür eczacılık, eczane sahipliğinden ayrılmaktadır. Bu durumlarda mesul müdür olarak çalışan eczacılar iş mevzuatına göre hizmet akdiyle çalışan durumuna geçmektedir.

Ayrıca kimi eczacılar, doğrudan, hiçbir nam altında olmaksızın eczanelerinde eczacı çalıştırmayı tercih edebiliyorlar. Bu şekilde çalışan bir eczacı da tamamen iş kanununa göre hizmet akdiyle, yaygın söyleyişle işçi olarak çalışmaktadır. Diğer çalışanlardan (kalfa, teknisyen vb) çalışma hukuku bakımından herhangi bir farklılığı yoktur.

2012 yılında ise 6308 sayılı Yasa ile eczacılık hukukuna iki eczacı çalışma biçimi daha girmiştir. Bunlardan birincisi “ikinci eczacılık”, ikincisi ise “yardımcı eczacılık”tır. İki eczacılık biçiminde de yine hizmet akdiyle ve iş mevzuatına göre çalışma söz konusudur. Çalışma biçiminde de duruma göre ya çalıştıran eczacı ya da çalışan eczacı için bir zorunluluk hali söz konusudur. Böyle olunca yasa bu çalışma biçimlerine ücretlerden başlayarak çalışma usulüne kadar özel düzenlemeler getirmiştir.

İkinci eczacılar uzun bir serüven sonunda geç de olsa eczanelerde çalışmaya başlamıştır. Buna karşın kazanılmış haklar nedeniyle yardımcı eczacılık uygulaması henüz başlamamıştır: 2013 yılında eczacılık fakültelerine girerek 2018 yılında mezun olacak eczacılık fakültesi öğrencileri bir yıl süreyle yardımcı eczacılık yapmadan serbest eczane açamayacaklar.

Hemen belirtelim ki; gerek ikinci eczacı, gerekse yardımcı eczacının çalışma biçimi, herhangi bir eczane çalışanı gibi iş kanuna tabi ve hizmet sözleşmesiyle yapılan bir çalışmadır.

Ancak ikinci eczacı ve yardımcı eczacının, eczanede hizmet akdiyle çalışan diğer eczacılardan ayrılan en önemli noktası yasayla özel olarak asgari ücretlerinin belirlenmiş olmasıdır. Başka bir deyişle bu iki eczane çalışanı çalışma mevzuatının gerektirdiği genel asgari ücret tarifesinden muaftırlar ve özel kanunlarıyla asgari ücretleri belirlenmiştir. Buna göre ikinci eczacılara asgari ücretin üç katından aşağı olmamak üzere taraflarca belirlenecek ücret; yardımcı eczacılara ise asgari ücretin bir buçuk katından aşağı olmamak üzere taraflarca belirlenecek ücret ödenecektir.

Burdaki kritik noktayı hemen söyleyelim… İkinci eczacı ve yardımcı eczacı için bu şekilde özel ve açık bir ücret belirleme yöntemi varken diğer eczane çalışanı eczacılar için böyle kanunla belirlenmiş bir ücret belirleme metodu yoktur. Diğer eczacıların ücretleri esas itibariyle hizmet akdine bağlı olarak iş hukukunun genel ilkeleri çerçevesinde yürütülmektedir.

Buna karşın, eczacılar gibi kariyer mesleklerin pek çoğunun üst örgütleri mesleki ücret istikrarını koruyabilmek maksadıyla her yıl bu türden çalışanlar için bir ücret açıklaması yaparlar. Esas itibariyle bu ücret belirlemelerinin yasal arka planı yoktur ve sadece tavsiye niteliğindedir.

Nitekim Türk Eczacıları Birliği de eczanede hizmet sözleşmesiyle çalışan mesul müdür eczacılar için böyle bir ücret açıklaması yapmaktadır. Bu açıklamalar her zaman standart bir ifade ile “TEB olağan kongresinde alınan yetki ile 6643 Sayılı Yasanın 4'üncü maddesinin (b-f) bentleri temel alınarak 6197, 984, 1262, 3977 ve benzeri kanunlarda geçen eczacı sorumlu müdürlerin asgari ücretlerinin belirlenmesi için Türk Eczacıları Birliği Merkez Heyeti'ne yetki verilmiş olup, ilgili Yasalara göre sorumlu müdürlük görevini yürütecek eczacıların asgari ücreti ….. yılı için aylık net ... TL olarak belirlenmiştir.” şeklindedir.

Ancak belirtilen dayanak ikinci eczacı ve yardımcı eczacıda olduğu gibi net ve açık bir asgari ücret belirlemesi değildir. 6643 sayılı yasanın 4/b-f bentleri incelendiğinde, kanunda asgari ücret belirleme yetkisinin açıkça yazılmadığı, bu nedenle kongrenin verdiği yetkiye dayandırıldığı ve emredici nitelikte olmadığı görülmektedir. 4/b-f bentleri ”çalışma ilişkilerinde üyelerinin hak ve menfaatlerini korumaya dayalı” genel hükümler içermektedir.

Bu durumda TEB’in ve mimar mühendis odaları ve benzeri pek çok meslek örgütünün bu türden ücret belirleme hususu tavsiye niteliğini aşamamaktadır. SGK müfettişlerinin asgari işçilik incelemelerinde, bu türden asgari ücret belirlemeleri tavsiye niteliğinde kabul edilmektedir. Bunun bir istisnasını, Avukatlık Kanununa göre çıkarılan “Bir Avukat Yanında, Avukatlık Ortaklığında veya Avukatlık Bürosunda Ücret karşılığı Birlikte Çalışan Avukatların Çalışma Esaslarına İlişkin Yönetmelik” çerçevesinde (Ücret Hakkının Düzenlenmesi başlıklı 6. maddede) saptanan ücretler oluşturmaktadır.

Şu halde, mesul müdür eczacı veya hizmet akdiyle çalışan diğer eczacılar için ücret belirleme yöntemi, 2012 yılında 6197 sayılı yasada yapılan değişiklikle getirilen ikinci eczacı ve yardımcı eczacının ücret belirleme yönteminden farklıdır. Bunlar için genel hükümler üzerinden işlem yürütülmekte ve tavsiye niteliğindeki TEB kararı dikkate alınabilmektedir.

Özetle, hizmet sözleşmesiyle eczanede çalışan diğer eczacıların durumu, ücretleri kanunla ve emredici biçimde açık seçik belirlenen ikinci eczacı ve yardımcı eczacının durumu ile karıştırılmamalıdır.

 

 

https://twitter.com/_FevziCakmak_

fecakmak@gmail.com

 



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat