Eczacının İnternetle İmtihanı 3: Eczacılar İnternet Sitesi Açabilir Mi?
(Hukuksal Çerçeve)
Yine yanıtımız, karşı soruyla olacak: Neden açmasın?..
Eczacılar bu ülkenin vatandaşı olarak Anayasanın iletişim, bilgi yayma, ifade ve ticaret özgürlüğünden neden yararlanmasın…
Önce hukuksal bir çerçeve çizip, hemen arkasından sonraki yazıda konuya devam edip uygulamadan örnekler vereceğiz.
Genel olarak iletişim hakkı Anayasa’nın 22 ve 26. maddeleri çerçevesinde değerlendirilebilir. Buna göre haber alma ve iletişim özgürlüğü bir hak olarak düzenlenmiş, kitle iletişim araçlarını da içerecek şekilde 22. maddede kapsam ve çerçevesi belirlenmiştir.
Yine düşünce ve kanaat açıklama özgürlüğünün yığınsal iletişim araçlarıyla özgür biçimde yapılabileceği hususu “Düşünce Kanaat Açıklama Özgürlüğü” başlıklı 26. maddede “Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet resmi makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar…” şeklinde belirlenir. Düşünceyi açıklama, bilgi edinme, haber alma ve verme özgürlükleri bu madde çerçevesinde değerlendirilir.
Anayasa; iletişim hakkını, düşünce ve kanaat açıklama ve yayma özgürlüğünü düzenlerken, bir yandan kamu hukukunun en önemli konularından olan temel hak ve özgürlüklerin sınırlanmasını ve bunların kanunla yapılabileceğini belirliyor. Örneğin bunlardan birisi eczacıları da ilgilendirecek şekilde “genel sağlığın korunması” konusudur.
Öte yandan yapılan iş bir yandan sağlık alanıyla ilgiliyken diğer yandan da ticaretle, ticaret hukukuyla ilgilidir. Yani işin içine ticaret yapma özgürlüğü, bunun artık elektronik ortamlarda da yapılabileceği ve bunu çevreleyen hukuksal yapı giriyor.
İlaç-eczacılık bakımından dijitalleşme süreci ise; ilaç, ilaç ve ilaç dışı ürünler ayrımı, eczanenin bir sağlık işletmesi olması, sağlık hukuku, işletme uygulamaları, elektronik iletişim ve ticaret gibi çok yönlü etki altında gerçekten zor bir alana tekabül etmektedir.
Bu yapı nedeniyle Elektronik Haberleşme Kanunu, İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun, Ticaret Kanunu, Tüketici Haklarını Koruma Kanunu, Kişisel Verileri Koruma Kanunu gibi kanunlarla ve İnternet Toplu Kullanım Sağlayıcıları Hakkında Yönetmelik gibi alt mevzuatla gelişen maddi olayların hukuksal çerçevesini de ihmal etmemek gerekiyor.
Bugün internet; ifade özgürlüğü başta olmak üzere mesleki kitleye ve halka dönük demokratik haklardan yararlanmanın en önemli araçlarından birisidir. Bireylerin ya da örgütlerin duyuruları, kamusal işleri, ticaret, alışveriş, bilgi paylaşımı ve buna benzer pek çok konu internet erişimi sayesinde gerçekleşmektedir. Yaşamımıza ticaret yapma biçiminden başlayarak, iletişim kurma, çalışma, dinlenme ve eğlenme biçimine kadar girerken ve çok güçlü değişiklikler yaratırken, bir meslek grubunun başka da örneği olmayacak şekilde internetten yararlanma konusunda geri düştüğünü söylemek gerekiyor. Gerek kamu sağlık yönetiminde, gerek örgütsel ve bireysel düzlemde “ne olursa olsun önce red anlayışının” buna yol açtığını, hatta bu önemli konuda hiç düşünmeden, tartışmaya dahi girmeden ilginç biçimde daha baştan bazı eczacıların karşı çıktığını görüyoruz.
Burada yapılması gereken, önceki yazılarla yaptığımız tespitlere karşın kuşkusuz konu üzerinde enikonu çalışıp öncelikle hukuksal ve sosyal altyapıyı kurmak olmalıdır. Bu yapılırken bir yandan da ilaç ve eczacılık alanındaki elektronik satışlara getirilecek kısıtlamalar şekillenecek ve kanunlardaki belirsizlik ve dağınıklıklar giderilecektir.
Bu çerçevede önerimiz sadece ilaç ve eczacılık alanına özgü bir kanun olması yönündedir. İşin içinde halk sağlığı olduğuna göre yapılması gereken, sosyo-ekonomik yapıyı dönüşür ve gelişirken yakalamak; iş ve işlemler merdivenaltına ya da fiili durum dayatmasına kaymadan öngörebilmektir.
Örneğin düzenleme “İlaç ve Eczacılık Alanında İnternet Uygulamaları Hakkında Kanun” ya da daha özgülleştirilmek isteniyorsa “İlaç ve Eczacılık Alanında Elektronik İşlemler ve Satışların Düzenlenmesi Hakkında Kanun” adları altında özel bir kanun olabilir. Ya da uzun uzun anlattığımız kanunlardaki boşluklardan hareketle başlangıçta yönetmelik düzeyinde bir düzenleme de olabilir. Kanun düzeyinde yapılırsa eczacılara dönük internete ilişkin her türlü haklar, kolaylıklar, satışlar, zorunluluklar net biçimde ortaya konulabilir.
Eczacıların ve eczacı örgütlerinin buna sahip çıkarak öncülük yapması gerekiyor.
Maksadı tam karşılamamakla birlikte burada anlayış olarak ufuk açacak ve yararlanılması gereken bir zorunluluk uygulamasını hemen analım: Türk Ticaret Kanunu, sermaye şirketlerinin (limited, anonim ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketler) internet sitesi oluşturmaları veya varsa mevcut web sitelerinin bir bölümünü “bilgi toplumu hizmetlerine” uyarlamalarını (şirketin bazı belge ve bilgileri, duyurularının buradan yayınlanmasını) zorunlu kılmaktadır.
Hukuksal arka planı verdikten sonra, konumuza, yani eczacıların internet sitesi açıp açamayacaklarına dönersek, bağlamı dağıtmadan, kısaca, sadece ilaç satışı yapmak üzere internet sitesi açamayacaklarını söylemek mümkündür ve bu konu çok açık ve nettir. Ancak bu yasaklama çok genel çerçeveden, eczacıların sanki hiçbir şekilde internet sitesi açamayacakları şeklinde yaygın yanlış haline gelmiştir.
Oysa bir eczacı diyelim ülkedeki göçmen sorunlarını tartışmak, ilaç eczacılık haberlerini duyurmak, mesleki dayanışma için platform oluşturmak, memleketini ya da ülkeyi tanıtmak, gezdiği yerleri aktarmak, yemek sitesi açmak istediğinde internet sitesi açamayacak mıdır? Yanıtımız kuşkuya yer vermeksizin açabileceği şeklindedir.
Ve fakat ilaç ve münhasıran eczanede satılan ürünlerin dışında kalan ilaç dışı ürünlerin eczacılarca internet sitesi kurarak satışına ayrıca ve ayrıntılı bakmak gerekecektir. Hemen önden, eczacılığa benzer serbest meslekler için böyle bir yasaklama düşüncesi veya ayrımı olmadığını söyleyelim.
Sonraki yazıda bu konuya devam ederek eczacılar dışında kalan sağlık meslek grupları ya da bağımsız çalışanların veya hastane gibi tüzel kişilerin nasıl internet siteleri açtıkları ve faaliyet gösterdiklerini tartışarak, “yürürlükteki mevzuat eczacıların internet sitesi açamayacaklarını öngörmektedir” iddiasında bulunanları sıcak koltuklarında otururken üzmeye devam edeceğiz.