Sustum çünkü;

 

Bir eczane için elzem olan adı aspirin, gripin olsun, tylol hot olsun, otc olsun, reçetesiz satılan ürünler olsun mahalle bakkallarında satılırken, sağlıkla ilgili hijyenik ürünlerin isteyenin istediği gibi satmasına, her yeni sağlık ürünün çıkış tanıtımında seçkin eczanelerde bulunur sözlerine inanıp, sarf malzemesi olarak küçümsediğim tıbbi ve sağlık ürünleri sağda solda satılırken sustum, semt eczaneleri yavaş yavaş kapandı, sustum çünkü ben semt eczanesi değildim;

 

Etrafımda çabucak açılıveren, nereden geldiği belli olmayan eczanelere, diploma kullanan, diploma kiralayanlara,  SUT’la TUT’la BUT’la ilaca getirilen kısıtlamalara, her gün gelen genelgelerle, ilaçla ilgili değişen yasal değişikliklere, rafımdan yapılan kurum iskontolarına, rafımda ki ilaca uygulanan gasp suçuna, ödenmeyen katılımlara, ödenmeyen alacaklarıma karşı sustum, sağlık ocağı karşısı eczaneler ya kapandı ya da yer değiştirdi, ben sustum çünkü ben sağlık ocağı karşısı eczanesi değildim ki;

 

Yatan hasta uygulamasını ihaleyle taşaronlara çıkarmak istemelerine, hastane önlerinde bekleyen hasta rink servislerine, sahte ilaç küpürlerine, alınan sahte raporlara, reçete-ilaç yolsuzluklarına, yatan hasta reçete eşit dağıtımı uygulamasında yaratılmak istenen eşitliksizliklere, benim görüşüm alınmadan açıklanan sözleşmelere de duyarsız kaldım, firma-klinik-eczane anlaşmalarında da sustum, çünkü ben hastane karşısı eczane değildim;

 

Kozmetik ve sağlıklı yaşam ürünlerinin Sağlık Bakanlığı’ndan izin alınmadan pazarlandığı, bilimsel etik kurulların denetiminden geçmeden kozmetik ürünlerin kozmotoloji bilimini hiçe sayarak, Tarım Bakanlığı’ndan izin alınarak görsel ve yazılı basında asılsız, pazarlama amaçlı, tanıtım amaçlı haberleriyle insanların sağlık sorunlarına çare olan söylemleri karşısında da ses çıkarmadım. İnsan üzerinde uygulanacak her türden adı sağlıklı yaşam olsun, kozmetik olsun, tanıtımının içinde sağlık sözü geçen ürünün Sağlık Bakanlığı izni ile sadece eczanelerde ve eczacı denetiminde sunulmalı, özel bayiilik anlaşmalarına bağlı olmamalı diyemedim. Eczaneler devir yaparken, hava paralarıyla el değiştirilirken sustum çünkü ben alış veriş merkezlerinde dermo kozmetik ağırlıklı eczane değildim ki;

 

Ben eczanemi kapattığımda ise, artık sıkıntımı zorluklarımı anlayacak, derdime ortak olacak, dilimden anlayıp ses çıkartacak, akademik eğitim aldığım mesleğimi savunacak kimse kalmamıştı.

 

Not: 1940’lı yıllarda yaşamış Alman rahip Martin Niemöller’in yaşadıklarının anısına ve affına sığınarak.

mn.sener@eczacininsesi.com

 



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat