Ecz.Asuman YALIM

Şahane oldu miting. Binlerce insan ‘’ARTIK YETER’’ dedi. Bunu bütün yürekleriyle, içini doldura doldura, haykıra haykıra söylediler. Dilerim bütün ‘’sağır kulaklar’’ ve TEB başkanının ifadesiyle ‘’sağır yürekler’’ duymuştur. Bu sağır yürek konusuna sonra geleceğim.

Benim aklıma hemen geliverenler :

başında hunisiyle gelen eczacı bey,

üç maymun pankartı (S-G-K),

benimkiler( İ.Ü. Eczacılık Fak. Öğrencilerinden bir gurup- kızmazlarsa onlar benimkiler. Eczacılık fuarından beri gözüm üstlerinde, dinamik, akıllı, duyarlı harika insanlar.),

Ertan Çiftçi’nin darağacı ( önce merak ettirdi bizi, sorduk, sorduk söylemedi, sonradan çıkarttı poşetten),

hoş bir ‘’HATIRA’’ – karartmanın sonu kapatmadır afişi, arada bir bizim balonla beraber yükseldiJ))))),

eczacı Emine Hanım(aslında ben değil o yazmalı),

bişey yapmalı-bişey yapmalı şarkısı( ve araya karışan ‘’ne yapmalı!- ne yapmalı! sesi) ,

diabet ilaçları başka otobüste kalan eczacı bey,

KÖMÜR BEDAVA-SAĞLIK PARAYLA sloganı,

kıpır kıpır, dinamik, rengarenk, büyük kalabalık, COŞKU, kararlılık, güç-GÜÇ-----GÜÇ-----GÜÇ………..Bizim gücümüz. O ‘’biz’’im, o gücün bir noktası olmakla gurur duydum.

Gücümüz, kararlı duruşumuz yöneticilerimize de bulaşmış olacak ki, onlar da kararlı konuşmalar yaptılar. Ben de döndüm, Erdoğan Çolak’ın 19/11/2008 tarihli ‘günce’sini yeniden okudum. İlk okuduğumda sinir olmuştum. Bir ayda bu kadar değişim nasıl oldu diye düşündüm.

Miting platformunda, mangalda kül bırakmadılar ama daha 6 ay önce canımıza okumuşlardı. 30 Haziran’da bizler, eczanelerimize KAPATIYORUZ afişi astık, kapatıp çıktık. Kapatma eylemimizi bıçak gibi kestiler. Zafer kazandık dediler, Domaç nezaretinde anlaşma imzaladılar. Etek dolusu para verip, alelacele anlaşma imzaladık.Yaz gecelerimiz, çalışmayan bilgisayarda reçete düzelterek geçti. Faturalara, hayata geçmeyecek şerhler koyduk. Zafer! bizim zaferimiz değildi. Maddi ve manevi kayıplarımız arttı. Herhalde tam teslim olamadık ki sonra gidip bir de ek sözleşme imzaladık. Bu arada kurumun bitmez tükenmez, hepsi de birbirinden mantıksız emirlerine itaat ettik, yöneticiler, oda başkanları abuk subuk mazeretlerle kurumu haklı göstermeye çalıştılar. Ezildik.

14 Ocak 2007 mitinginden beri kapatma bekliyoruz. Her fırsatta eczacı bunu dile getiriyor. Ne oluyor, aksine daha ağır koşullu sözleşmeler imzalanıyor. Daha fazla hırpalanıyoruz. Özellikle Erdoğan Çolak’ın göreve başlamasından itibaren artan bir grafikle hak ve itibar kayıplarına uğradık.

Bu geçmişe sünger çekip, ne bekleyeceğiz? Bir ayda evrim geçirdiklerine mi inanacağız?

Bizler yani taban, yani sıkıntı çekenler, esas kendi yöneticilerimize artık yeter demek için kış kıyamette yol teptik. Bizce sağır yürek onlar olduğu için, genci-yaşlısı-hastası-uzağı-yakını hepimiz sokağa döküldük.

Biz 14 Ocakta da, 30 Haziranda da güçlüydük. Şimdi de güçlüyüz. Bunu anlamayan, bunu pazarlıkta kullanamayan kendileridir. Lütfen, bizimle kuru kuruya gurur duyarak gün geçirmesinler. Hak alsınlar ki biz onlarla gurur duyalım.

Benim artık sabrım yok. Tahammülüm hiç yok. Mitingi bekledim. Vaktim doldu. Benim acelem var.

Canım yanıyor, anlıyor musunuz?



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat