Şaka mı bu,
Kim istemez demeyin,
Ben istemem.
...
Hatta aylık (eski parayla) 250 milyar cirolu eczane bile istemem.
Nedeni çok basit:
Ayda 250 milyar ciro yapan bir eczane karlı,verimli ve ekonomik değildir.
Zira günümüzde ; 250 milyar ciro yapan bir eczanenin yüzde 99 cirosu SGK’dır.
Bu da yüzde 5 net karlılıkla ayda 12,5 milyar eder.
Ayda 25 milyar sırf nakit ilaç satışı yapan bir eczane ile aynı karlılık.
Böyle bir eczane istenir mi?
İstenmemesi lazım ama bizim meslektaşlarımızın hepsinin hevesi böyle bir eczaneye sahip olmak.
...
Ciroları bu seviyelere yükselirse eczanelerinin içinde bulunduğu ekonomik sorunun ortadan kalkacağını, düzlüğe çıkacaklarını sanıyorlar.
Yok öyle bir şey.
...
Hesap kitap ortada, eczacılığın geleceği SGK’da değil nakit satıştadır.
Onun için yapılacak yasal düzenlemede eczanede satılması gereken ürünler için satılabilir yerine satılır ifadesinin kullanılması için ısrarcı olduk, ama kimse dinlemedi.
“ilk paragraftaki düzenleme ilaç için yazılmış hem de münhasıran denilmiş, ilacı bizden başka kimse satamaz bu da bize yeter” dediler.İkinci paragrafı kimse önemsemedi.
Buradaki düzenleme ile Tarım Bakanlığından ruhsatlı gıda takviyeleri(= bitkisel ilaçları) ve bebek mamalarını satabilir hale geleceğimize sevinmemi istiyorlar ama sevinemiyorum.
Neden mi sevinemiyorum?
Çünkü şekercilik yapan biri kendileri ile ilgili mevzuatta “şekerci dükkanında şekerlemeden başka lokum da satılabilir” diye bir ifade konulduğunda neden sevinmezse ondan sevinemiyorum.
Bizimkilerin daha önce böyle bir ifade bile yoktu şeklindeki züğürt tesellisini kabul edemediğim için sevinemiyorum. (Doğru yoktu çünkü eczanelerin tek yetkili satış yeri olduğu tartışmasızdı, diğer yerler satabilir konumdaydı, şimdi tam tersi konumda olmamızın yasayla tescil edilmesini kabullenemiyorum)
Yasal düzenlemeleri belki herkesten fazla önemsiyorum. Çünkü yasal düzenlemeler en erken 15 yılda bir oluyor, çok sık değiştirme şansınız yok, hatalı ya da eksik bir düzenleme düzeltilene kadar geçen süre içinde en az bir neslin zarar görmesine neden oluyor. İfade etmek istediği anlamı tam karşılamayan yasal düzenlemeler düz mantıkla hareket eden uygulayacıların eline geçtiğinde yasanın çıkmasını savunanları bile şaşkına çeviriyor. Örneğin 2005 ’te çıkan yasada terörün tanımının bu kadar genişlemesi için uğraşan Genelkurmay başkanı bugün çıkması için uğraştığı yasanın o tanımı çerçevesinde içeride.
Onun için yasadaki tanımlar ve çerçeveleri çok ama çok önemlidir.
Yeni çıkacak yasada satılabilir şeklindeki ifade satılır haline getirilmedi, bundan sonra da değişme şansı yok, ama yasa teklifi son kez komisyona geldiğinde başka hiçbir eksiği yokmuş gibi yasaya muvazaa ile ilgili bir ek yapıldı.
Taslakta düzeltilmesi gereken hiçbir eksiği bulamayıp bu eklemeyi talep edenler; artık şehir efsanesine dönen Anadoluda 10-20 tane eczanesi olanların önünü mü kesmek istiyorlardı yoksa başka bir amaçları mı vardı? Bilemiyorum.
Ama en azından hukukçu birilerine danışabilirlerdi.
Zira bu eklemeyle karı koca eczacılar da bir şekilde muvazaa tanımı içine girmiş oluyorlar da.
Çünkü muvazaa ; eczacı ile eczacı olmayan kişinin yasal olmayan ortaklığının adıydı, şimdi her türlü eczacı eczacı birlikteliği de muvazaa tanımı içine sokulmuş durumda.
İnanmayan TEB’de ekleme yapılmış taslağın son hali var, oradaki tanımdan bu yorum çıkar mı, çıkmaz mı;
Birbirinin birebir aynı olan ilacı sırf biri tablet biri kapsül formu diye yanlış ilaç olarak değerlendiren kafaların elinde bu düzenleme nasıl uygulanır diye bir düşünsün.
...
Taslak bu saatten sonra düzelmez, doğruca genel kurula gider , ben yine de ümidimi kaybetmemek adına taslakta düzeltme yaptıracak gücü olanlardan bir şey istiyorum;
Hiçbir şeyin değişmesini istemiyorsunuz, bari bu satılabilir ifadesi için son bir gayret sarf edin.
Biz bu düzeltmede ısrarcıyız, atlamışız deyin.
Hala vakit var, Genel kurulda verilecek bir önergeyle bu değişebilir.
Yeter ki isteyin.
Yoksa Maranki benzeri adamların bitkisel ürün shopları ile marketler bitkisel ürünlerin ve bebek mamalarının hiç hakları olmadığı birincil satış yeri, biz ise zurnanın zırt dediği satış yeri olarak tescilleneceğiz.