Ecz. Oğuz EKİNCİOĞLU

Ankara Eczacı Odası Başkanı

 

 

Merhaba değerli meslektaşlarım;

 

Bilimsel Eczacılığın 174. Yılını önümüzdeki ay hep birlikte kutlayacağız.

 

Eczacılık mesleğinin gün geçtikçe erozyona uğradığı mesleki saygınlığımızın yok sayıldığı, eczacıların gelecek kaygısını derinden hissettiği bu yıllarda, biz eczacılar halkımıza verdiğimiz sağlık hizmetini fedekarlıkla yürütmeye devam ediyoruz.

 

Bu fedarkarlık son yıllarda öyle boyutlara ulaştı ki, Ankara Eczacı Odası Yönetim Kurulu olarak bu seneki TEB Akademi ödüllerinin tüm Türkiye’de ki eczane sahibi meslektaşlarımız adına meslek yaşı en büyük eczacımıza verilmesini önerdik.

 

İlaç ve Eczacılık hizmetinin bu denli değersizleştiği bu ortamda Eczacı Odası yöneticileri olarak bizler; eczane ekonomilerinin düzelebilmesi için çeşitli projelerin (meslek hakkı, ürün gamı genişletme, karlılık artışı v.b) üzerinde aralıksız olarak çalışıyor, meslek içi eğitim programlarına daha da önem vererek meslektaşlarımızın bilimsel donanımlarına katkıda bulunmaya gayret ediyoruz.

 

Değerli meslektaşlarım;

 

Türk Eczacıları Birliği’nden Bölge Eczacı Odalarına gönderilen yazı ile bu yıl, 14 Mayıs Eczacılık Günü’nün 13-20 Mayıs 2013 tarihleri arasında “Önce Hasta Güvenliği! Kendiniz Gibi İlaçlarınızın da Düzenli Kontrolünü İhmal Etmeyin” teması etrafında Eczacılık Haftası olarak kutlanacağı bildirilmiştir.

 

Yine bu yazıdan anladığımıza göre; kutlamalar kapsamında eczanelerin ve eczacıların şehirlerde, kasaba merkezlerinde, gecekondu mahallelerinde veya kırsal alanlarda en kolay ulaşılabilecek sağlık merkezleri olduğunu vurgulayan aktiviteler düzenlenmesi ve basın ve kamuoyunda daha fazla ilgi görebilmesi için “sokak etkinlikleri” planlanması tavsiye edilmektedir.

 

Şu geldiğimiz noktaya bakar mısınız; bir zamanlar, ailesiyle, çalışanıyla 32.000 kişiyi alana toplayabilen biz eczacılar bu gün sokak organizasyonları yapmalıymışız. Hem de ne için?  Yaşam savaşı verdiğimizin farkında olmayan yöneticilerimiz istedi diye;  “Hasta Güvenliği” için.     

 

Elbette eczacı için “Önce Hasta Güvenliği.” olmazsa olmazdır. Peki ya eczacılık mesleğinin

ve eczacıların geleceğinin güvenliği ne olacak?

 

TEB Merkez Heyeti gerçekten de “bizlerin” ne denli yakıcı sorunlarla karşı karşıya olduğumuzun farkında değilmiş gibi davranıyor.

 

Bilimsel Eczacılık hizmetinden uzaklaştırılarak kontrol memuru yapılmaya çalışılan, vereceği eczacılık hizmetinden yararlanmak yerine bürokrasiye boğulan eczacıyı TEB Merkez Heyeti olarak neden görmezden geliyorsunuz?

 

Ekonomik olarak bitme noktasına gelmiş, borç batağına düşürülmüş eczacıdan bu kadar mı habersizsiniz?

 

Yarınlarından umudunu kesmiş, ekonomik ve mesleki moral açısından çökertilmiş eczacının geleceğini güvence altına almak gerektiğini görmüyormusunuz?

 

Eczanesinde sorunlarıyla başbaşa bıraktığınız eczacıya, bunun hesabını nasıl vereceğinizi hiç mi düşünmüyorsunuz?

 

Her şey bu kadar mı yolun da?

 

Son söz olarak TEB Merkez Heyetine açık çağrı:

 

Belirlediğiniz 14 Mayıs temasını acilen gözden geçirmelisiniz, meslektaşlarınızın yaşadığı maddi-manevi sorunlara ilişkin olarak, toplumda farkındalık yaratacak bir tema ve yöntem belirlemeli ve bunu eczacı kamuoyuna açıklamalısınız.

 

14 Mayıs’ ta görüşmek üzere…

 

Saygılarımla…

 



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat