TEB merkez heyeti SGK ile görüşmesini yayınladı. Gerçekten sevindim.
Çünkü yayınlamak demek,
“-Biz TEB heyeti olarak bu şartnameyi imzalamak istemiyoruz, bizlere destek olun ve SGK ile teke tek sözleşme imzalamayacağınıza dair imzalı sözünüzü tutmaya devam edin.”
Demektir.
Evet sevgili eczacılar hükümet işin iyice cıvığını çıkardı ve çok şımarıkça ve de sorumsuzca davranmaya başladı.
TEB yöneticilerine kızıyoruz, hatalı buluyoruz, beceriksiz buluyoruz, öngörüsüz plansız programsız günübirlik çalıştıklarını ve bu anlayışla kepenk kapama eylemi yaptıklarını söylüyoruz.
Hazırlığa çok önceden başlanarak, sıkıntıları tane tane kamuoyuna anlatılarak, hükümetin bakanları muhatap alınarak, Bakana, Başbakana yağ yapmadan sizleri bürokratlar yanıltıyor gibi ucuz hesaplara girişmeden, onları uyararak elimizde önerilerle çözüm istemek, olmadı bir daha istemek, olmadı zarara uğrayacağımız gün olan 4 Aralık günü kepenk kapatacağız diye son kez uyarmak ve bu arada kamuoyunu hazırlamak ve sonrası planları kamuoyuna anlatmak gibi işleri yapmadıklarını söylüyoruz. Elimizde ortak akılla hazırlanmış bir tek protokol yok, SUT doktoru ilgilendirir bize ne teşhisten, raporun kodundan diyen yok, diğer sorunların çözümünü de içeren bir paket projemiz, dosyamız koltuğumuzun altında yok diye devamlı şikayet ediyoruz.
Haklıyız da.
Fakat şu anda karşımızda hepimizi TEB ile veya TEB’siz resmen teslim almaya çalışan, resmen köle yapamaya niyetli, eczanelerimizi resmen işgal etmeye hazırlanarak resmen yok etmeyi kafasına koymuş hükümetin bir Bakanı ve onu destekleyen Başbakanı var.
Bunun böyle olacağını önceden yazdık. Yaşayarak öğrendiler sevgili yöneticilerimiz.
Ne olursa olsun günlerce, saatlerce provizyon sistemlerini kapatarak halkın ilaçsız kalmasına sebebiyet veren SGK ve ilgili Bakanın yıllardır kendi yaptıklarını görmeyerek bir günlük hak arama grevini kişiselleştirerek bu denli ağır, aşağılayıcı, hukuk dışı, baskıcı yani faşistçe bir tutum sergileyerek örgütü suçlamasına ve aynı ağır, aşağılayıcı, hukuk dışı, demokratik olmayan baskıcı bir ön şartname imzalatarak anlaşmayı bir esaret anlaşması gibi kayıtsız şartsız onaylamamızı hiç sıkılmadan istemelerine asla müsaade edilemez.
Etmemeliyiz.
Safları sıklaştırmalıyız, omuz omuza vermeliyiz.
İçimizde ki “-ulan acaba yine dümen yapıp kavga gürültü arasında yeni bir- iki kazığı sözleşme içinde bize kakalamak için sarı sendikacılık mı yapıyorlar” diye geçen düşünceyi soğukkanlı bir şekilde beynimizin derinliklerine itmek ve hükümetin faşist saldırısını durdurmak için elbirliği yapmak zorundayız.
Hep beraber direneceğiz.
Hep beraber kazanacağız.
Başka yolu yok.
Birlikten kuvvet doğar.
Hedefimiz tektir, canımıza kast edenlere hadlerini bildirmektir.
Hükümetin faşist saldırılar ile bizleri yok etmek istemesine direnmek insanlık görevimizdir.
Sosyal devletin son halkalarından biri olan eczanelerin sahibinin eczacı olması kuralını yıkmak isteyenlerle kavga vereceğiz.
Sevgilerimle.
Can Yetişen