Ecz. Can Yetişen
Ey eczacı milleti,
Dün 4 Aralık 2009 idi.
Ne yaptık dün..
Kepenk kapattık. Hemde firesiz..
İstanbul eczacısı olarak binlercemiz yürüdük.
Yani bir eczacı olarak, oda üyesi, örgüt üyesi olarak disiplinli davranarak örgüt yöneticilerinin kararlarına saygı gösterdik ve kararların gereğini yaptık.
*
Örgüt yöneticileri 4 Aralık öncesi zırt-pırt cep telefonlarımıza mesajlar atarak, yürüyüşe çağırdılar ve kepenk kapatmamızı istediler...Hatta oda personeline (oda personeliydi) telefonlar ettirerek kepenk kapatmazsak tutanak tutacaklarından falan bahsederek yani eczacıyı tehdit ederek kepenk kapatılması için uğraştılar!..
Odaların web sitelerinde zırt-pırt yazılara yazarak eyleme çağırdılar ve eylemle ilgili bilgiler verdiler..
*
Bugün 5 Aralık 2009
Oda yöneticileri piyasada yok.
Koop yöneticileri ve müdürleri piyasada yok.
Sanırım hepsi dün çok yorulduklarından tatil hakkımız demişler ve ortalıktan yok olmuşlar.
*
Bugün 5 Aralık 2009
Eczacı ise işinin başında, çalışıyor.
Yöneticisi ne odada ne de eczanesinde yok.
Eczacı zararını kurtarmak için cep telefonu mesajlarıyla kendisine defalarca söyleneni yapmaya çalışıyor.
Ama bir türlü TEBIM'e ulaşamıyor, ulaşsa bile yaptığı çalışmayı kaydedemiyor, emekleri ve zamanı boşa gidiyor. Çünkü bir yandan da SGK fatura işlelmleri ile uğraşması gerek.
Bu konuda yaşadığı sorunu yazıyor, çiziyor, mail atıyor, ama sorun aynen devam ediyor.
SGK hem SUT'tan kaynaklanan KKİ indirimini hem fiyat kararnamesinden kaynaklanan indirimi yapmış (hem de 5 işi ginü önce) eczacıyı doğruyor, kesiyor, biçiyor, eczacı bugün aldığı ilacın KKİ indirimini mi yansıttığını yoksa her iki indirimi birden mi yansıttığını çalıştığı koop.a soramıyor. Çünkü yetkili kimse yok diyor santral..
Stoklarının hali malum, bari yeni aldığı ilaçtan zarar edip etmediğini öğrenip ona göre hareket etmek istiyor eczacı ama dün etrafında dolananlar bugün en sıkıntılı gününde yanında yok..
Eczacının kafası şişmiş, bunalmış, eczane darmadağınık olmuş, bir o yana bir bu yana koşturmaktan bunalmış vaziyette...
Trabzon eczacı odası eylemi devam ettiriyor ve iade konusunda bilgi veriyor.
Verdiği bilgi TEB heyetinin ve İstanbul odasının dediğinin tamamen tersi bir durum.
Trabzon odası birşeyler yapıyor ve söylüyor.
İstanbul odası ve TEB heyeti ise uyuyor.
Kaç gündür cep telefonu mesajlarıyla kafası şişirilen eczacı TEBİM'e ulaşmaya ve ulaşsa bile emeklerini ve zamanını heba etmesine rağmen kayıt yapamayan eczacı şimdi ne yapsın?..
Haydi, çık bakalım işin içinden. Hani tüm stok zararlarımız giderilecekti. Edak koop.un ve Trabzon'un söylediği doğruysa yine avucumuzu yaladık demektir. Depolar bize eskisi gibi damlalıkla fark parası verirler artık.
Yine koltuk savaşlarına kurban edildik, ey eczacı milleti.
*
İstanbul'un ve TEB heyetinin eczacıyla işi bitti herhalde..
Eylem firesiz oldu, eczacı görevini yaptı.
Yönetici keyiften dört köşe oldu.
İstanbul oda yöneticileri ve kadrosunu ve bu kadronun hakim olduğı koop.Yöneticilerini dün gördünüz mü?..
Savaş kazanmış muzaffer komutan tavrıyla nasıl gerine gerine dolaşıyorlar, resimler çektiriyorlar, etraflarına havalı havalı bakıyorlardı.
Neden mi seviniyorlardı?
Hemen söyliyeyim;
Bu firesiz kapatma eyleminden ve yüksek katılımlı eczacı yürüyüşünden kendilerine pay çıkartıp bir hafta sonraki TEB kongresinde başkanlık koltuğunu kapma yarışında avantaj sağladıklarını düşünüyorlardı.
Bu koltuk kapma hevesi, eczacı için birşeyler yapma amaçlı olsaydı 5 Aralık 2009 günü ortalıkta olurlardı.
Koltuk kapma yarışının sevinci kişiseldir. Kişiselliğin göstergesi de 5 Aralık 2009 günü eczacıyı yalnız bırakmaktır. İşim bitti seninle deyip sırtını dönmektir eczacıya..
Koltuğu eczacı için birşeyler yapmak amaçlı isteyen, ortalıkta olur, eczacının şikayetlerini takip eder ve yol gösteren, çözüm üreten açıklamalar yapardı.
Şu an İstanbul odasından cep telefonuma mesaj geldi;
“Bu akşama kadar TEBİM'den mutlaka iade işlemini tamamlamanız lazım” diyen dünkü eski mesajın güncelini göndermişler.
Belli ki, bizim yazıp çizdiklerimizi ve sorunumuzu bilmiyorlar yani TEBİM'in çalışmadığından haberleri bile olmadan uzaktan kumandalı emirler vererek bizlerle dalga geçer gibi mesaj atıyorlar.
En sıkıntılı gün bugündür, yarındır.
*
Ey yöneticiler,
Eczacı burada, siz neredesiniz...
Sanırım SGK ile sözleşmeleri fesih edip hem SGK'dan hem de sizlerden temelli kurtulmanın zamanı geldi. Hatta zamanı geldi de geçiyor.
O zaman oturursunuz apartmanınızda başkanlık için birbirinizi yersiniz.