İki yıl önce istanbul swiss otelde düzenlenen bir toplantıya konuk olarak ingiliz bir eczaneler zincirinin temsilcisi çağrılmış. Konuşmada Türk Eczaneleriyle dalga geçilmiş. Verdğimiz hizmet küçümsenmiştir. Sayın eski Efsane Başkan Domaç Türkiyedeki eczane sayısının çok fazla olduğunu bunun düşmesi gerektiğini buyurmuş.
Sonraki dönemde gelişen olaylar Örnekleme yöntemi zorla dayatılmış haksız kesintilerin yolu açılmış, yatan hasta reçeteleri elimizden alınmış, devlet hastanesinin eczaneleri özelleştirilmiş, günübirlik tedavi adı altında kemoterapi reçeteleride elimizden alınmak üzere, raporlu reçeteler ayrı faturalandırılıp rapor girişleri eczacının elinden alınmış ve raporlu ilaçların ecza deposundan direkt hastanın evine kargoyla yollanmasının altyapısı hazırlanmış. Eczacının %16,5 kar'ına çakallar göz dikmiş. Raflarımızdaki ilaçlarımız sürekli bir fiyat indirimine maruz kalmış. Vergisini bile ödediğimiz ilaçlarımız bedelsiz kamulaştırılmış.
SGK protokolu imzalandıktan sonra odadan tüm israrlarımıza rağmen bir eylem cevabı alamadık. En son odanın önünde bir tarih ve saatte kitlesel olarak buluşulup odaya geçilecek ve başkanla görüşülmeden ayrılınmaması fikrini ortaya attım. Başka tepkilerde gelince bunun üzerine Hürriyet gazetesine tam sayfa bir ilan verildi. İlanda ne anlatıldığı belli olmayan suçlunun kim olduğu söylenmeyen ve sonuçlarının ne olacağını açıkça söylemeyen içi boş vasıfsız bir metin. AKPden itinayla sakınılan ve açıkça eczanemizi kapatma eylemi yapacağız diye dik birduruş sergilemeyen bir metin. Bu eylem sadece Hürriyet gazetesine yaramıştı.
Olayların bir başka yönüde kendimizide öyle gördüğümüz çağdaş hareket Atatürk ilkeleri ve devrimleriyle bir hesaplaşma içine girmiş olması. 85 yıllık cumhuriyet kazanımlarımızı ezber olarak görmüş. Uluşçuluk ve Milliyetçilik başta olmak üzere altı ilkeye karşı bayrak açmış. Tandoğan için darbecilerle birlik olmayız iması yapılmış. Çağlayanda son iki güne kadar tepkisiz kalınmış. Gelen tepkiler üzerine mitinge katılmak zorunda kalınmıştı. Bunun adınada Yeni Sol denilmiş. Çağdaşlık buysa biz çağdaş değiliz deme noktasına bizi getirmiştir.
Bir umut sorunlarımızın konuşulacağını zannederek gittiğimiz bölge toplantısında işletme dersi alın stok tutma dersi alın diye nasihatten başka birşey verilmemiş.
Meğerse bugün eczacılığın bu noktada olmasının en büyük suçlusu biz eczacılarmışız. Bizi yönetenlerin hiçbir sorumluluğu yokmuş. Bunu öğrenmiş olduk bu toplantılarda.
Ezber yine bozulmamış. Umutlar bir başka bahara kalmıştır. Başka bir bahar yaşayabilirsek tabi...
Ecz. Mustafa Tolga KIZILTUĞ