Ecz. Can YETİŞEN

Erdoğan Çolak,

Erdoğan, 20 yıl kadar önce Adana’ya bölgelerarası toplantıya geldiğimizde senin adını yönetici olarak duydum. O günden beri tanırım ve tanışırız.

Erdoğan, Domaç’ın çocuğu yoktu.

Bir gün Ankara’dan merkez heyeti toplantısından İstanbul’a dönerken onunla uzun uzun hayattan konuştuk. Meseleyi çocuğa getirdim. Her Karadenizli gibi kız çocuğuyla arası iyi değildi, erkek çocuğa uşağım diyerek bayılırdı. Benim iki kızım vardı, Sedat’ın bir kız bir erkek çocuğu vardı. Üçümüz yan yana olunca kızları hiç sormazdı, Sedat’a oğlan nasıl derdi. Bu nedenle,

Mehmet, erkek kardeşinin oğlu var, daha küçücük, onun elini tut, onu gezdir, onunla vakit geçir, çocuk sevgisini tat. O zaman hırsların pek bir anlamı kalmıyor, bu yöneticilik hayatı bir gün bitecek ve bir gün bitmeli de, gözünün taa içine bakacak birisi bile kalmayana kadar bu işi yapma. Çocuk sevgisini yaşa, onun elini tutunca sana geçecek olan sevgiyi, temizliği, çocuksuluğu yaşa, bambaşka biri olacaksın demiştim.

Bana, önerimi kabul etmediğini belli edercesine yeğeni için çok yaramaz demişti. Seviyordu ama belli etmeden, kendini gevşetmekten korkuyordu.

O an anladım ki, Domaç bu işi sonuna kadar yapacak, kimsenin gözünün içine bakacak hali kalmasa da yapacak. O an ona acıdım, ama o kendinden o kadar emin ve mutluydu ki.

İşte Erdoğan hayatın dönüm noktaları vardır.

İnsan kendini en güçlü hissettiği anda esasında en güçsüz ve yalnızdır.

Ama çocuk öyle bir şey mi, çocuk sevgisi insanı mümkün değil yapamam dediği şeyleri yaptırıyor, daha sevecen yapıyor. Tabii bu sevgiyi dolu dolu yaşayabilene bu şans doğuyor.

Erdoğan, senin de çocukların var. Benim de var.

Erdoğan, ileride çocuklarının gözünün içine bakıp babanızla iftihar edebilirsiniz diyebilmen için,

Miting alanında verdiğin sözü tut.

Sonuna kadar gideceğiz, durmak yok, kurtuluşa kadar devam demiştin.

Erdoğan çocuklarına iyi, vicdanlı, yürekli, korkusuz bir baba olduğunu ve meslektaşlarına sözü, özü doğru bir başkan olduğunu göstermek için bu protokol taslağını ret et.

Bizim isteklerimiz paket projeydi, SUT’u, İTS’si, Meslek Hakkı, KKİ’si, Karlılığı, reçete adil dağıtımı hepsi (12 adet, 14 adet) bir paket halinde biri bile gerçekleşmezse diğerleri gerçekleşse bile kabul etmeyecektik, öyle demiştin.

Erdoğan, Koop.lara da bir başkan olarak engel ol, vadeleri kısaltmasınlar, ne edip ne yapıp bir yolunu bulup eczacının bu zor günlerinde yardımcı ve destek olsunlar, bir de onlar bizi arkadan hançerlemesin. İTS için tüccar gibi mal satma yarışına girmesinler, bizlerin yanında olsunlar.

Erdoğan, başkan olarak gücünü bil ve göster, binlerce eczaneyi çoluk çocuk perişan etme, aileleri dağıtma, alacağın karar çok önemli, binlerce kişinin AH’ını da alabilirsin, övgüsünü, duasını da..

Erdoğan, arkandayız bu sefer, yanındayız, bu direniş ilk defa böyle muazzam oldu, bunu geri itme, dik dur, diren, hükümet yemin ediyorum alışkanlığı gereği taviz vermez gözüküyor, kabul etmeye mecbur.

Çünkü isteklerimiz ekmek paramızdır. Öyle daha fazla zengin olmak için istekte bulunmuyoruz.

Bu istekler binlercemiz için var olmak veya olmamak istekleridir.

Gerçekten çoluk çocuğumuza EKMEK götürmek için meydanlara geldik ve bu isteklerimizin hepsini eksiksiz istiyoruz. Bunu yapacak mayan var, alt yapın var.

Çocuklarını düşün, onlara nasıl bir baba bırakacağını düşün ve sonra da bizleri düşün, bu tarihi fırsatı itme.

Selamlar.



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat