Yıl 1986… Bu yıllar endüstriyel ilaç üretiminin zirvede olduğu yıllar. Dolayısıyla eczanelerde ilaç hazırlanması giderek gerilemeye başlamış, hatta hekimlerin majistral reçete yazma alışkanlığı da giderek azalmıştır…

Eczacılık eğitimini en üst düzeyde gerçekleştiren gelişmiş ülkelerin eczacıları, eczane eczacılarının işyerlerindeki ilaç hazırlamaya yabancılaşma konusundaki gerilemelerini durdurmak amacıyla ilk çalışmalarını 1986 yılında başlatmışlardır. Aynı girişim bizim ülkemizde de aynı yılın ekim ayında TEB tarafından “Eczanelerde İlaç Üretimi” başlığı altında gündeme getirilip birtakım çalışmalar yapılsa da ne yazık ki günümüze kadar anlamlı bir gelişme kaydedilememiştir.

Gelişmiş ülkelerde başlayan ve bizde de altı ay gecikmeyle gündeme gelen bu konu, başlığı içerisinde yer alan, “ÜRETİM” sözcüğü nedeniyle politik olarak yıpratılmış, üretimi ve üretken olmayı eczacıya yakıştıramayanların konuyu başka yönlere çekip, aşındırması ile çağdaş ülkelerdeki seviyeye gelinmesi engellenmiş ve geciktirilmiştir... Oysaki “Eczanede üretim, aslında halen yapılagelmekte olan majistral hazırlamayı çağdaş bir düzeye getirmektir.’’

Ekonomik açıdan Kamu yararının gözetilmesi ve hastanın tedavi kalitesini yükselten, günümüzde eczacının önemsiz kılındığı eczacılık modellerinin sıkça ortaya atılmasının önüne geçilmesini sağlayacak eczacının sanatı olan “Majistral Üretim” dünyada gün geçtikçe daha fazla önem kazanmaktadır.

Eczanelerimizde ilaç, yani majistral formül hazırlanması, eczacılık meslek eğitiminin akademik bir düzeye gelişinden bu yana sürekli olarak yapılagelmektedir. Eczacının ilaç hazırlaması, bugün geçerli olan eczacılık kanunlarında yerini korumaktadır. Eczanelerde hastaların talebi üzerine ilaç hazırlamak mümkün olmamaktadır. Ancak ülkemizde hekimlerin az sayıda majistral reçete yazması eczanelerde majistral yapımını azaltarak eczacının pratik bilgilerinin azalmasına neden olmaktadır.

Günümüze bakacak olursak;

Eczacı ilaç hazırlama prosesleri içerisinde bu konunun üniversiter düzeyde eğitimini görmüş tek halka veya kişisidir …Ancak eczacı üniversitede almış olduğu temel farmasötik teknoloji bilgilerini geliştirecek ciddi anlamda kaynak eksikliği yaşamaktadır.

Eczanelerde majistral terkipleri hazırlar iken reçetelerde oluşan geçimsizlikleri, problemleri çözme anlamında danışabileceği bir muhatap bulamamaktadır.

İlaç yapımında kullandığı hammaddelerdeki standardizasyonu sağlayacağı, kalite güvencesine ihtiyaç duymaktadır.

Majistral ürünleri hazırlarken emeğinin karşılığını alabileceği bir fiyatlandırmaya acilen ihtiyacı vardır.

Eczacı eczanesinde majistral ürünleri modern teknolojik cihazları kullanarak yapabileceği laboratuvar modellerine ihtiyaç duymaktadır.

En büyük alıcı olan SGK’nın reçete denetimlerinde kontrol yapan eczacının inisiyatifine bırakılan ve bölgeden bölgeye değişen kurallar sonucunda oluşan kesintilerden yılmış durumdadır.

İşte bu ihtiyaçlardan hareketle ülkemizde Majistral Kongre yapma isteği bir ihtiyacın ötesinde adeta bir zorunluluk haline gelmiştir.

Bu kongrenin 1986 yılında ülkemizde büyük bir umutla başlatılan ancak çeşitli nedenlerle sürdürelemeyen Majistral Sürecin tekrar start alması anlamında bir başlangıç noktası olmasını dilemekteyim.

5/8 Nisan’da Farmazi Akademinin öncülüğü Konya Eczacı Odası’nın ev sahipliğinde, Eczacılık Fakültesinin değerli hocalarının katılımlarıyla eczacının sanatı olan Majistral Üretim her yönüyle konuşulacak ve tartışılacaktır.

Kongrede; Majistral formülasyonlara reçetelerinde yer veren hekimlerimizin değişik hastalıklarda yazmış oldukları formülasyonlar ve aldıkları sonuçları paylaştıkları oturumlardan, eczacıların majistral reçeteleri hazırlarken en çok ihtiyaç duydukları bilgiler ve karşılaşılan sorunların çözümüne kadar birçok faydalı bilgilerin konuşulduğu sunumların büyük bir ilgi ile takip edileceğini düşünmekteyim…

Yine bu kongrede, tedarikçi firmalarımızın açmış olduğu standlarda, sektörde aranılan kimyasalları görebilecek, majistral üretimin ambalajlanmasında ihtiyaç duyulan çeşitli boy ve ebatta pomad kutuları, renkli cam şişelerin ilk defa sergileneceğini duyurmak isterim.

Meslek örgütümüzün kuruluşu EGAŞ’ın kuracağı majistral laboratuvar bölümünü ziyaret ederken, kongre boyunca değişik preparatların yapımını izleyebilecek, soracağımız sorulara cevaplar bulabileceğiz. Eczacılara kendi laboratuarlarını yenilerken fikir vermesi anlamında önemli olduğunu düşündüğüm bu bölümde modern laboratuvar cihazlarını da görebileceğiz.

Son gün; bir tarih ve kültür şehri olan Konya’mızı gezerken Majistaral temalı kongremizin bu şehirde niçin yapıldığını daha iyi anlayabileceğiz.

Türk - İslam medeniyetinin en önemli isimlerinden biri olan ve insanları hoşgörüye ve kardeşliğe çağıran Mevlana Celaleddin-i Rumi’nin müzesini gezdikten sonra Sille köyünü ziyaret edeceğiz. Roma İmparatorluğu’nun Hıristiyanlara uyguladığı şiddet nedeniyle tıpkı Kapadokya’da olduğu gibi yaşamın mağaralara taşındığı o dönemde, Roma’nın zulmünden kaçmak için yapılan 200’ün üzerindeki mağarada yaklaşık 500 kişinin yaşadığı tahmin edilen mağaralar yıllarca ev, kilise, ahır ve hatta mezar olarak kullanılmış. Bugün halen mağaralarda o dönemde sürdürülen yaşamın izlerini göreceğiz.

Zade Vital fabrikasında yenilen öğlen yemeğinin ardından Avrupa'nın en büyük kelebek uçuş alanı (4 bin metrekarelik kapalı alanda 2 bin metrekare açık kelebek uçuş alanı) parkını ziyaret ederek kongremizin turistik gezisini bitirmiş olacağız.

       

5/8 NİSAN’DA KONYA’DA BULUŞMAK DİLEĞİYLE….

 

Ecz. Ahmet Nezihi PEKCAN

 



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat