Ecz. Neşe Köysüren

Dünyanın en prestijli film festivallerinden biri olarak kabul edilen Cannes Film Festivali’nin 77. si 14-25 Mayıs tarihleri arasında gerçekleşti. Cannes şehrine dünyaca ünlülerin akın ettiği festivalde çeşitli markaların tanıtım etkinlikleri ile (film festivali ile bağlantı kuramasak da) Türkiye’den de pek çok ünlü kırmızı halı seremonisindeydi.

Son yıllarda oscar ödüllerine uzanan bir yol olmaya da başlayan festivalde ödül almak, özellikle Altın Palmiye’yi kucaklamak büyük bir onur ve prestij. Bu nedenle her yıl mayıs ayında sinema dünyasının kalbi Cannes’da atmaya devam ediyor. Filmler prömiyerlerini bu festivalde yapmaya gayret ediyor. Bu yıl da Francis Ford Coppola, Andrea Arnold, David Cronenberg, Yorgos Lanthimos, George Miller, Leos Carax, Sean Baker, Paul Schrader ve Paolo Sorrentino gibi pek çok önemli yönetmen festivalde yer aldı.

Bu yıl film festivalinin seçkisinde yer alan tek Türkiye yapımı film Cem Demirer imzalı kısa film Noksan oldu. Festivalde 'Semainde de la Critique' bölümünde yarıştı. Film, Canal+ Ödülü'nün sahibi oldu. Fransız Eleştirmenler Sendikası tarafından yeni yeteneklerin ödüllendirilmesi için 1962’den beri aralıksız düzenlenen bu seçkide, önceki yıllarda Ken Loach, François Ozon, Wong Kar Wai gibi isimler yer almıştı.

Geçen sene Kuru Otlar Üzerine ile festival heyecanı yaşatan Nuri Bilge Ceylan’dan bu yıl bir film olmasa da Ceylan ailesi ile festivalde bulunmaya devam ettik. Ülkemizden senarist, oyuncu ve fotoğraf sanatçısı Ebru Ceylan, bu yıl Cannes Film Festivali jürisine seçildi.

Festivali takip eden isimler ve eleştirmenlerden bu yıl festival seçkisindeki filmlerin genellikle jüriyi ikiye böldüğü yönünde görüşler geldi. Jüri üyelerinin bir kısmının çok düşük puan verdiği bir filme diğer üyelerden çok yüksek puanlar geldiğini ilettiler. Bu yıl geçen sene olduğu gibi çok güçlü filmler çıkmayacağı düşüncesi ile film seçkisi eleştirildi. Geçe sene prömiyerlerini Cannes Film Festivali’nde yapan filmler tüm dünyada çok beğeni kazanmış ve Oscar ödüllerine de damga vurmuştu.

Usta yönetmen Francis Ford Coppola’nın ilk bilimkurgu filmi Megalopolis, 77. Cannes Film Festivali’nde prömiyerini yaptı. Bu proje Coppola için aslında yeni değil. Senaryosunu ilk kez 1980'lerde yazmaya başlıyor.  40 yıllık hayali ve bugüne kadar ki en büyük projesi için kendi cebinden 120 milyon dolar ortaya koydu. Fakat festivalden eli boş döndü.

İran sinemasının yükselen yönetmenlerinden Ali Abbasi Donald Trump’ın hayatını konu alan The Apprentice filmi ile, ünlü İtalyan yönetmen Paolo Sorrentino Parthenope filmi ile, Yunan yönetmen Yorgos Lanthimos Kinds of Kindness filmi ile ana yarışmada yer aldılar.

Bu yılki seçki ile ilgili eleştirileri filmleri izleme olanağı buldukça değerlendirebileceğiz. Gelelim çok eleştiri alsalar da bu yılın kazananlarına:

Festivalde Altın Palmiye Ödülü, "Anora" filminin oldu. Ödülü, filmin ABD'li yönetmeni Sean Baker aldı.

Miguel Gomes, "Grand Tour" filmiyle En İyi Yönetmen ödülünün sahibi oldu.

      

Cannes'da 13 dakika boyunca ayakta alkışlanan The Substance'ın yönetmeni ve senaristi Coralie Fargeat, En İyi Senaryo Ödülü'nü kazandı.

ABD'li oyuncu Jesse Plemons, Yorgos Lanthimos'un yeni filmi Kinds of Kindness ile En İyi Erkek Oyuncu ödülünü kazandı.

Emilia Pérez filminin dört kadın oyuncusu, "En İyi Kadın Oyuncu" ödülünü paylaştı.

Yıldız Savaşları serisinin efsane yönetmeni George Lucas, Onursal Altın Palmiye'nin sahibi oldu. George Lucas'a Onuru Ödülü'nü bir başka efsane yönetmen ve aynı zamanda da yakın dostu olan Francis Ford Coppola takdim etti.

Bu yıl Jüri Özel Ödülü, İranlı film yapımcısı Muhammed Rasulof'un oldu. Ülkesinden kaçan yönetmen, The Seed of the Sacred Fig adlı filminin prömiyeri için Cannes'a gelmişti.

Büyük Ödülü, kadın yönetmen Payal Kapadia'nın, 30 yıldır yarışmaya katılan ilk Hint filmi olan All We Imagine as Light  kazandı.

Sanatla kalabilmek dileğiyle,

 

Ecz. Neşe Köysüren

kutlunese@hotmail.com

 



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat