Ecz. Kazım Aykanat
‘‘Sen Değişirsen Dünya Değişir’’
Türkiye’de Eczacılığın Dönüşümü
"Sen değişirsen dünya değişir" sözü birçok kaynaktan okuduğum beni derinden etkileyen ezoterik önemli sözlerdendir. Bireylerin kendi davranışlarını, düşüncelerini ve yaklaşımlarını değiştirerek çevrelerinde ve daha geniş ölçekte dünyada değişim yaratabileceğini ifade eder. Bu prensip, eczacılık gibi sağlık hizmetleri sektöründe de büyük önem taşımaktadır. Türkiye’de eczacılığın dönüşümü, bu değişim anlayışının bir yansıması olarak değerlendirilebiliriz diye düşünüyorum. Bu makalede Türkiye’de nasıl evrildiği, karşılaştığı zorluklar ve gelecekteki potansiyel gelişmeler üzerinde durmaya çalışacağım.
Türkiye’de eczacılığın kökenleri, Osmanlı İmparatorluğu dönemine kadar uzanır. Osmanlı’da eczacılar, genellikle hekimlerle birlikte çalışarak halkın sağlık ihtiyaçlarını karşılamaktaydı. 19. yüzyılda modern eczacılığın temelleri atılmaya başlandı ve 1839’da Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane’nin kurulmasıyla eczacılık eğitimi kurumsal bir yapı kazandı. Cumhuriyetin ilanından sonra ise, eczacılık mesleği hızla modernize edilerek günümüzün çağdaş sağlık hizmetleri sistemine entegre edildi.
Günümüzde eczacılar, sağlık sisteminin ayrılmaz bir parçası olarak hastaların tedavi süreçlerinde önemli bir rol oynamaktadır. Eczacılar, sadece ilaç temini ve danışmanlık hizmetleri sunmakla kalmaz, birinci basamak sağlık sunucusu olarak hastaların farmasötik bakım ile ilaç kullanımını optimize ederek tedaviye uyumlarını artırır ve iyileşmeye katkı sunmaktadır. Bu bağlamda, biz eczacılar hem bireyler hem de toplumun sağlığında kritik bir rol üstlenmekteyiz.
Eczacılık sektörü, dijitalleşmenin getirdiği değişimlerle karşı karşıyadır. E-reçete sistemleri, tele sağlık hizmetleri ve dijital hasta kayıtları gibi yenilikler, eczacıların çalışma şekillerini değiştirmektedir. Ancak bu dönüşüm, eczacıların yeni teknolojilere uyum sağlamasını ve sürekli olarak kendilerini geliştirmelerini gerektirmektedir. Pazar özellikle ilaç dışı ürünlerde giderek dijital pazarlara kaymakta, maalesef bizler de bu sınavı kötü atlatmaktayız.
Türkiye’de sağlık politikaları ve mevzuatlar, eczacılık mesleğini doğrudan etkiler. Sağlık Bakanlığı’nın düzenlemeleri, ilaç fiyatlandırma politikaları, SGK’nın geri ödeme koşulları, eczanelerin faaliyetlerini kısıtlayan veya destekleyen yasalar, eczacıların çalışma koşullarını ve hizmet kalitesini belirler. Bu nedenle, eczacılar sürekli olarak yasal değişiklikleri takip etmek ve bu değişikliklere uyum sağlamak durumundadır. Ancak yapay zekanın bu kadar yoğun kullanılabilmesine rağmen, halen SUT ile sınanmak bizlere çok anlamlı gelmemekte. Çok basit çözümleri doğru talepler oluşturarak hızlı bir şekilde aşmamız gerekmektedir.
Eczacılık sektörü, ekonomik dalgalanmalardan ve sosyal değişimlerden de etkilenmektedir. İlaç fiyatlarındaki artışlar, ekonomik krizler ve sağlık harcamalarındaki kısıtlamalar, eczacıların sürdürülebilirliklerini zorlaştırabilir. Ayrıca, demografik değişiklikler ve halk sağlığı ihtiyaçlarındaki değişimler, eczacıların sunduğu hizmetleri çeşitlendirmelerini ve yenilikçi çözümler geliştirmelerini gerektirir.
Eczacılığın gelecekteki dönüşümü, çeşitli yenilikçi yaklaşımlar ve stratejilerle şekillenecektir. Bu değişimin öncüsü yine bizlerin olması gerekiyor. Bu bağlamda, aşağıdaki potansiyel gelişmeler önem taşımaktadır:
1. Eczacılıkta Uzmanlaşma
Eczacılar, belirli sağlık alanlarında uzmanlaşarak daha özel ve etkili hizmetler sunabilirler. Örneğin, onkoloji eczacılığı, pediatrik eczacılık veya klinik eczacılık gibi alanlarda uzmanlaşma, hastaların daha iyi tedavi edilmesini ekstra bir katkı sağlayabilir.
2. Kapsamlı Hasta Danışmanlığı
Eczacılar, hasta ve hasta yakınlarına kapsamlı danışmanlık hizmetleri sunarak sağlık yönetiminde daha etkin bir rol oynayabilirler. Bu danışmanlık hizmetleri, ilaçların doğru kullanımı, yan etkilerin yönetimi ve sağlıklı yaşam tarzı önerilerini içerebilir.
3. Toplum Sağlığına Katkı
Eczacılar, toplum sağlığı programlarına aktif olarak katılarak aşı kampanyaları, kronik hastalık yönetimi, sağlık okur yazarlığı, kişisel bakım ve koruyucu sağlık alanlarında katkı sağlayabilirler. Bu şekilde, halk sağlığının iyileştirilmesine yönelik önemli adımlar atılabilir.
"Sen değişirsen dünya değişir" sözü, eczacılık mesleğinin dönüşümünde de geçerlidir. Türkiye’de eczacılar, teknolojik gelişmeler, sağlık politikaları ve ekonomik zorluklar karşısında kendilerini sürekli olarak yenileyerek ve geliştirerek hem bireylerin hem de toplumun sağlığını iyileştirmede önemli bir rol oynamaktadırlar. Gelecekte de eczacıların, uzmanlaşma, kapsamlı danışmanlık hizmetleri ve toplum sağlığına katkı gibi alanlarda yenilikçi yaklaşımlar geliştirerek bu dönüşümü sürdürecekleri öngörülmektedir. Bu dönüşüm, eczacıların değişim kapasitesi ve adaptasyon yeteneği ile ve örgütlü yapımızın gelişimi, devinimi, üyeler ile entegre olabilmesi, yeni vizyonda hep beraber gayret etmemizle mümkün olacaktır.
‘‘Karamsar rüzgârdan yakınır, iyimser değişmesini bekler, gerçekçi ise yelkenlerini ayarlar." - William Arthur Ward
Yelkenlerimizi hep beraber ayarlamak dileğiyle!
Sevgiyle kalın….