A insan, Tanrı kitabı sensin, sen.

Padişahın güzelliğine bir aynasın sen:

Kainatta ne varsa senden dışarıda değil;

Ne istiyorsan kendinden iste, kendinde ara…

Ne arıyorsan sensin, sen.

Mevlana

 

İLKE 1

MUTLAKA ÇÖZÜME GİDEN BİR YOL VARDIR

Her meslek grubu gibi eczacılıkta da olumsuz düşünmeye yönelik bir algı oluştuğu son yıllarda görülmektedir. Bu algının oluşmasında bir çok farklı  uygulamaların, yaklaşımların, yasal prosedürlerin, tükenmişliğin ve kontrol edilemeyen bir çok değişkenin rol oynadığı aşikardır. İnsan boyutundan bakıldığında, terapi yaklaşımları incelendiğinde bunun bir insan yaklaşımı olduğu görülebilir. İnsanlar genellikle her şeyin ters gittiğini, olumsuzlukların her bir yanı sardığını, her şeyin hep kötü olduğunu düşünmekle bilişsel bir hata içersine düşmektedirler. Gerçekte bunlar oluşsa bile yine çıkış noktası insanın kendinde düğümlenmektedir. Çünkü her şey her zaman kötü değildir. İşler her zaman olumsuzluklar içermez. İşlerin iyi gittiği, olumlu yaşamların oluştuğu merkezlerde bulunmaktadır. Yani kısacası her şey kötü değil ve mutlaka bir umut vardır. Bu umudun ana ekseni kendi alanının en güvenilir uzmanı olan eczacıdır. Ne arıyorsak, ne istiyorsak hepsi eczacının kendi kimliğinde ve kendi kültüründe saklıdır.

Her şeye rağmen her on kişiden sekizinin güvendiği, yani % 80 oranında güvenilir olan bir meslek grubundan söz ediyoruz.  İnsanların eczacıyı tanımlar mısın sorusuna ilk olarak "Güvenilir" cevabını verdiği bir meslekten bahsediyoruz. İnsanlar tarafından sadece ticaret yapan bir kişi değil "En güvenilir Sağlık Danışmanı" olarak nitelendirilen ve belki de hiç bir meslek grubunda olmayan bir güce sahip olan bir algıdan bahsediyoruz.

Saygıdeğer meslektaşlarım; insanların bizleri

1.           Güvenilir

2.           Yardımcı olur

3.           Bilgili

4.           İlgili

5.           Güler yüzlü

olarak nitelendirdiği gerçeğinden hareketle anlamamız gereken ilk nokta bizim güçlü olduğumuz gerçeğidir. Kendi alanında uzman olarak görülen ve yaptığı iş güvenilir bulunan nerdeyse tek meslek grubuyuz.  Evet işler kötü gidebilir, evet meslekle ilgili kaygılarımız en üst noktalarda olabilir ancak bizler kendi mesleğimizi insanların bizleri gördüğü pencereden hareketle icra edersek, bu mesleğin kazanmış olduğu bu müthiş değeri koruyarak hareket edebilirsek bu %75 kazanç demektir. İyi eczacılık hizmeti alan bireylerin %75 oranında aynı eczaneyi tercih ettiği bilimsel gerçeğini bilmemiz bu kazancı anlamamız demektir. Eczacılık sadece gelen reçeteyi raftan alarak vermek değildir. Biz bir dişlinin parçası değiliz. Bizler sevgili komşum ve Pharmetic  Firma İletişim Komisyonundaki çalışma arkadaşım Nilgün ÖNCEBE’nin dediği gibi "Sağlık için hayata dair her şey" düşüncesini kapsayan bir mesleğin parçasıyız. Bu hayata dair her şey sağlık penceresinden bakan bizleri ilgilendirir.  Eczane öncesi, eczane zamanı ve eczane sonrası yani her zaman bizim içindir.

 

İLKE 2

HER ECZACI KENDİ BAŞINA BİR DEĞER TAŞIR / UZMAN SENSİN

Eczacılığın kendisi olan bu davranış şekillerini yeniden hatırlamalı ve uygulamaya koymalıyız. Bu uygulamalarda "İşe yarayan,  yenilikçi, geleceğe değer katan" tüm davranışları yeniden yeniden işler hale getirmeliyiz. 

 

İLKE 3

İŞE YARAYAN ÇÖZÜMLERİ UYGULA

İşe yarayan çözümler her eczacıya ve her eczaneye göre değişir. Bu kısımda eczacı ya kendisi bir değer üreterek işe yarayan çözümü bulacak, yada çözüm odaklı farkındalığını artıracak adımlar atacaktır. Bu farkındalık yenişleşmenin anahtarıdır. Yenileşme inovatif düşünebilme gerçeğinden hareket eder. Algılar bu yönde açık olmalı ve beş duysunu bu yönde çalıştırmalıdır. Çünkü herkesten, her şeyden kendisine uygun ve çözüme dönük bir adım alınabilir. Bu adımlar kısa zamanda kaosu ortadan kaldırabilecek adımlardır. Küçük adımların kısa zamanda ne kadar yol alabileceğini düşünmek önemlidir. Çünkü büyük adımdan önce yola küçük adımlarla başlanır.

 

İLKE 4

KÜÇÜK ADIMLARI ÖNEMSE

Mustafa Amca Modeli: Senin kadar SGK reçeteleri içinde boğulmuş bir eczacıdan.

Dişleri bembeyaz olan Mustafa Amca oğlu kadar güvendiği hatta hayatını bile teslim edebileceğini söylediği eczacıdan 6 yıl boyunca tek bir diş macunu almamıştır. Bunu algılayan eczacı şu soruyu kendine sormuştur. "Ben ona en iyi, en güvenilir ürünü verebileceğimi bildiği halde neden benden diş macunu almamaktadır?" bu sorunun cevabını sonunda bulmuştur. Çünkü Mustafa Amca’ya göre oğlu bile olsa eczacılar ilaç haricindeki ürünü pahalı satar." hareket noktası bulunmuştur. Algı değişmelidir. Eczacı tüm piyasadaki  diş macunu fiyatlarını kontrol etmiş, kendi fiyatları ile karşılaştırmış ve kısa sürede piyasaya göre ucuz yada ona yakın bir fiyatlandırma yapmıştır. Fiyatları etiketlendirmiş, ucuz olanları vurgulamış ve en gözde vitrinine koyarak Mustafa Amca’yı izlemeye başlamıştır. Ürünü gören Mustafa Amca yıllardır oğlunu ihmal etmenin baskısı altında ve büyük bir sevinçle hemen diş macunlarını almış ve eczacıya dönmüş " Bunlar sende de varmış " diyerek her birinden birer tane almış ve mutlulukla evinin yolunu tutmuştur. Artık Mustafa Amca ilaç dışı ürünlerde eczane pahalıdır algısını değiştirmiştir. 

 

Bu model önceleri bir ayda 20 adet diş macunu satan eczacıyı ayda 400 adet gibi büyük bir orana çok kısa bir sürede ulaştırmıştır. Bu model sağlıkla ilgili her alana uyarlanabilir.

                                          

                             Sahip çıkılmayan her alana başkaları sahip olur...

 eczaneumut@gmail.com



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat