UNUTULMUŞ PANDEMİ: SİGARA BAĞIMLILIĞI
31 Mayıs tarihi, tütün ürünü kullanımının sağlık ve diğer zararları konusunda toplumda farkındalık oluşturmak, tütün ürünü ve sigara kullananlara bırakmaları yönünde bilinç kazandırmak ve sağlıklı yaşam davranışlarını geliştirmek amacıyla Dünya Sağlık Örgütü tarafından “Dünya Tütünsüz Günü” olarak ilan edildi. Ayrıca; Dünya Tütüne Hayır Günü, Dünya Sigarasız Günü veya Dünya Sigarayı Bırakma Günü olarak da adlandırılan bu gün, 1987 yılından itibaren her sene çeşitli etkinliklerle kutlanmaktadır.
TÜTÜN SALGINI TÜM DÜNYADA HER GEÇEN GÜN DAHA FAZLA CAN ALIYOR
İstanbul Aile Hekimliği Derneği (İSTAHED) Bilim Komisyonu Üyesi Dr. Öner Uzunoğlu, Dünya Tütünsüz Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, şunları söyledi:
“Tütün salgını her yıl Dünyada 7 milyondan fazla insanın ölümüne yol açmaktadır. Bu ölümlerin 6 milyondan fazlasının doğrudan tütün kullanımı sonucu, yaklaşık 1 milyonu ise tütün ürünü kullanmayan bireylerin sigara ve tütün dumanına pasif içici olarak maruz kalması sonucu ortaya çıkmaktadır. Dünyamızda insanların tütün ürünü kullanımı bugün olduğu gibi devam ederse, yaşadığımız yüzyıl boyunca toplam 1 milyar insanın tütün ürünleri nedeniyle yaşamını yitirmesi beklenmektedir.”
“TÜTÜN ÜRÜNLERİ KALP DAMAR SAĞLIĞINI DOĞRUDAN TEHDİT EDİYOR”
Dünya Tütünsüz Günü’nde 2024 yılında tütün ürünlerinin insan kalp damar sağlığına olan zararlarına odaklanıldığını belirten, Dr. Uzunoğlu, “Günümüzde tüm dünyada insanların başlıca ölüm nedeni kalp ve damar hastalıklarıdır. Tütün ürünlerinin kullanımı, koroner arter hastalığı, inme ve diğer damar hastalıkları için başlıca risk faktörleri arasında yer almaktadır. Kalp damar hastalıkları; tüm dünyadaki en sık ölüm nedenidir. Tütün ürünlerinin kullanımı ve pasif maruziyeti, kalp-damar hastalıklarına bağlı ölümlerin %12’sinden sorumludur. Tütün ürünlerinin kullanımı, yüksek tansiyondan sonra kalp-damar hastalıklarına yol açan en sık ikinci nedendir. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde tütün epidemisi önemli bir halk sağlığı sorunu olarak tanımlanmaktadır. Tütün ve tütün ürünleri kullanımının insanlardaki en sık 8 ölüm nedeninden 6’sı için risk faktörü olduğu gösterilmiştir. Ayrıca her 10 erişkinden birinin ölümüne sebep olduğu, önlenebilir ölüm nedenleri arasında ise ilk sıralarda yer aldığı belirtilmektedir. Gırtlak ve akciğer kanseri başta olmak üzere çeşitli kanserler, kalp ve damar hastalıkları, solunum sistemi hastalıkları, felçler gibi ölümcül hastalıkların oluşumunda tütün ürünlerinin kullanımı önemli rol oynamaktadır. Tütün, yarattığı sağlık sorunlarının yanı sıra iş gücü kaybına, azalan verimliliğe ve sağlık giderlerinin artmasına yol açarak ekonomik ve sosyal gelişmeyi de olumsuz etkilemektedir. Tütünün yol açtığı sorunlar ile ilgili gelecekteki öngörüler de çok olumlu değildir. Çünkü dünyada tütün politikaları ile ilgili etkin uygulamalar hayata geçirilmezse 21. yüzyılda yaklaşık bir milyar kişinin öleceği tahmin edilmektedir.” dedi.
“TÜRKİYE 11. SIRADA!”
2015 yılı OECD raporlarına göre Türkiye’nin dünyada en fazla sigara içen 11. ülke olduğunu belirten Dr. Öner Uzunoğlu, şunları söyledi:
“Türkiye’de halen her yıl 100 bin kişinin tütün kullanımı nedeniyle hayatını kaybettiği ve bu sayının 2030 yılında 240 bin kişiye yükseleceği belirtilmektedir. 5727 sayılı kanun ile 2008 yılında yayımlanan ve Temmuz 2009 itibariyle tam olarak yürürlüğe giren yasada; evler hariç tüm kapalı alanlarda sigara içilmesi ve tütün mamullerinin tüketilmesi yasaklanmıştır. Fakat yıllar içerisinde uygulamada meydana gelen eksiklikler ve yetersiz denetimler sonucu bu yasa tam olarak uygulanmamaktadır. Oysa kapalı alanlarda sigara içen kişilere 365 TL ile 617 TL arasında para cezası verilebilmektedir. Ayrıca sigara içme yasağına uymayan işletmelere de 8.540 TL'den 42.858 TL'ye kadar cezalar verilebilmektedir.”
“İLAÇLARI AİLE HEKİMLERİ REÇETE EDEBİLMELİ”
Ülkemizde tütünle mücadele alanında yürütülen çalışmaların 3 temel strateji üzerine kurulmakta olduğunu ifade eden Dr. Uzunoğlu, şöyle devam etti:
“Bu çalışmalar; Birincisi çocuklar ve gençler başta olmak üzere bireylerin tütün ürünlerine başlamalarının önlenmesi, 2. olarak tütün ürünü kullananlara bırakmaları için destek sağlanması, 3.’sü ise öncelikle çocuklar ve gençler başta olmak üzere toplumun tamamının tütün dumanından pasif maruziyetinin önlenmesidir. Her ne kadar çocuk ve gençlerin tütün kullanımı çeşitli kampanyalarla hem Sağlık Bakanlığı hem de Milli Eğitim Bakanlığı tarafından önlenmeye çalışılsa da; Türkiye’de gençler arasında sigara içme oranı giderek artmakta; ve sigaraya başlama yaşı ise giderek düşmektedir. Yürütülen koruma ve önleme çalışmalarının yanı sıra tütün ürünü kullanan bireyler bırakmaları için teşvik edilmekte ve bırakmak isteyenlere ALO 171 Sigara Bırakma Danışma Hattı ve sigara bırakma poliklinikleri aracılığıyla destek sağlanmaktadır. Hastaneler bünyesinde hizmet veren sigara bıraktırma polikliniklerine MHRS üzerinden randevu alınarak başvurulabilmektedir. Ayrıca nikotin bağımlılığı tedavisi için kullanılan ilaçlar; tütün bağımlılığı ile savaşta önemli birer silah olarak kullanılmaktadır. Bu ilaçlara ulaşımın kolay olması; aile hekimliklerinde aile hekimlerince reçete edilebilir olması ve SGK geri ödemesine dahil olması tütün bağımlılığı mücadelesinde önemli bir katkı sağlayacaktır.”