Oldukça yorgun ve sinirlerimin olabildiğince gergin olduğu bir günün akşamında yazıyorum bugünkü yazımı. Bu nedenle hızımı alamayıp yanlış bir ifade kullanırsam şimdiden özür diliyorum.

Konu nedir diyecek olursanız... Malumunuz bizim yıllardır söyleyip durmaktan artık usandığımız ama yetkililerin hiç dert etmedikleri, üstüne üstlük hala daha tıkır tıkır işlediklerini iddia ettikleri medula ve ilaç takip sistemi...

Hatırlarsanız medula sistemi üzerinden gerçekleşecek olan e-rapor uygulaması, 01 Ekim 2010 tarihinden 30 Ekim 2010 tarihine ertelendiğinde arkadaşımız, Deniz Şerif Akalın o tarihte kendi köşesinde e-rapor uygulamasıyla ilgili yazdığı yazının güncelliğini yitirdiği için bizlerden özür dilemişti.Ben de özür dilemesine gerek olmadığını aynı sorunun nasıl olsa 30 Ekim tarihinde de yaşanacağı için aynı yazıyı tekrar kullanabileceği yönünde yorumda bulunmuştum. Sanırım hepiniz de benim gibi düşünmüşsünüzdür. İşte o gün bugündür.Yanılmış olmayı çok istedik ama tecrübelerimiz maalesef bizi yine haklı çıkardı. SGK yetkilileri ( veya diğer kamudaki yetkili kişiler) sayılarla konuşmayı severler. Onlara göre duyguların, insani özelliklerin hiçbir önemi yoktur. Sadece sayılar vardır. Bu nedenle olsa gerek sistemin çalışmadığını iddia ettiğimiz ve bir reçete için yarım saat zaman harcadığımız saatlerde bir gün içinde sisteme kaç adet reçete işlendiğini gösteren sayısal ifadelerle basının karşısına çıkıp malum deyimle ’’sistemin tıkır tıkır işlediğini’’ belirttiler.

Aslına bakarsanız bizler hep bu söylemleri nedeniyle yetkilileri suçlayacağımıza dönüp biraz kendi içimize bakmamız gerektiğini düşünüyorum. Almış olduğum duyumlara göre, geçtiğimiz günlerde eczacı bir meslekdaşım sistemin çalışmadığı günün akşamı tuttuğu gece nöbetinde, yine sistemin çalışmaması nedeniyle gelen bütün reçeteleri sisteme giriş yapmadan karşılayarak oldukça büyük bir riski üzerine almış. Rivayete göre yaklaşık iki yüz adet reçeteyi sisteme giriş yapmadan verdiği için ortalık sakinledikten sonra sabaha kadar kayıtlarını yaparak büyük bir ihtimalle de SGK yetkilisinin sistemin işleyişiyle ilgili açıklaması içinde oldukça yüreklendirmiş.

Sanırım meslekdaşımız gece nöbetinin bir kamu görevi olduğu bilincini çok iyi kavramış olmakla birlikte, kamu görevinin sınırlarını çok iyi çizememiş gibi görünmekte. 

Sistemin işlemediğini yetkililere nasıl ikna edeceğimiz konusunda naçizane bir önerim var. Bir televizyon kanalında Geniş Aile adında sanırım raytingi de yüksek bir dizi yer almakta.Çoluk çocuk ailecek izlenebilecek olan dizide Geniş Ailenin evinde kiracı olarak kalan yeni mezun eczacı bir kızımız var. Oldukça idealist olan eczacı kızımıza geçtiğimiz haftalarda bir de eczane açıldı. Ailenin sözünü hiçbir şeyden esirgemeyen fırlama oğlu Cevahir de eczanede eleman olarak çalışmakta.Demem o ki TEB o diziye biraz destek olsa, bizim eczanede sistem nedeniyle yaşadıklarımızı senaristler aracılığıyla ekranlara aktarılsa, yaşadığımız sıkıntılar Cevahir’in söylemleriyle hayat bulsa...

Sayın yetkililer belkide o dizinin müdavimleri arasında yer alabilir, ailecek diziyi izlerken ağlanacak hallerine hem gülüp hem de biraz düşünebilirler...

Bunca zaman basın açıklamalarıyla, gazete ilanlarıyla yetkililere duyuramadığımız sıkıntılarımız, dizilerin altın çağını yaşadığı ülkemizde, belki bizim de derdimize bir nebze merhem olur.

www.ilacdenizli.com  



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat