Ecz. Filiz AYKUTERSOY

 

Ve evet bir Avrupa yapalım Parissss

THY’ nın direkt uçuşuyla o görkemli şehire iniyoruz, hava kirliliğinin fazla olmasından dolayı metro ve otobüsleri ücretsiz yapmışlar ve biz de bundan yararlanarak kendimizi otobüse atıyoruz. Bu arada metro maps indirirseniz gitmek istediğiniz yere nerede inip nerede aktarma yapmanız gerektiğini çok güzel gösteriyor. L’Opera Garnier de inip şehrin aşk kokusunu, yeni yıl neşesini, süs ve eğlencelerini yaşamaya başlıyoruz. Sokaklar mağazalar o kadar güzel hazırlanmış ki insan mutlu oluyor, canlanıyor.

Opera Garnier çok ihtişamlı bir bina, bu gezimizde otelimiz çok yakın olduğundan başlangıç ve bitiş hep bu noktadan oldu. Opera Garnier altın sarısı heykellerle süslü, müze, restaurant, gösteri ve tiyatro merkezi. Karşısında devasa büyüklükte La Fayette ve Printems mağazaları bulunuyor, bunlar harika süslenmiş, her vitrin bölümünde ayrı bir konseptle süslemeler, oyunlar, eğlenceler var. Çocuk gibi hissedip kendini alamıyorsun buralardan. İçerisi de o kadar güzel süslenmiş, birşey almasak bile görülmeye değer. Şehir yaşanması gereken bir yer bence.

Hafta sonu aktivitesi olan bu turda akşam otelimize yerleştikten sonra kendimizi metroya attık ve bir aktarmayla Fransa’nın sembolü La Tour Eiffel (Eyfel Kulesi) e ulaştık.Gece ihtişamını, ışıklarıyla Eyfeli yaşadık, etrafında dolaştık küçük bisikletlerle tur attık, insanlar sevgilerini gösteriyorlar. Eyfel kulesi 1887-89 yılları arsında Gustave Eiffel tarafından Fransız Devrimi’nin 100.yıl kutlamalarında Paris fuarının giriş kapısı olarak yapılmış merdiven ya da asansörle çıkabiliyorsunuz. Restaurantta manzara görülmeye değer ve oradan yürüyerek Avenue des Champs-Élysées (Şanzelize) de bulunan Ebru arkadaşımın daha önce gittiği ve anılarını tazelemek ve bize tattırmak istediği Le entere Cottee’ye akşam yemeğimize gittik ve çok güzel sosuyla etlerimizi yedik.

 

Bizim yemek saatlerimiz onlara göre erken olduğundan kuyruk yoktu ama yaklaşık bir saat sonra tüm restaurantlarda, operalarda, tiyatrolarda upuzun kuyruklar oluştu ve insanlar birbirlerine çok saygılı bir şekilde sıralarını bekliyorlardı. Şanzelize de ışıklar içinde gezmeye caddenin enerjisini içimize almaya başladık. Bu ışıklandırma her yıl Aralık ayı başında yapılıyor ve ünlüler açılışını yapıyormuş. 31 Aralıkta da bu cadde araç trafiğine kapalı oluyormuş. Les Villages De Noel Paris ı gezdik, yolun iki tarafı boydan boya küçük kulübelerle donatılmış yeni yıla eğlenerek hediyeler alarak, etkinliklere katılarak, çocuklarla birlikte çocuklar gibi eğlenerek girmeyi amaçlayan noel pazarları görülmeye değer. Gece daha bitmedi tabiii kendimizi Saint Germen’e attık ve buranın barlarının tadını çıkardık.

Sabah kahvaltımızı odamızda yaptıktan sonra  ilk işimiz Hop on Hop of’ lara koşmak oldu ve ilk yer Sacre’ Coeur Bazilikası. Montmartre mahallesinde bulunan hristiyan yerleşimidir. Bu bazilika da Ayasofya mimarisinin örneklerine de rastlanmaktadır. Daha sonra sarı ve yeşil hattı tam gezdik çok güzeldi ancak tabi ki donduk. Olmazsa olmaz, Louvre ve Orsay müzesi, Notre Dame Katedrali, tren garları Gare du Norde... Tren garlarından tüm Avrupa’ ya ulaşmak çok kolay. Louvre müzesi çok büyük ve çok ihtişamlı 7 bölümden oluşuyor ve Mona Lisa da burada bulunmakta bunları tekrar ayrıntılı ve rahat gezmek için gelmem gerekiyor, zaten Paris tekrar tekrar gelinmesi gereken yerlerden. Akşam yemeğimizi Şanzelize de yiyerek o havayı yine yaşadık, sabah kahvaltı sonrası yöresel bir pazarı ve katedrali ziyaret ettik ve dönüşe geçmek için otobüsle havaalanına geçtik.

Bir dahaki sefere başka bir şehire uçakla geçip oradan trenle Paris’ e geçmeyi planlıyorum, mutlu seneler herkese...

 

 

 

 



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat