Ecz. Süleyman ARSLANTÜRK

 

Ülkemizin sorunlarını çözmek için kurulmuş 97 partiden 20’ si, 7 Haziran 2015 tarihinde seçime katılacak. Parti genel başkan ve kurmayları kaba bir hesapla otuz bin aday adayını on bin adaya indirdiler; istedikleri aday adayını joker gibi istedikleri sıraya yerleştirdiler.  
On bin aday sıralamasından çıkacak 550 milletvekilinin 400’ü belli. Geri kalan yüz elli kişiyi seçmek için koca bir ülke, kafalara sığmaz gürültü, gözlere zarar görüntü kirliliği içinde kalacak. Kim bilir kaç odalı bir saray parası daha savrulacak.

 
Milletvekillerimizi;
A-Kimlerle dansa gönderiyoruz?
-Dünya düzeni dümenini avucunda tutan, bir bomba ile anında 100 bin kişi öldürebilenler ile..
-Büyük, güçlü ve acımasız devletlerin tam donanımlı temsilcileri, ünlü şirketlerin aylık ücreti dolarla 100 bini geçen genel müdürleri ile…
- Bavul dolusu doları, uçak dolusu altını olan kimseler ile…
- İktidar partisinin avucunda büyümüş, köprü başlarını tutmuş eşkiya gibi dayılar ile…
- En sağdan en sola parti değiştirebilen fikir-i oynak oyuncular ile…
B-Davul zurna eşliğinde kimlerle çatışmaya-çarpışmaya gönderiyoruz?
-Dünyayı haraca kesen kovboylar ile…
- Yer altında dünya kurmuş babalar ile…
- Kendi tarlasına yirmi koruma ile giden ağalar ile…
- Gün ışığında, ay ışığında, telefonda, pervasızca işini yapan ünlü hırsızlar ile…
- Ar damarı çatlamış, yeşil alana beton yığmış doyumsuzlar ile…
Açlık, kıtlık, işsizlik, susuzluk savaşlarına koşan dünyamızda bölünmez bütünlüğü çatırdayan,
kaynatılan cadı kazanları gün be gün çoğalan ülkemizde dosta düşmana karşı kendimizi, yedi düvele karşı milletimizi, vatanımızı temsil ettireceğimiz, Vatan ve Millet adına tam namuslu çalışacağına yemin ettireceğimiz Milletvekillerimizi seçerken gerekli dikkat, özen, önem göstermiyoruz.


Sayın seçmenler, aman; dikkat!
Kalabalıklara koşarken, karışırken sadece cüzdanınıza değil “Tilki vaaz veriyorsa tavuklarına dikkat et”…  “Gittik kebap kokusuna baktık eşek dağlıyorlar”…  gibi atasözlerine de dikkat et.

 
Sayın adaylar, aman; dikkat!
Her yüzüne gülen, her işine gelen vatan kurtaran aslan değildir; geveze kaz hiç değildir.
“Halkı tanımak hakkı tanımaktan daha zordur” demiş Şems-i Tebrizi. İki yüzlülükle geçinenler, ölmeden cennete gitmek isteyenler, “oy”unu oyun zannedip yanlış oynayan, yanlış okuyan, yanlış kullanan, sallaya sallaya birden fazla adaya yeminle satanlar olabilir.


Ne yapmalı, nereden başlamalı?
1980 yılında silahın geri tepmesiyle ciddi şekilde yaralanan politika normalleşemedi. Hepsi tepeden kurulmuş 97 parti, havalı, cakalı, cazibeli 550 milletvekili, sayısı pek çok meslek odaları ve zengin birlikler sorunlara çare olamadı. Bu sistemle çalışan politikalardan gemi kurtaran kaptanlar değil, sadece kendi gemisini kurtaranlar yetişti. Elimizdeki “oy”un değeri düştü. Sağ taraftaki meleklerden, havadaki kahramanlardan beklentiler arttı.
- Siyasi depremler için hazırlık yapalım.
- Anadolu’da her yedi kişiden biri “Hızır”dır derler; artık, onları bulalım.
- Partilere veya birilerine avuç açmadan, emir almadan 70 bin kişi ayda birer lira verip aylığı 70 bin lira olan, “Nereye dönersen orada Allah’ın yüzü vardır”ı bilen, gücünü bilgisinden, cesaretinden, nezaketinden, seçeninden alan, gerekirse utanan, kızaran vekillerimizi seçelim. - Her adaydan ülkenin bütün sorunlarını değil de ‘hangi sorunu, nasıl bir yasa, kimin cebindeki para ile çözeceksiniz’ sorusunu kafada kırk tilki dolaştırmadan, hırsını aklın önüne koymadan, A 4 kağıdı taşırmadan, genel, kısa, öz, anlaşılır olarak yanıtlamasını isteyelim.
                                                              x
“Ortaçağda beni yakarlardı, şimdi kitaplarımı yakıyorlar” demiş Freud.
Sıra oylara geldi; hokus pokusla çalıyorlar, barajda boğuyorlar, karanlıkta yakıyorlar.
Barajlar, karanlıklar kalıcı değil… Yürüyüş devam ediyor aydınlığa…



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat