Öyle toz, duman içersinde gündemli yaşıyoruz ki, sapla saman birbirine karışmış durumda.
Cumhuriyet Gazetesine bomba atanlarla Cumhuriyet Gazetesi yazarları aynı çetenin üyeleri olmak suçlaması ile gözaltına alınıyorlar. Aynı davada birlikte aynı sanık sandalyelerinde yargılanacaklar. İşin komiği aynı gazetenin yazarlarının bile aynı çeteye mensup olduklarından haberleri yok.
Beyin tabanı tümörleri konusunda yurtdışında en iyi uzmanlar arasında gösterilen, Stuttgart Üniversitesi Hastanesi Beyin Cerrahi Bölümü Şef Yardımcılığı görevini yürüten Dr. Batu Atay emekli olup Türkiye’de mesleğini yapmak istediğinde kendisinden –doğal olarak- denklik sınavına girmesi istenir. Uzmanlık hakkı verilmez. Ancak gel gör ki, Azerbaycan’da eczacılık eğitimi gördüklerini iddia edenlere her hangi bir sınava gerek görülmeden denklikleri ve Türkiye’de eczacılık yapma hakkı verilir.
Yine eczacılar entelektüel kimliklerine uygun bir şekilde “insanca yaşam”, “mesleklerini yapabilme” imkânı isteyerek kamu kurumları ile imzalanacak sözleşme öncesi nerede ise kepenklerini indirme durumuna gelirler. T.E.B. ve İstanbul Eczacı Odası temsilcisinin de yer aldığı komisyon üyeleri ile T.C. Hükümetinin dört bakanı karşılıklı bir araya gelip “mutabakat sağlandığı, eczacıların haklarının verileceğini” medyaya ilan ederler. Bu durum bir otelin salonuna çağırılmış eczacılara İstanbul Eczacı Odası Genel Sekreteri tarafından da başkaca kimseye söz ve soru sorma hakkı verilmeden “sizlerin desteğinizle çok büyük zafer kazandık” diye ilan edilir. Ancak üzerinden bir hafta geçmesine karşın sözleşme daha imzalanmamıştır. Eczacılar hala ortada olmayan sözleşme karşılığı kamu kurumu mensuplarına ilaç vermeye devam ederler.
Vatanlarını çok sevdiklerini, hatta vatan için öleceklerini söyleyenler, vatan toprakları ve bu vatan üzerinde kurulmuş cumhuriyet kurumları satılırken seslerini çıkarmazlar, hatta onay verirler.
Mevcut iktidarın hem vatan topraklarını ve cumhuriyet kurumlarını satışını hem de ülkenin sağlık sistemini ve eczacıların bugün içinde bulunduğu kargaşanın nedeni olan “sağlıkta reform” uygulamasını sahibi olduğu yazılı ve görsel medyada savunan medya patronunun ortağı olduğu ilaç dağıtım firmasından bu kargaşadan ve satışlardan şikâyetçi olan eczacılar ilaçlarını almaya devam ederler. Hatta aynı medya patronunun ortağı olduğu zincir hastanelerin karşılarında çok yüksek hava paraları ve çok yüksek dükkân kiraları ödeyerek eczane açmaya çalışırlar.
İktidar ve iktidar yanlıları ülke ekonomisinin iyiye gittiğini, kişi başı gelirin arttığını ileri sürseler de, görünen iç ve dış borçlar ile işsizliğin her geçen gün arttığıdır.
Yaşadığımız bu şartlar altında yapılması gereken, öncelikle sakin olup bu toz duman ortamında ileriyi görebilmeye, beraber hareket edebileceğimiz kişileri bulmaya çalışmaktır.
Birilerinin sizleri bulmasını beklemeyin. Yoksa vakit çok geç olacak.
Ecz. Ertan ÇİFTÇİ
Eczacının Sesi Meclisi üyesi