Ecz. Murat AKER
Demokrasi, toplumun en küçük yapısı olan insanın kendisinde başlar. Kişiliğini, ailesiyle, çevresiyle, eğitimiyle ve kültürüyle oluşturmuş bireyler, varoluş sebeplerinin, doğaya ve insanlığa hizmet etmek olduğu bilinciyle hareket ederler ve daha güzel bir dünya için tüm gayretlerini gösterirler.
Demokrasinin olmadığı toplumlarda; insanlar baskıcı yönetimlerin altında ezilir ve sindirilir. Korku önce sevgiyi sonra bireyi ve toplumu içten içe bitirir.
Sivil Toplum Örgütleri olarak tabir ettiğimiz, dernekler, odalar, birlikler, sendikalar demokrasilerin temellerini oluştururlar. Dolayısıyla sivil toplum örgütleri ne kadar güçlüyse demokrasilerimiz o denli koruma altındadır.
Yıllardır, hem ekonomik hem de yönetimsel baskılar altında kalan mesleğimiz, önümüzdeki yıllarda ciddi sorunlarla karşı karşıya kalacaktır.
Umutlarımızı hiçbir zaman yitirmeden, her zamankinden daha çok çalışarak, birbirimize güvenerek, meslek örgütlerimizi güçlendirmeliyiz.
Türk Eczacıları Birliği bizlerin en büyük örgütlü gücü, geleceğimizi şekillendirebileceğimiz, stratejik planları ve eylemleri yapacağımız yegane kuruluşumuzdur.
TEB Merkez Heyeti, mesleğimizin bu kötüye gidişine sebep olan hükümetlerle aynı sürelerde, kadrolarını fazla değiştirmeden görev yapmıştır. Belki de ellerinden gelenleri yapmışlardır ama maalesef bu çalışmalar biz eczacıların durumlarının iyileşmesine yeterli olamamıştır.
Aralık ayının ilk haftasında TEB seçimleri var. Her seçim bizlerin yenilenmemiz ve güçlenmemiz için bir fırsattır. Yorulan ve yıpranan yönetimler mutlaka değiştirilmelidir.
Bizdeki duruma bakacak olursak; bence başarısız olmuş bir yönetim, kendi içinde bölünerek bizlere alternatif kadrolar olarak sunulmaktadır.
TEB Başkanı, sayın Erdoğan Çolak dört dönem, TEB Genel Sekreteri sayın Harun Kızılay iki dönemdir mesleğimize katkı koyacakları en yetkili makamlardaydı.
Yıllarca beraber çalışmış bu iki başkan adayımız, TEB Delegelerinin ideolojik yapıları üzerinden bir seçim çalışması yürütüyorlar ki, buda bizler için tehlikeli bir kutuplaşma olabilir.
Bizleri ayrıştıran değil, kucaklayan... Meslek sorunlarına hakim, tecrübeye sahip... Kişisel çıkarlarından uzak, idealist... Eczacıya ve eczacılığa gönül vermiş meslektaşlarımızdan oluşan yeni bir TEB Yönetimi mesleğimizin geleceği için acilen gereklidir.