Stj. Ecz.Nurcan ERKUL
Marmara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi

 

Sadece günlerle sayılı bir zaman diliminden sonra toplam 17 yıl okuyup emek vermiş tüm öğrenciler için mezuniyet günü yaklaşıyor. Öğrencilik hayatı bitip çalışma hayatı yani yaşamın ta kendisi başlıyor esasında. Okulu bitirmenin, cübbe giymenin, kepleri havaya atmanın ve en önemlisi "diploma"yı eline almanın heyecanıyla mezuniyetini bekleyen -ben dahil olmak üzere- tüm aday meslektaşlarım, bir yandan da endişeyle bakıyorlar geleceklerine.

Evet 5 yıllık bir emeğin ve serüvenin sonunda ömrünün sonuna kadar yanında olacağı ve ona toplumda her zaman kimlik kazandıracak bir diploma var olacak, fakat bu yeni mezun eczacı diplomasını ne şekilde kullanacak?

Üniversiteye başladığımda, yepyeni ve geleceğimi şekillendirecek bir hayata adım atmıştım aslında. Bilimi; inceleyerek, yargılayarak, deneyerek, sorgulayarak ve yaşayarak öğrenecek ve bunu insan ve toplum yararına kullanacaktım ve bu heyecanla üniversiteye kapı açtım. Yoğun, tempolu ama öğrendiğim her bilgide gözlerimde geleceğimin canlandığı bir eğitim hayatım oldu. Her bir bilgi bir fayda, bir şifa ve sağlıklı bir toplum anlamına geliyordu benim için. İnsanlara bulunduğumuz her yardım aynı zamanda bizim mesleğimiz olacaktı ve hizmetin getirdiği bu haz tarif edilemezdi. Ve artık yolun sonuna geldik, mezun oluyoruz. Gözlerimizde canlanan o gelecek, artık bizi içine bekliyor. Mezun olacak öğrenciler ise bu tatlı heyecanla birlikte endişeli bir şekilde ileride neler yapacaklarını düşünüyorlar.

Evet, "Eczacılık" geniş yelpazeli, farklı bilimleri bir arada tutan çok kutsal bir meslek. Evet, Eczacılık, birçok çalışma alanına sahip; Sağlık Bakanlığı, SGK, ilaç firmaları, devlet-üniversite-özel hastaneler, akademi, ecza depoları, serbest eczane... Sayılacak birçok yer vardır daha.  Ancak onca alan olmasına rağmen meslek hayatında bir yer bulmak o kadar zor bir hal aldı ki. Devlet hastanelerine açılan kadrolar az, ilaç firmalarının üstün donanım beklentileri fazlayken eczacıyı tatmin etmeleri zor, özel hastaneler sınırlı sayıda eczacı alımı yapmakta ve düşük maaş politikası izlemektedir. Serbest eczane açmak isteyen birçok eczacı, artık 3500 nüfus sınırlamasına tabi olmaktadır. Durum böyleyken, mezun olacak bir eczacının tercihi ve yaşam koşullarının sunacağı değerler, eczacıyı mutlu etmeyecek ve bu durum ona mesleki tatminsizlik olarak geri dönecektir. Gittikçe artan eczacı nüfusu düşünüldüğünde bir eczacının tutunacağı dallar da azalacaktır.

Şimdi tüm mezunların ve mezun olacak eczacıların isteği; kadro sayılarının artırılması, yeni istihdam ve mesleki bilgiyi daha fazla kullandıracak alanların oluşturulması ve yapılacak bu düzenlemelerin güvence altına alınmasıdır.

Ben bu yazımda, mezun olmanın getirdiği heyecan ve kaygıyı tüm mezun olacak arkadaşlarım adına anlatmak istedim. Umarım onların duygu ve düşüncelerini ifade edebilmişimdir.

Eczacılık mesleğimizde "hayallerin ve hayatların aynı olması" dileğiyle.

nurcan-erkul@hotmail.com

 



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat