Günümüzde hem eczacılar hem de mesleğimizin dışındaki birçok insan, eczacılıkla ilgili olumsuzluklardan bahsediyor. Durumun böyle olması da ne yazık ki meslek saygınlığını azaltıyor. Ben burada biraz mesleğimiz ve eğitim serüveninden bahsederek unutulmuş bazı şeyleri hatırlatmak istiyorum.
Evet bir zamanlar mesleğimiz çok saygındı, meslektaşlarımız kazanıyordu. Bugün ise durumumuz çok iyiye gitmiyor. Ancak şu bilinmelidir ki eğitimimizin kalitesi kendini hala koruyor.
Tüm 5 yıl göz önüne alındığında birinci sınıftan itibaren mesleki derslerimizi uygulamalı olarak yoğun bir müfredatta alıyoruz. Analitik Kimya laboratuvarında kalitatif ve kantitatif analizler yapıyoruz. Farmasötik botanik laboratuvarında bitkilerin morfolojik özelliklerini inceliyor, yetiştirme koşullarını öğreniyor ve bitkilerden elde edilen drogları mikroskopta inceliyor, tayin ediyoruz. Droglardaki etken maddeleri kimyasal reaksiyonlarla elde ediyor ve bu maddelerin hastalıklar ve tedavileriyle ilişkisini tartışıyoruz. Bugün firmalarda üretilen müstahzar ilaçları biz eczacılık fakültesi öğrencileri, Farmasötik Kimya laboratuvarında sentez edebiliyoruz.
Tablet, kapsül, mikropellet, eliksir, merhem, krem, suppozituar gibi birçok farmasötik formülleri Farmasötik Teknoloji laboratuvarında Kodeks ve Farmakope’yi kaynak alarak üretim proseslerine uyarak üretiyoruz. Etken maddelerin kimyasal yapılarını inceliyor, vücutta gerçekleşecek farmakokinetik ve farmakodinamik olayları tartışıyoruz. İlacın etkililik ve güvenliliğiyle ilgili inovatif yaklaşımlarda bulunuyoruz.
Zehirlenmeler karşısında alınması gereken önlemleri ve bir sağlık mesleği mensubu olarak yapmamız gerekenleri öğreniyor, Farmasötik Toksikoloji laboratuvarında numunelerle çalışarak toksik etki gösteren maddeyi izole ediyor ve oluşabilecek durumları tartışıyoruz. DNA sarmalına kadar birçok maddenin izolasyonunu yapıyoruz.
İlacın sadece pre-klinik ve klinik çalışmalarıyla sınırlı kalmıyor ilacı, piyasaya sürüldükten sonra da Farmakovijilans sistemiyle takip ediyoruz. Biz eczacılar sadece Eczacılık fakültelerinin müfredatında yer alan Farmakognozi ve Kozmetoloji derslerini detaylı olarak öğreniyoruz. Akut-kronik-genetik hastalıklar, bu hastalıkların seyri ve sonuçlarıyla birlikte yoğun bir farmakoloji eğitimiyle donanıyoruz. Sonuçta biz, akademik düzeyi yüksek olan bir eğitim alıyoruz.
Dönem içi ve yaz stajlarıyla teorik bilgimizi pratik hayatla buluşturuyoruz. Mesleğe adım attığımızda artık hastaların en yakın sağlık danışmanı oluyoruz, güven kazanıyoruz. Mesleğimizi icra ederken bir yandan da insanların dostu oluyoruz.
Şimdi donanımlı bir eğitimden sonra yapılan hizmet ve sorumluluğa bakılırsa, büyük bir heyecanla icra edeceğim mesleğime engeller ve zorluklar getirilmesini istemiyorum. Bu da en doğal hakkım olsa gerek.
Ben Marmara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi 5. Sınıf öğrencisiyim. Fakültemi bitirmek üzereyim. Şimdi her şeye rağmen diyebiliyorum ki "Ben iyi ki ECZACIYIM".