Gazeteleri elime aldığım zaman, özellikle ekonomi sayfalarını okurken yüreğim daralıyor.

            Tüm dünyayı saran, ülkemizi de etkileyen ekonomik kriz ve özellikle alt ve orta gelir diliminde yer alan insanlar üzerindeki etkileri, bu etkilerin uzantısı olarak işsizliğin artması, insanların çaresizliği.

            Oğlunu tedavi ettiremediği ve yitirdiği için kendini yakan bir baba, ailelerini de katlederek intihar edenler ya da intihara teşebbüs edenler.

            Devletin kayıtlarına göre resmi işsiz sayısı 3 milyona dayanmış. Bu rakama örneğin okuyabilmek için çalışmak zorunda olan ama iş bulamayan öğrenciler, evin ihtiyaçları tek kişinin çalışması ile giderilmediği için çalışmak amacıyla iş arayan ev hanımları dâhil değil.

            Her gün eczaneme uğrayan (mutlaka sizlerin eczanelerine de uğrayıp aynı talepte bulunuluyordur) hasta ve hasta yakınları oğluna, kızına, gelinine, damadına bir iş bulabilmemi talep ediyorlar.

            Her gün sabahtan akşama bu kişilerle yüz yüzeyiz. Her geçen gün ödenemeyen katılım payları, ilaç fiyat farkları ve muayene katkı ücretleri veresiye kayıtlarımı kabartıyor.

            Tüm bu yaşadıklarımızı görmezden gelip yok sayabilir miyiz?

            Ya da kaçımız “ben kredi almadan borçlarımı ödüyorum, eczanemden kazanıyorum, veresiye de vermiyorum” diyebilir?

 

            Sevgili Özlem, Özgür Köşe’de “Dikkat!.. Mayıs Sıkıntısı…” başlıklı yazısında uyarıyor.

            “Mayıs ayında kurumlardan para yok. En iyi ihtimalle Mayısın 20’sinden sonra.”

            Karlılığımız her geçen gün düştüğü gibi, ilaç fiyat indirimleri ve firmaların kamu kurum iskontolarını arttırmaları nedeni ile soygun yaşıyoruz. Sevgili Metin, Ege Eczacılık Günleri kapsamında 22 Şubat Pazar günü “Eczanelerde Karlılık Analizi” başlıklı bir sunum yapacak. Bu sunumu izleyeceğim. Ama açık söyleyeyim ki gerçeklerimi göreceğim için korkuyorum.      

           

            Yönetici böyle zamanlarda devrede olur. Gerek üyeleri ile gerekse sektörün diğer temsilcileri ile iletişim kurarak çıkış yolları bulmaya çalışır ve bulur.

           

            Nedense TEB, Eczacı Odaları ve Ecza Kooperatifi yöneticilerimizin böyle bir sorumlulukları yokmuş gibi bir boş vermişlik içindeler.

            Deyim yerinde ise “Tribünlere oynuyor, olayları balkondan seyrediyorlar”.

 

Forum sayfalarında zor durumdaki eczacıların yardım feryatları yükseliyor. Önce çalışanlarımız, sonra meslektaşlarımız işsizler ordusuna katılmasın.

 

Sevgili yöneticiler. Topu birbirinize atarak bu işi de yarına ertelemeyin.

Elimizi uzatıyoruz. Geri çevirmeyin.

           

           e.ciftci@eczacininsesi.com



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat