Ecz. Özcan KEKEÇ

 

İSTANBUL ECZACI ODASI SEÇİMLERİ VE OLUŞAN LİSTELER ÜZERİNE BİR BAKIŞ..

19-20 Eylül 2015 İstanbul Eczacı Odası Olağan Seçimli Genel Kurulu öncesi İstanbul çevreleyen eczacı tabanına yönelik, üç ayrı oluşum sahaya inme hazırlığında. Üçünün de ortak bir yanı, 70 li yılların(ihtilale yaklaşan soğuk) dönemlerinde ülkenin içinde bulunduğu şartlar ve ilaç alanındaki yapılara karşı bir duruşun simgesel bir adı olan Çağdaş Eczacılık Hareketinin kuruluş ve kurumsal kimliğinde, ahkamının bir çerçeve içine yazılmasında katkısı ve görüşü olan, 1982 Faşist Anayasasına ’’HAYIR’’ diyebilecek bir yüreği ve öngörüsü olan, yine dönemin kahırlı şartlarıyla olmazsa olmaz örgütsel ekonomik bir bağınının kooperatifler kanalıyla hayat bulmasında emeği olan kadroların içinde ömür harcamış isimlerin yan yana omuz omuza yürekli mücadelenin aktörleri olmalarıdır.

Bugün ilacın sunumunda, fiyatlandırılmasında, devletle oturulan protokol imzalarında, pazar payının eczane sınırlarını zorlama ve esnetmedeki (yaşamsal bir yangın misali) ’’günü kurtarma’’ savaşımında ve eczacının bireysel olarak ve örgütlerinin çözülmeye varan yalnızlık pürmeali, hangi boyutta bir düşünce ve uygulama farklılıklarıyla bu kadar ayrıştı ki, örgütlsel yapının açılan her ön seçim(!) kapağında yeni yeni isimle durdurulamayan ’’doğumlar’’olmakta ve bu ’’hoyratça’’ayrışmalar gün ışığına çıkmakta ve tatsız bir hal almaktadır artık.

Yeni bir hareketle adımlanan bu yolda listedeki eski bir örgüt emekçisinin, ayrıştığı bir başka liste baş aktörüyle, yollarının kesişme noktaları (yine yeniden bir gün mutlaka)hep varken,

’’birilerinin adamı olma.., kendini kullandırma...’’gibi çok talihsiz bir tanımlamalarla yol alma ve bu ’’tamamen kişisel’’olma olasılığı yüksek düşünceyi sandığa devşirme hesabı ne kadar çarpık ve bir o kadar da, Çağdaş Hareket İLKELERİNİN ruhuna ters düşmektedir. İddiam ve düşüncem o dur ki; Çağdaş Eczacı Hareketinin her hangi bir yolculuğunda yer almış önde ve arkada ’’oturmuş’’ hiç bir sahsiyeti bu güne kadar ne sermaye sınıfının ne de kapitalist bir zihniyetin değirmenine ’’su’’ taşımamıştır. Böyle bir yaklaşımla liste iddiası aynı kulvarda koşmaz.

Bugün ülkenin başındaki terör denilen beladan sıyrılmaya, bundan beslenen hamaset tüccarlarından el birliğiyle kurtulmaya, barışa, kardeşlik türkülerini yeniden kol kola söylenmeye ihtiyaç vardır ve her bireyin ve meslek örgütlerinin ortak deklarasyonu olmalıdır.

İstanbul gibi Eczacılık mesleğinin sayısal ve lokomotif olma özelliğine ve de ’’sürdürülebilir’’bir yaşam düzeyinde, toplumsal ve sosyal olgulara tavır ve politika oluşturmada ki bilinen özelliğine yeniden işlerlik kazandıracak bir yapının bu olgunlukla seçileceğine olan inancımla inadına BARIŞ.. BARIŞ.. BARIŞ diyorum. Tüm listelere (de Barış diliyle..)  BAŞARI dileklerimi yineliyorum..

 

Saygılarımla..

 



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat