Bio. Damla Çimen
Geçmişte yaşadıklarımız, hatalarımız, bir daha yapmam dediğimiz her bir deneyim neden bizi daha ermiş daha farkındalığı yüksek bir insan yapmaya yetmiyor? Hatta bazı yanlışları yapmakta devam ediyor ve kendimizi kısır bir döngüde hapis kalmış gibi hissediyoruz. Sizi bilmem ama ben kendimi sık sık şu soruları tekrar ederken yakalıyorum. Neden aynı tuzağa düşüyorsun? Geçmişten niye ders almıyorsun? Olacakları tahmin ederken geçmişi neden unutuyorsun? Beklenmeyen olayları neden hesaba katmıyorsun? Ne zaman akıllanacaksın?
Bertrand Russell, 1912 tarihli Felsefenin Sorunları adlı kitabında bu soruların cevaplarını özetlemiş. Her gün beslenmeyi bekleyen bir tavuk, her gün besleneceğini farz eder. İnsanların nazik olduğuna sıkı sıkıya inanmaya başlar. Tavuğun hayatındaki hiçbir şey ona günün birinde öldürüleceği gerçeğini göstermez.
Bazı insanlar için de (ben dahil) yaşanan her olumsuz durum, aldanış, hata, kişisel dram, acılar bir sürpriz olmuştur. Bu nedenle Russell’a göre kesin gözüyle baktığımız her şeyi sorgulamalıyız. İnsanların, olayların, duyguların gelip geçebileceğini, değişebileceğini aklımızdan çıkarmamalıyız.
Lübnanlı yazar Nassim Nicholas Taleb, geçmiş deneyimleri önde tutarak geleceği tahmin edemediğimiz bu fenomene Siyah Kuğu adını verir. On yedinci yüzyılda doğa bilimciler siyah kuğu cinsini bulana kadar, kuğuların tümünün beyaz olduğu varsayılırdı. Ve o güne kadar hayal edilemez olan bir anda kesinlik kazanmıştı.
İçine bulunduğumuz zamana geldiğimizde ise olmaz dediğimiz neler oldu diye bir düşünelim. Ve daha mümkün değil dediğimiz hangi olaylar işe karşılaşacağız hiçbir fikrimiz yok. Bence şimdi hepimiz bir fincan kahve eşliğinde kendimize şu soruyu soralım; hayatımdaki siyah kuğular neler ve ne zaman gerçekleşir?
Kaynak; Karar Kitabı, Siyah Kuğu Modeli