Bio. Damla ÇİMEN
Bir sabah, bir başka sabah gibi baksaydın aynaya
Ve yavaş yavaş başlasaydın gerçekleri anlamaya
Lise yıllarından beri vazgeçemediğim bir alışkanlığım çalışırken arka fonda bir müziğin eşlik etmesi. Saat kaç olursa olsun illa bir müzik olacak. Ne zaman kendimi yorgun, tükenmiş ve belki biraz morali düşük hissetsem dinlediğim tek bir isim ise; İlhan İrem. Yakın zamanda aramızdan ayrılan İlhan İrem’in şarkıları nedense bende sakinleştirici, umut veren, iyileştirici bir etki bırakıyor. Ve onun çok geç keşfettiğim bir şarkısı bir süredir bana eşlik ediyor; bak şu aynaya. Sadece benim için değil 2023 yılı hepimiz için biraz zorlayıcı başladı. Böyle zamanlarda yaşama tutunmak, geleceğe dair bizi harekete geçiren umudumuz bizden uzaklaşıyor.
Eğitimlerde buluştuğum eczacı dostlarım, sektörün ekip yönetimi tarafında bulunan şirketlerde görev alan arkadaşlarım önce kendilerinin sonra da birlikte çalıştıkları ekip arkadaşlarının motivasyonunu yüksek tutmak, acıları iyileştirmek ve iş hedeflerine ulaşmaları adına insan üstü bir çaba sergiliyor. Uzun yıllar birlikte uyum içinde çalışan bir takım oluşturmak her işverenin rüyasıdır. İş yapış şeklimiz, iletişim dilimizdeki farklılıklar, yaşama ve olaylara bakışımızda bize kılavuzluk eden ortak değerlerimizin azalması çatışmaları da birlikte getiriyor. İşte tam da böyle anlarda şu soruyu ortaya koyuyorum; neden sizinle çalışıyorlar, neden sizinle çalışmaya devam etsinler? Bu sorunun cevabı birçok zaman ortak ve çok tanıdık. Çünkü çalışmaya ihtiyaçları var.
Seçeneklerin çoğaldığı, insanların deneyimlerini, yeteneklerini özgürce ifade edebileceği iş ortamlarının hayata geçmesiyle çalıştığımız ortamlara sadakat kavramını biraz yitirsek de hala bizi birbirimizle yürümeye motive eden nedenler bitmiyor; uyum, sevgi, adalet, inanç, kendini ait hissetmek. Eğer ortada bir sorun var ise nedeni takım üyelerinde aramak bizi haklı çıkarmıyor. İş ortamınızda çatışma var ise takım üyelerini uyarmak sorunları ortadan kaldırmıyor. Böyle anlarda kaç kişiyi yönetiyor olursanız olun önce kendi yönetim anlayışımızı sorgulamakla başlamak bizi gerçeğe, çözüme götürüyor.
Şimdi bir duralım ve düşünelim. Ayaklarınızın geri geri gittiği bir çalışma ortamı, her gün birlikte çalıştığınız arkadaşlarınızın hareketlerine takılmaktan sağlıklı gelecek planları yapamadığınız yerde ne kadar başarılı ne kadar verimli olabilirsiniz. Hayatın getirdiği mecburiyetler bir kenara bugün hepimiz uyumlu, geliştirici, öğreten, saygı temelli ilişkiler kurabildiğimiz ekiplerde potansiyelimizi ortaya çıkarabiliyoruz.
Tüm sorunların ve çözümlerinin bizde olduğu gerçeğini o yumuşacık sesiyle hatırlatan İlhan İrem’i sevgiyle anıyorum. İyi ki bu dünyaya gelmiş ve bu şarkıları bize bırakmış.
Anlayacaksın sorunların yalnız sende çözüldüğünü
Anlayacaksın ağlayınca yalnız senin üzüldüğünü
Şöyle gülümse, kalk yüzünü yıka
Sonra neşeyle bak şu aynaya