Ecz. Özcan KEKEÇ
14 Mayıs’a anlam ve içerik yükleyen, duyarlılığın en şık örneği olan en güzel tören, kurucusu olduğu İstanbul Ecza Koop’ un merkez binasındaki bir toplantı salonuna 2014 yılının en taze günlerinde yitirdiğimiz Ecz. Hadi Tomruk adının verilerek ölümsüz kılma buluşmasıydı.
Güzel, anlamlı, duygu dolu bir açılıştı. Salonun sol yanında sizi izleyen bir fotoğrafı ve altında bir masaya da bir anı defteri konmuştu.
Çağdaş Eczacı Hareketinin kahırlı ve dikenli yollarında kolkola mücadele ettiği arkadaşları, 12 Eylül’ün ve sonraki dönemlerin toplumsal örgütlenme, ilaç ve eczacılık alanında en sert esen rüzgarına karşı kolkola yürüdüğü yoldaşları orada onun için bir araya gelmişlerdi. Mehmet Domaç’tan, Sait Yücel’e, Can Yetisen’den, Rafet Şahin’e, Osman Asal Uçkunkaya’dan, Semih Güngör’den Abdurrahman Akalın’a... Hemen hepsi mücadeledeki inanç, sevgi, yetenek ve sabrının yanına, süsledikleri en özel anılarıyla da hem güldürdüler, hem de gözlerimizi nemlendirdiler.
Anılarındaki renklerden oluşan bir dizi fotoğraf gösterimini izleyen eşi Ecz.Tülay Tomruk, dostlarına emanet ettiği biricik oğlu Mert, kardeşi Dr.Güneş Tomruk da aramızda gurur dolu bir ruh haliyle anılarla bir kez daha buluştular. Ne mutlu onlara.
Her şey Ecz.Can Yetişen abimin bir adımı ve nihayetinde ortak bir girişim ile İst. Koop Genel Kuruluna verdiği bir dilekçenin gündeme alınıp, kurulunun tamamının verdiği onayla kararlaştırılıp yol alındı. Ve yukarıda da belirttiğim gibi açılışı da eczacılığın dayanışma ve mücadele ruhunun ve umutlara odaklanılan bir güne denk getirildi. Bu günün oluşmasında başta can arkadaşı Can Abi olmak üzere, Koop.Başkanı Ecz.Rafet Şahin, Yönetim Kurulu ve onay veren Genel Kurul üyelerini 89 da çok önemli bir İst.Oda Seçimi arefesinde çalıştığım eczaneyi ziyareti sırasında eczane sahibinin adeta kendisine teslim ettiği bir kardeşi olarak yürekten kutluyorum.
95’ te Domaç’ın TEB ile başlayan serüveniyle boşalan İst. Oda ön seçimi aslında bir milat olmuş, iki defa kazandığı sandık sonucu hiçe sayılarak gece sabahlara kadar süren kavga boyutundaki tartışmalar sonucunda üzerinde anlaşma sağlanan ortak isim Ecz. Mustafa Turunç lehine feragat etmiş, ayrışmanın eşiğindeki örgütü bir arada tutmuştu. Çağdaş kadro içindeki egemen güçlerin demokrasi sınavı açısından tarihe bir şerh olarak düşmüş, bu gün hala yüzleşmeyi bekleyen bir ayrıntıdır. O günden sonra bir daha bu konuyla ilgili hiç konuşmadan mücadelesini İst dan sonra TEB’ ne taşıyarak sürdürmüştü. Ne yazık ki; sonraki dönemlerde kendisinin de başka bir isimle yine Çağdaş kadronun içinden kopan bir çok arkadaşımızla kurduğu (Eczacının Sesi) listesine girerek Çağdaş Hareketin tıkanmış, demokrat duruşuna ters düşen anlayışına karşı mücadele etmek zorunda kalmıştı. Hatta başka bir "atık" grubun listesinde(İstanbul Eczacıları) yer tutan bendeniz de ayrı bir kulvarda karşı karşıya o bahsettiğim seçimde rakip(!) olmuştuk 2007 de...
Bu gün geriye baktığımda, Hadi Tomruk için hazırlanan bu tören bir ilk vefa örneği olurken şunu da çağrıştırdı birden;
Çağdaş Eczacı Hareketi, mesleğin yine çok zor koşullarda geçtiği kapitalizmin çarklarına teslim olmadan 68 kuşağının sol görüşlü mücadele ruhunun dayanışma içindeki kadrolarıyla yaşam bulup, çok işleri ve bugünün kazanımlarını kotarsa da;
bu gün mesleğin sürdürülemez ve yakıcı koşullarındaki en bütün olma kayıtsız şartsızlığında dağınık ve kişisel dargınlıkları unutup bir silkinme adına da bir işaret fişeği olarak ve aklı öne çıkaran duygusallıktan arınmış bir şapkayı önümüze koyma adına bir fırsat olmamalı mı?
Onun anısı önündeki en önemli SAYGI DURUŞU bu olabilir mi?
Ne dersiniz?