18 EYLÜL 2009 KARA CUMA KARARLARIN BİR KISMI KISA BİR SÜRE İÇİN (04.12.2009’ a) ERTELENDİ
1-Tedavi Katılım Payının Uygulanması Hakkında Tebliğ. (R.G tarih: 18 Eylül 2009 Sayı:27353)
2- SGK dan 2008 yılı Sağlık Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ. (R.G Tarih: 18 Eylül 2009 Sayı:27353)
3- Beşeri İlaçların Fiyatlandırılmasına Dair Kararda Değişiklik Yapılması Hakkında Karar (Bakanlar Kurulu Kararı) (R.G tarih: 18 Eylül 2009 Sayı: 27353)
4- SGK nun 01.11.2009 tarih 2009/12 sayılı erteleme Genelgesi.
Tümü için Bkz: http://www.haditomruk.com/18Eylul2009CUMA.pdf
Örgütlerimizin söz konusu iki tebliğ, bir bakanlar kurulu kararının yayımından bu yana geçen iki aya yakın bir sürede kimi girişimlerde bulunup, başarılı sonuçlar almalarını dilerdim..
Ne yazık ki ilaçlarımızın ecza depoları ve eczacı kooperatiflerine emanet bırakılmasından başka bir karar çıkamadı. Deyim yerindeyse “Yumurtanın Kapıya Dayandığı” aşamada eczaneler için yıkım sonucu getireceği belli bir dizi uygulama hayata geçirilmeye çalışılıyor. Sonuçları belirsiz, “İlaçları emanet bırakma” işleminin ardından yapılan tek çalışma ise uygulamayı biraz ötelemeyi sağlamak.
İlaç Sanayiimiz den ise biz eczacılar için olumlu yada olumsuz bir açıklama henüz yok..
Devlet Kurumlarına, eczacılar için yıkım olacağı besbelli olan düzenlemelerin vatandaşa yansıyacak sakıncalarının aktarılıp aktarılmadığı pek belli değil..
Aktarılmış olsa bile anlaşılan görüşmelerde eczacıyı rahatlatacak bir sonuç alınmadığı.
Her yıl sonu, İlaç üreticilerinin eczacı iskontolarını 0.5 , 1 puan düşürme, vadeleri kısma dayatmaları tekrarlandığı bilinirken.
İlaçta kazancın hemen tüm kesimler için oldukça budandığı sıkıntılı dönemden geçerken.
Kendileri de sıkıntı yaşayacak olan İlaç üreticilerinin biz eczacıların derdine deva olmak, yanımızda yer almak sorunlarımıza öncelik vermek gibi bir tavır almaları beklenmemelidir. (Yanılmak isterim..)
Bakınız: http://www.aifd.org.tr/Haber-Detay.aspx?NewsId=546
Eczacı Kooperatifleri, ilaç depoları hakkında ne söyleyebiliriz ki; Kooperatiflerimizi küçük katkılarımızla yarattık, onlar adeta canımızın parçası oldu, örselenmelerini istemeyiz. Ticari ilaç depolarıyla uzun yıllardır süren sıcak, olumlu ilişkiler yaşıyoruz..
Her iki oluşumunda gelişmeleri endişe ile izlediklerine sanıyorum.. Görünen o ki kaos ortamında ağızlarını açmamayı tercih ediyorlar, sesleri solukları pek çıkmıyor.
Önce SSK sonra SGK
Sanayimiz, ilaç depolarımız SSK reçetelerinin eczaneler tarafından karşılanmasının başladığı günden itibaren 6 ay, bir sene SSK ilaç ödemelerini bekleme (kendilerine tahsis edilen bekleme salonlarında) sorunundan kurtulmuştur.
Sanayiimiz SSK için 1/10 fiyatına özel üretim ilaç imalatının getirdiği yükten kurtulmuştur. SSK için yaptığı %50 nin üzerine varan iskontoların getirdiği kayıptan arınmıştır.
Sanayiimiz ilaç ödemelerinde devletin ödeme geçikmelerini uzun yıllar boyu finans ederken, söz konusu yük çoğunluğu kıt sermayeli eczanelerimizin sırtına bırakılmıştır.
Eczanelerimizin ayakta kalması, eczacılık hizmetini sağlıklı sunabilmemiz çok zorlaşmıştır. Sektörün her kesimi için sıkıntı yaratacak olan olumsuz ortamda ne yapılmak isteniyor.?
Korkarım, kepenklerimizi temelli kapatıp, sağlık alanından çekilmemiz bekleniyor.
Eczacı Odalarımızın en son ilaçların iadesi ile ilgili görüşmeler, pazarlıklar hakkında bizleri pek bilgilendirdikleri söylenemez. Eczacı Odamız şöyle büyük bir salon tutsa, biz eczacıları çağırsa, SGK temsilcileriyle, ilaç sanayi temsilcileriyle birlikte bir toplanabilsek pek güzel olurdu..
Bu konuyla ilintili bir gerçekte eczacı odalarımıza ve TEB’ e ani “Rekabet Kurumu” ziyaretleri. Örgütlerimizin hızını söz konusu ziyaret kesmiştir diyemeyiz..
YAPILMASI GEREKENLER..
Eczacı örgütlerimize büyük görevler düşüyor.. Zamanı hoyratça harcamaya, her olumsuzluğun çözümünü son dakikaya bırakmaya hakları yok.
İlaç fiyat indirimleri, Medula, İTS, TEBEOS eczane programı, Yurt dışı eczacı diplomalarının YÖK denkliği, eczacı eczacı ortaklığı, zırt pırt değişen protokol koşulları yakın erimin can alıcı konuları.
İlaç fiyat indirimleri eczacının batışını hızlandırır. Yöneticilerimiz bu olumsuzluk ve haksızlığa eczacılar ile bütünleşerek karşı çıkmalıdır.
Dünyada örneği olmayan İTS problemi çözülmeli. Tüm odalarımız, TEB bu konuda netleşmelidir.
Süreç her alanda aleyhimize hızla işlemektedir.
1 Ocak 2010 dan itibaren karekodsuz ilaç üretiminin olamayacağı unutulmamalıdır.
İTS ve Medula Sisteminin pilot uygulamalarının sonuçları TEB tarafından açıklanmalı,
TEBEOS programının akıbeti eczacılara aktarılmalıdır.
1 Ocak 2010 tarihi civarında dağıtılacak TEBEOS programının kıymeti olmayacaktır.
Eczanelerimizin programı denemesine, sağlıklı çalıştırmasına, alışmasına, süre tanınmalıdır.
İşlemlerdeki yapılacak bir hata geri dönülemez, düzeltilemez sonuçlar yaratabilir. Eczanelere ücretsiz verileceği beyan edilen TEBEOS programı uygulamadan en azından bir ay önce test uygulamaları yapılmış, hataları giderilmiş vaziyette eczanelerde bulunmalıdır.
Eczanelerimiz “Medula” sistemi hakkında tekrar bilgilendirilmeli, Medulaya hazırlanmalıdır, Medulaya kaydını yaptırmalıdır. Birçok arkadaşımın Medula hakkında henüz bilgi sahibi olmadığını görüyorum.
1 Ocak 2010 un başlama tarihi olduğu duyurusu tekrarlanmalıdır.
ELEKTRİK KESİNTİSİ
Ülkemizin sağlık sisteminin çatısının kısmi elektrik kesintilerinden sekteye uğraması üzücü, dehşete düşecek kadar düşündürücüdür..
İnsan hayatı bu kadar ucuz olmamalıdır. En azından hizmette devamlılığı sağlayamayanlar koltuklarında rahat oturmamalıdır.
Söylemeye gerçekten utanıyorum,.. Böylesi saçma mazeret jeneratör temin edilerek ortadan kaldırılmalıdır.
Eczacının içinde yer almadığı bir sağlık sisteminin yaşadığı ülke var mıdır..? Elbette yoktur. Anlaşılan, Dünyada ilk kez eczacısız sağlık sistemi oluşturulmak isteniyor.
Başka bir iş kurmak, yeni bir alan bulup orada çalışmayı doğrusu kendim için düşünmüyorum. Uzun yıllar mesleğimi şevkle, aşkla yapmaya gayret ettim.. Ancak son birkaç yıldır zevk aldığımı söyleyemem.
Görünen köy kılavuz istemez.. Genç meslektaşlarımıza ne yazık ki son derece sıkıntıda olan bir eczacılık mesleği bırakıyoruz.
Doğrusu böylesi belirsizlikler içinden geçen günlerin ardında ne sıkıntılar yaşayacağımız belli. Yapacaklarımızı saptamalıyız.
Eczacı Odalarımız bu kısa süreçte eczacı çoğunluklu acil toplantılar yapmalı, yaşanan sıkıntıları, görünen kaosu meslektaşlarıyla paylaşmalı, dosyalarını titizlikle hazırlayıp, Ankara’nın yolunu tutmalıdır. Gaz almak için atılan hamase nutuklardan vazgeçilmeli, Büyük Kongremiz bizlere yol göstermelidir..
Eczacı odalarımız ve TEB tarihi kararlar vermek zorundadır..
Kuşkunuz olmasın, idarecilik tavrından kurtulamayanlar, eczacılık tarihinin çöplüğüne gömülecektir.
Oyalanmaya, sabrımız kalmamıştır. Nefes alamıyoruz..
HİZMET TOPTAN DURACAK
Hani kepenkleri kapatalım, hizmeti aksatmadan eylem yapalım düşüncelerimiz var ya..
Bana kalırsa gerek kalmayacak.. Sağlık hizmeti kendiliğinden topyekün duracak.., Ne ilaç sanayi, ne eczacı kooperatifleri, ne ilaç depoları ne de eczanelerimiz bu kaos ortamında ayakta kalamayacak, hizmet veremeyecek.
İlaç üretimi aksayacak, kepenkler biz istemesek de kendiliğinden kapanacak.
Bu duruma katkı verenlerin yolu açık olsun.
Saygılarımla..
H.T 15.10.2009 16:55
“Bedelinin ödenmesi en zor diyet, plansız programsız iyi niyet..”
Ord. Prof. Dr. Mashar OSMAN (d.1884 ö. 31 Ağustos 1951)