2022’nin ilk sergileri ve ilkbaharın ilk sergileri arasındaki bu geçiş döneminde, birçok solo ve karma sergi ziyaretçilerini bekliyor. Bu günlerde İstanbul’un müzelerinde, sanat alanlarında ve galerilerinde görebilecekleriniz arasındazamanı donduran mermer heykellerden fotoğraf temelli işlere, çocukluk düşklerinden ve oyun alanlarından ilham alan seçkilerden Osmanlı tarihinin ilham veren sanatçılarına birçok seçenek var. Bu seçkide, mart ve nisan aylarında ziyaret edebileceğiniz, İstanbul sergi takvimi için seçtiğimiz güncel sergileri bulacaksınız.
Beyaz Atlı Prens (!) Ferda Art Platform | 18 Mart – 20 Nisan
Modern toplumun DNA’sına işlemiş cinsiyetçi söylem, düşünce ve eylemler kanserli hücreler gibi nesiller boyunca masallar aracılığı ile çocuklara aktarılıyor olabilir mi? Gülcan Şenyuvalı’nın, Mavisakal hikayesini referans alan sergisi, kadın cinayetleri politiktir söylemini temel alıyor ve kadına şiddeti bir kez daha tartışmaya açıyor. “Dişil merakın, dolayısıyla kadın yaratıcılığının sembolik katili olan Mavisakal ve Beyaz Atlı Prens aslında aynı kişi olabilir mi?” diye soran sanatçı, Türkiye’de 2021 yılında öldürülen 416 kadına ithafen yapılmış bir yerleştirmeye de yer veriyor.
Metin Alper Kurt‘un x-ist‘teki ilk kişisel sergisi, sanatçının nesnelerin halleri üzerindeki akışkanlık, hassasiyet ve yumuşaklığı vurgulamak amacıyla dönüşüm anlarındaki spontan görünümlerini ele aldığı eserlerden oluşuyor. Kurt’un geçmiş, şimdi ve geleceği doğrusal olmayan bir rota izlerken bile bütüncül bir biçimde kurguladığı heykel serisi, kağıt ve defter gibi objelerin anlık görüntülerini aktarıyor. Hareket halinde olanın mermer heykellere dönüşümü, sizin için görsel olarak ilgi çekici bir deneyime dönüşecek.
2020 yılında Akbank Sanat YouTube kanalı için hazırlanan Dijital Sanatta Şimdi konuşma serisi, yoluna bir sergiyle devam ediyor. Sanat, teknoloji ve toplum üzerine odaklanan yaratıcı düşüncelere ve uygulamalarına hayat veren sanat eserlerine, günümüz sanat dünyasını meşgul eden konu başlıklarına yer verirken sanatseverlere heyecan verici bir sanat alanı yaratmayı amaçlayan sergide, son dönemlerde sanat dünyasının en çok konuşulan konularından NFT’ler üzerine bir bölüm yer alıyor. Sergi, görsel çekiciliği ve büyüleyiciliğiyle olduğu kadar, çağımız teknolojilerinin sanatla ilişkisi hakkında düşünmeye itişiyle de ilginizi çekecek.
Çağdaş resim sanatçısı Kemal Seyhan‘ın çift kavramı ve tekil olmayanın resimde ortaya çıkma potansiyeli etrafında mekana özgü bir müdahale olarak tasarlanan FUTUREGARDEN başlıklı sergisi, günlük zaman deneyiminde karmaşık heykelşsi ve mimari dönüşümler ortaya çıkarıyor. Sergide sanatçı renk alanı, soyutlama ve pür maddesellik arasında konumlanan, geçtiğimiz on yılın öncesi döneme ait, kendine özgü siyah ve gri resimlerini izleyiciye sunuyor. Galerinin fiziksel alanı resim, nesne ve mekan arasındaki ayrımı bulanıklaştıran yerleştirmeyle bir başlangıç noktasına dönüşüyor. Eserlerden taşan bu dönüşüm, eminiz sizi heyecanlandıracak.
SALT‘ın sezon boyunca süren Ardışık sergilerinin sonuncusu olan Teneffüs, işlerinde hareketli ve hareketsiz görüntüler arasındaki geçişlerin biçimsel ve içeriklsel olanaklarını araştıran Aykan Safoğlu‘nun fotoğraf temelli üretimlerinden oluşuyor. Sergi, çeşitli açılardan güç ve otorite göstergesi yapılara dair Safoğlu’da gelişen “duygusal borçlanma” hissine bakıyor; öte yandan sanatçının pratiği kati kural ve yapıları bozmakla ilgileniyor. Seriyi fotoğraf temelli film, enstalasyon ve baskı işlerinden oluşan bu sergiyle kapamak için geç kalmayın.
SSM‘deki Şehzade’nin Sıra Dışı Dünyası: Abdülmecid Efendi sergisi, Türkiye sanat tarihinde derin izler bırakmış, kendisi de önemli bir ressam olan, hat, müzik ve edebiyat ile de ilgilenen, pek çok sanatçının ve kurumun da hamiliğini üstlenmiş Abdülmecid Efendi’nin hayatı ve sanatı üzerine kurgulanıyor. 60 tablo ve 300’ü aşkın belgeden oluşan bir seçkiyle sergi, Abdülmecid Efendi’nin sanatını kapsamlı bir bakış açısıyla ele alıyor.
Türkiye’de seramik sanatının en önemli isimlerinden biri olan Candeğer Furtun’un işleriyle henüz tanışmadınız mı? Arter’in yeni sezonu karşıladığı bu retrospektif sergi, 1960’lardan bu yana forma ve malzemeye dair özgün bir yaklaşımla, yaşamsal, felsefi, tarihsel, toplumsal ve siyasi sorunsallardan beslenerek seramik eserler üreten sanatçının 100’den fazla eserine yer veriyor. Sergi, sanatçının üretiminde sıklıkla referans verdiği kavramlardan biri olan “kabuk” kavramı etrafında kurgulanıyor. Furtun’un sanatında biçimsel ve düşünsel bir öneme sahip olan doğa ve beden temaları öne çıkıyor. Üstelik bu değerli sanatçının eserlerini keşfetmek için bilet almanıza gerek yok; Arter, giriş katından başlayarak alt kata yayılan sergiyi, ücretsiz ziyarete açıyor.
Kaynak:https://www.themagger.com/istanbul-sergileri-yeni-sezon/