19 OCAK 2009 TARİHLİ BASIN AÇIKLAMASI METNİ | |
Ankara, 19 Ocak 2009 BASIN AÇIKLAMASISGK’YI CİDDİYETE VE YASALARA UYMAYA DAVET EDİYORUZ
Bilindiği gibi, 31 Aralık’tan itibaren Birliğimiz, Sağlık, Maliye ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlıkları arasında kamunun ilaç alım koşulları değerlendirilmektedir. Birliğimiz, 32.000 eczacı ile 21 Aralık’ta “Artık Yeter! Eczaneler Yangın Yeri” diyerek, bu koşullarda daha fazla ilaç hizmeti veremeyeceğini tüm kamuoyuna ilan etmiş, taleplerini net biçimde sıralamıştır. Sağlık Bakanı Sayın Prof. Dr. Recep Akdağ, bizi alanlara götüren eczacılık temel yasasında meslek örgütümüzün görüşünü almadan değişikliğe gidilmeyeceği yönünde tutumlarını kamuoyu ile paylaşarak bizleri rahatlatmış, arkasından görüşmeler sürecinde mutabık kaldığımız İlaç Fiyat Kararnamesi değişikliğini yaparak, sorunlarımızı ciddiye aldığını ve çözümden yana tutumunu göstermiştir. Kendilerine huzurlarınızda teşekkür ediyoruz. Diğer yandan Sosyal Güvenlik Kurumu ile, Protokol açısından bağlayıcı olan Sağlık Uygulama Tebliği’nin değiştirilmesinde anlaşık olunmasına rağmen, bu değişikliği halen yayınlamamıştır. Protokol’ün, Sağlık Uygulama Tebliği’ne uygun olarak yapılması gerekir, ama ortada Tebliğ yoktur. Birinci problem budur, bu da bizim değil, SGK’nın verdiği sözü tutmamasından kaynaklanmaktadır. Ayrıca, protokol görüşmeleri sürecinde SGK’nın tavrı, üzerinde konuşmadığımız maddeleri gece yarısı ekleyip bize bildirmek şeklindedir. Sorunlar buralarda aranacağına SGK, Birliğimizi “siyaset yapmak” ve “sözleşme parası ile zengin olmak” şeklinde yakışıksız ve mesnetsiz iddialarla kamuoyu önünde küçük düşürmeye çalışmaktadır. Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı, Birliğimiz ve Kurum arasında 2009 yılı ilaç alım protokolü ile ilgili görüşmeler devam etmekteyken, 18 Ocak gecesi web sitelerinde bir duyuru yayımlayarak ve bugün de bir basın açıklaması yaparak; görüşmeleri tıkayıcı, hukuk dışı tutumlarını tüm kamuoyunun gözü önüne sermiştir. SGK, bugün TEB Merkez Heyeti olarak kendileri ile protokol imzalamazsak yarın saat 8.30’da eczacılarla tek tek elektronik sözleşme imzalayacaklarını, Birliğimizin anlaşmış olmamıza rağmen, süreci uzatmaya çalıştığını, açıklamıştır. Görüşmeler devam etmekteyken yapılan böylesi bir açıklamayı anlamamız mümkün değildir. Herşeyden önce, bizlerin tutumu; eczacı, kamu ve hastanın ortak yararının tam olarak sağlandığı noktada bir protokol imzalamaktır. Ancak, hasta, eczacı ve kamu yararı arasında bir denge kurulmadığı takdirde bize dayatılan herhangi bir Protokolü imzalama olanağımız olmadığını da başından beri ifade etmekteyiz. Bugüne kadar, Kurum ve ilgili Bakanlık, eczacılarla tek tek sözleşme yapmayı bir tehdit olarak kullanmakta ve sözleşme imzalandığına dair asılsız haberler yayarak kamuoyunu ve meslektaşlarımızı yanıltmakta herhangi bir tereddüt göstermemiştir. SGK bugün de aynı tavrı tekrarlamaktadır. Nasıl 14.01.2009 tarihinde SGK Başkanı’nın “sözleşme imzalandı” şeklindeki açıklamasına rağmen herhangi bir sözleşme imzalanmadıysa, SGK’nın bugünkü basın açıklamasında iddia ettiği gibi, 17.01.2009 tarihinde bir sözleşme imzalanacağı yönünde görüş birliğine varılmış değildir. Bilindiği gibi Birliğimiz, temsil ettiği 22.500 sözleşmeli eczane adına görüşmeleri yürütmektedir. Sözleşme yapma yetkisi, 6643 sayılı Türk Eczacıları Birliği Kanunu ile Birliğimizin Merkez Heyeti’ne aittir. Devletin bir kurumunun değil bu kanunu çiğnemesi, çiğneyeceğini ifade etmesi bile düşünülmemelidir. Diğer yandan, bir kamu kurumunun bir başka kamu kurumunu kanuni hakkını kullandığı için eleştirebilmesi, bu kurumun başındakilerin hukuk ve demokrasiye yaklaşımlarını gözler önüne sermektedir. İkinci olarak, Birliğimiz ve eczacılar arasındaki bir konu olan sözleşme bedelinin kamuoyunda tartışmaya açılması, Türk Eczacıları Birliği’ni değil, eczacıların birliğini ortadan kaldırmaya yönelik bir girişimdir. SGK, böylece bizi şartlarını uygun bulmadığımız bir Protokolü yapmaya zorlayacağı hayaline kapılmaktadır. Oysa 21 Aralık’ta 32.000 kişi ile alanlara çıkan, daha sonra SGK’ya iletilen 22.000 dilekçeyi veren eczacılar, TEB’i devre dışı bırakan hiçbir çözümün mümkün olmadığını, olamayacağını açıkça ilan etmiştir. TEB eczacıdır, eczacı TEB’dir. Bu süreç, ne eczacılar ne de TEB açısından, sözleşme bedeli meselesi değil, ayakta kalma, yaşama ve yaşatma meselesidir. Geçtiğimiz Haziran ayında eczacılar ve eczacı odalarımız sözleşmelerini, hastayı koruduğunu iddia eden SGK’ya pek çok ilde zorla teslim etmişlerdir. Eczacı, “üç yıllık sözleşme yapıp sizi sözleşme bedelinden kurtaracağım” diyen SGK’nın altı ay önceki bu tutumunu gayet net biçimde hatırlamaktadır. Türk Eczacıları Birliği, üyelerinden 2008 yılı için bir kereye mahsus olmak üzere kendi yasal yetkisini kullanarak, o tarihte tüm kurumların birleşmesi öngörüldüğü için 500 TL sözleşme bedeli almıştır. Diğer yandan Birliğimiz de Protokol süresinin üç yıl olmasına taraftır ancak içinden geçtiğimiz kriz ortamında eczacıların olası değişikliklerden korunması için, sözleşmenin her yıl gözden geçirilmesini ve yenilenmesini talep etmektedir. Bunun her yıl sözleşme bedeli almakla hiçbir ilgisi yoktur. Her meslek örgütünün yapması gerektiği gibi, üyelerini korumakla ilgisi vardır. Sözleşme bedellerinin bir kısmı eczacı odaları, bir kısmı ise Türk Eczacıları Birliği bütçesine yansımaktadır. Birliğimiz bütçesi 6 aylık dönemlerle üyelerimize sunulmakta ve iki yıllık dönemlerle de yönetim kurulumuz ibra edilmektedir. Üstelik Sağlık Bakanlığı da bugünlerde olduğu gibi her kriz anında, Birliğimizi denetleme yetkisini kullanmaktadır. Türk Eczacıları Birliği bütçesinin yüzde 87’si sözleşme bedellerinden oluşmaktadır. Birliğimizde ve Odalarımızda görev alan yöneticilerimizin hiçbiri ücret almadığı gibi, toplam 500’den fazla çalışanımızla, istihdama katkı sağlanmaktadır. Bunun da ötesinde, Birliğimizin faaliyet alanları, Türkiye’de ruhsatlı olmayan ya da bulunmayan ilaçların yurtdışından ilaç temini, eczacılar için kredi ve sosyal yardımlar veren Yardımlaşma Sandığı, Marmara depreminde olduğu gibi olağanüstü durumlarda afet bölgelerine gönderilmeye hazır tır-eczanemiz, Türkiye’nin ilk ilaç biyoyararlanım merkezi olan ve ülke ekonomisine ciddi katkı sağlayan Novagenix başta olmak üzere, çok çeşitlidir. Bunun yanında Birliğimiz Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde (Kars, Diyarbakır, Van, Antalya) dört ilköğretim okulu ve üç hastane yaptırmıştır. Birliğimiz bünyesinde sürekli meslek içi eğitim veren bir Eczacılık Akademisi ve eczacılıkla ilgili çeşitli alanlarda çalışan dört Enstitü mevcuttur. Yedi farklı Avrupa Birliği projesi yürütmüş ve halen 2 proje yürütmekte olan Birliğimiz, ayrıca 250 kız çocuğuna eğitim bursu vermektedir. Birliğimiz kar amacı güden bir kuruluş değildir ve ne kanunen, ne de anlayışımız gereği, böyle olması mümkün değildir. Birliğimiz kamu yararı, halk sağlığı ve eczacılar için çalışmaktadır ve öyle yapmaya da devam edecektir. SGK ile imzalanacak ya da imzalanmayacak olan Protokol’ün bu konu ile hiçbir ilgisi yoktur. SGK’nın bugün bize önerdiği, ölümü gösterip sıtmaya razı etmektir. SGK’nın bugün bize önerdiği, Haziran 2008’de imzalamayacağımızı ilan ettiğimiz sözleşme koşullarına boyun eğdirmeye çalışmaktır. SGK’nın bize önerdiği, eczanelerinizin kapısına kilit vurun demektir. SGK, o sınavı 9 Temmuz Protokolü’nde vermeye çalışmış ama geçememiştir. Eczacılar SGK’nın kendilerini muayene ücretinin tahsili uygulamasının devamına, Günü belirsiz avans ödemesine, Sonsuza kadar kamu kurum ıskontosuna, Çalışmayan provizyon sistemine, Ödeme gecikmelerine, Ve daha nicelerine mahkum etmeye çalıştığının farkındadır. Ve bunu 21 Aralık’ta göstermiştir. SGK Başkanı Sayın Fatih Acar’ın bahsettiği iyileştirmelerin de meslek örgütümüzün tavrı ile kazanıldığını herkes çok iyi hatırlamaktadır. Zaten SGK’nın rahatsız olduğu şey, tam da bu örgütlü tavır ve sonunda elde edilen kazanımlardır.Bizler, herkesin huzurunda SGK’yı ciddiyete ve hukuka uygun davranmaya davet ediyoruz. Bugünkü mesele, TEB’in yetki alanı meselesi değildir. Kimsenin inkar edemeyeceği gerçek, TEB’in yetki alanı içinde hareket ettiğidir. Bugünkü mesele, halkımızın ilaca ulaşması meselesidir. Bizler, eczanelerin üzerindeki yük kalkmadan sözleşme yaparsak, bir yıl sonra SGK’nın sözleşme yapacak eczane bulamayacağını ifade ediyoruz. İşte esas o zaman, halkımızın ilaca ve eczacılık hizmetine ulaşma olasılığı sonuna kadar kaybedilmiş olacaktır. Mesele budur. Bizler ilan ediyoruz, meslek onurumuzla, mesleki geleceğimizle oynatmayacağız. SGK, insan hayatının rekabet kadar değeri olduğunu kabul edene kadar durmayacağız. Bizi azaltmanıza, Bizi yalnızlaştırmanıza, Bizi güçsüzleştirmenize izin vermeyeceğiz. Yaptığımız fedakarlıkları, sessizliğimizi atalet sanarak; sırtımıza yük üstüne yük bindirerek sabrımızı sınamak isteyenler: ülkenin en sabırlı, en fedakar insanlarını bir de şimdi görecek:Sağır yürekler bir kere daha duysunlar: ARTIK YETER! Biz, kararlıyız: Yaşatmak için yaşayacağız. Sayın Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı’nın masasında bulunan 22.000 dilekçede ifade ettiğimiz gibi; e-sözleşmeyi imzalamayacağız. TÜRK ECZACILARI BİRLİĞİMERKEZ HEYETİ |