BASIN AÇIKLAMASI
SÖZLEŞMESİZ DÖNEMİN İLK ADIMI ATILDI


Değerli Basın Mensupları,
Her şeyden önce, Irak’ta bir insanlık ayıbı yaratan ABD’nin, ileri bir karakolu olan İsrail’in Gazze Şeridi’ne düzenlemiş olduğu askeri saldırıyı, dünya milletlerinin barış içinde bir arada yaşayabilme olasılığına yönelik, büyük bir saldırı olarak değerlendirdiğimizi belirtmek isterim. Bir sivil toplum kuruluşu olarak İsrail tarafından yaratılan bu vahşetin ve katliamın durdurulmasını temenni etmenin yanı sıra biran önce ortaya çıkan yaraların sarılması için harekete geçilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bu nedenle, ülkesinde ve dünyada yaşanan her türlü sıkıntıya duyarlı bir sağlık meslek örgütü olan Türk Eczacıları Birliği olarak, ilk etapta Gazze Şeridi’ne yönelik nasıl bir insani yardım yapılabileceğini Kızılay ile görüştük ve hazırlanan insan yardım için gerekli listeye katkı sağlayarak, Filistin Halkı’nın yaralarının sarılmasına bir nebze de olsa destek olacağımızı ifade ettik.
Bir kez daha sizlerin önünde; Filistin Halkına yönelik girişilen bu vahşeti kınıyoruz. İsrail’in, yetkili uluslararası kuruluşların etkisiyle vakit kaybedilmeksizin durdurulmasını ve yüzlerce yaralının ve çocuğun ihtiyaç duyduğu insani yardımın Türkiye’den de yapılan katkılar ile birlikte biran önce bölgeye ulaştırılmasını temenni ediyoruz.


Değerli Basın Mensupları
Hepinizin çok yakından takip ettiği gibi Türk Eczacıları Birliği; uzunca bir süredir Sağlık Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ve SGK ile arasındaki sorunların çözümü için birçok adım attı. Defalarca Bakanlık ve Kurum yetkilileri ile sorunlarımızın uzlaşma temelinde çözülmesi için temaslarda bulunuldu. Bu temasların hiçbirinde bürokratlarımızdan çözüme yönelik bir yaklaşım görmedik. Bu nedenle, biz de sesimizi duyurmak adına 21 Aralık günü, Türkiye’nin dört bir yanından gelen 32.000 kişi ile birlikte sesimizi bir kez daha yükselttik. Bizimle uzlaşmak yerine çatışmayı tercih eden kurum yetkililerini bir kez daha uyardık. Ancak bu sese de kulak verilmedi; hatta vatandaşın sağlık hakkı ve eczacıların meslek hakkı için mücadele eden bizler, ideolojik davranmakla suçlandık.


Değerli Basın Mensupları,
Bizler, sorunların çözümünden yana tutumumuzu hep sürdürdük. Ancak çözüm sürekli bir tarafın fedakarlığı üzerine inşa edilemez. Sürekli bizim haklı olduğumuzu ifade edip, hiçbir şey yapmayanlar, bugün itibariyle sözleşmesizlik dönemine geçiş sürecini de hazırlamışlardır. Bu süreçte sorumluluğu bulunanları; sağlık hizmetinin sağlık çalışanları tarafından meslek onuruna yakışır bir şekilde sunulmasını sağlamak için ellerini taşın altın koymaya davet ediyoruz. Çünkü biz yıllardır bu taşın altında ezilerek üstümüze düşen fedakarlığı fazlasıyla gerçekleştirdik.


AMA ARTIK YETER! DİYORUZ. ARTIK BİR AN EVVEL:

1)      Muayene ücretinin eczaneler aracılığıyla tahsili uygulamasının sonlandırılması
2)      6643 Sayılı yasanın 39. Madde (j) bendi ile Türk Eczacıları Birliği’ne verilen sözleşme yapma yetkisinin mutlak olarak tanınması 
3)      6197 sayılı yasa değişikliğine ilişkin yasa tasarısından eczacı-eczacı ortaklığının geri çekilmesi
4)      Avans uygulamasının hayata geçirilmemesi, %100 ödeme yapılması
5)      Kamu kurum ıskontoları yükünün eczacı üzerinden kaldırılması
6)      Eczanelerin 1.basamak sağlık kuruluşu olarak değerlendirilmesi
7)      Reçete dağıtım sisteminin devamı
8)      Hastanelerde eczacı istihdamı sağlanması
9)      Günübirlik tedavi uygulamasının kaldırılması
10)   Reçete onay sisteminin kesintisiz ve verimli çalışmasının sağlanması gerekmektedir.
11)   Konsolide bütçe ve Yeşil Kart ödemelerinin biran önce yapılması.
12)   Fiili envanter denetimlerine acilen son verilmesini istiyoruz.


Ayrıca Birliğimiz ile Maliye Bakanlığı arasında imzalanan sözleşme ile belirlenmiş olan geri ödeme sürelerini aşan zaman dilimleri içerisinde ödemeler gerçekleştirilmektedir. Buna ek olarak, Yeşil Kart ödemelerinde 2007 yılından devreden alacakların miktarı 350 Milyon TL’dir (YTL). Konsolide bütçe ve Yeşil Kart geri ödeme sürelerindeki bu gecikme ve ödemelerde yaşanan diğer sıkıntılarla eczaneler ciddi bir ticari riskin altına sokulmaktadır. SGK, Yeşil Kart ve Konsolide Bütçe ödemelerinde yaşanan bu ciddi gecikmelerin yarattığı riskli süreçten eczacının ticari başarı ile çıkması mümkün değildir. Çünkü ilaç alımında devlet tekeldir ve kurumların altlarına imza atmış oldukları sözleşmelerin gereklerini yerine getirmeleri gerekmektedir. Yerine getirilmeyen sözleşme hükümleri nedeniyle, hem SGK ile hem de Maliye Bakanlığı ile imzalanmış olan sözleşmeleri fesh etmeye karar vermiş bulunuyoruz.

Bizler bu basın toplantısından sonra TEB Merkez Heyeti olarak Noter’e gideceğiz ve SGK ile TEB arasında imzalanmış olan Protokol’ün hükümleri gereği aramızdaki sözleşmeyi fesh etmek üzere ihtarname göndereceğiz. Yani bundan tam bir ay sonraki SÖZLEŞMESİZ döneme geçiş sürecini başlatacağız. Sözleşmesiz dönemin ne olduğu açıktır. Ortada bir sözleşme olmadan, bir tarafın diğer tarafa hizmet sunması mümkün değildir. Yani: sosyal güvenlik kapsamındaki vatandaşlar, 1 Şubat 2009 tarihinden sonra serbest eczanelerden TC Kimlik Numaraları veya karneleri ile ilaç alamayacaklar. Her ilacın parası fiş veya fatura karşılığı tahsil edilecektir.
Buradan bir kez daha söylüyoruz: Bu sözleşmesizlik döneminin sorumlusu Türk Eczacıları Birliği değil, taleplerimize kayıtsız kalan bürokratların uzlaşmaz tavırlarıdır. Sizlerin huzurunda taleplerimizi yineledim. Bu taleplerimizin karşılanmasını, SGK ile birlikte uzlaşı ortamında 2009 İlaç Alım Protokolünün imzalanmasını, Diğer Bakanlık ve Kurumlar ile imzalanan sözleşmelerden kaynaklı sorunların çözülmesini ve sonuç olarak sağlık hizmetini meslek onurumuzu koruyarak sürdürmeyi ve vatandaşa ilaç hizmeti sunmaya devam etmeyi istiyoruz. Bizler çatışmanın değil uzlaşmanın zemini yaratmaya hep çalıştık. Ama artık duymayan kulaklara sesimizi bu şekilde duyurmaktan başka bir çaremiz kalmadı. 32.000 kişinin alanlardaki sesini duymayanlar bu sürecin yükünü taşımak zorunda kalacaklar.

Bunu bugünden kendilerine hatırlatmak istiyoruz.
Bu sorunların giderilmesi hem sağlık hakkının hem de eczacıların meslek haklarının güvence altına alınması demektir. Taleplerimizin 1 Şubat 2009 tarihiyle başlayacak olan sözleşmesizlik dönemine kadar karşılanması için elimizden geleni yapacağız. Bu konuda sayın Başbakanımız başta olmak üzere, kamuya sağlık hizmeti sunumundan sorumlu olanları bu görevlerini yerine getirmek üzere harekete geçmeye çağırıyoruz.
Kamuoyuna saygı ile duyururuz.

.



TÜRK ECZACILARI BİRLİĞİ

BASIN BÜROSU



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat