Bilindiği gibi; Türk Eczacıları Birliği, başkanlık divanındaki görev değişikliklerini 22.04.2009 tarihinde duyurmuştu. Buna göre TEB 2. Başkanı Ecz. Şevket Kaya görevinden ayrılmış, Ecz. Hilmi Şener onun yerini almıştı. Yerel seçimlerde Manisa’ dan belediye başkanı adayı olan Ecz. Özgür Özel saymanlık görevinden ayrılmıştı. Ancak, seçimi kazanamayıp, son değişikliklerle Genel Sekreter olarak TEB’e geri dönmüştü.
Tüm bu değişiklikler olup biterken TEB sade bir açıklamayla yetinmiş, eczacı odalarından da bir ses çıkmamıştı.
Bu sessizliği Gaziantep Eczacı Odası Başkanı Ecz. M.İrfan Demirci bozdu.
Demirci, kendi köşesinde yazdığı yazıda “Karşılaşılan olağanüstü durumlarda, suskun kalmak, yorum yapmamak, farklı bakış açılarını sergilememek örgütümüzün geliştirdiği geleneksel davranış biçimleriyle örtüşmemektedir.” Ifadesini kullanarak TEB’ i açıklama yapmaya davet etti.
Gaziantep Eczacı Odası Başkanı Sn. Ecz. M. İrfan Demirci’ nin son derece anlamlı yazısını aşağıda bütünüyle yayınlıyoruz:
Ne Yapmalıyız
Değerli Meslektaşlarım,
Türk Eczacılar Birliği, 22.Nisan 2009 tarihinde internet sitesinde yayınladığı bir yazıyla merkez heyetinde başkanlık divanının ve görevlerin yeniden şekillendirdiğini duyurmuştur.
2007 yılı Aralık ayı ortasında yapılan TEB Olağan Kongresi’nden bu yana; TEB’in oluşumuna, görev dağılımına, görevlerin belirleniş biçimine baktığımızda; seçimlerin ve merkez heyeti başkanlık divanı yapılanmasının son derece sancılı biçimde eczacı kamuoyuna yansıdığını görmekteyiz. Her seçimde doğal olan, yönetime aday olanların kendi ekiplerini oluşturmaları ve bu kişilerle birlikte çalışmak istemeleridir. Bu istek, yönetim içindeki üst birimlerin işleyişi açısından daha da önemlidir.
Geçen ondört aylık sürece baktığmızda:
Başkanlık divanı noktasında, orada yer almanın, daha önce söz edilen “ekiple birlikte çalışmak”, “örgütü toparlamak”, “örgüt gücünü ve dayanışmasını artırmak” gibi söylemlerin önüne geçtiği izlenimini vermektedir.
Bunun yanında 2007 Olağan Seçimli Kongresi hala kafalarda bitirilememiştir. Bunun nedeni belki de birbirine çok yakın sonuçlar alınmasıydı. Ama bize göre sonuçlar sağlıklı yorumlanmamıştır ve bu nedenle hala kafalar karışıktır.
Ne yazık ki; başkanlık divanı savaştaki bir komutanın elde tutması gereken bir mevki, bir cephe biçimine dönüştürüldü. Bu anlayışın öne çıkmasının ardından “istediğin zaman çalış “ yâda “ ikbal peşinde koşuyorsan izinli sayılırsın “ tarzında yaklaşımlar ortaya çıkmıştır. Bu da konuyu farklı bir noktaya taşımaktadır.
Bu yeni durumun ortaya çıkması nedeniyle şu sorulara açık yanıt almak istiyoruz:
1. Bu günden başlayarak, üst ve en önemli örgütümüz olan TEB’de, siyasi gelecek mücadelesi içinde olanların izinli sayılması kanıksanmış bir yöntem mi olacaktır?
2. Bu mücadeleyi kaybedenlerin görevde yükseltilmesi (terfi) ya da tenzil- i rütbesi partilerinin isimlerine göre mi belirlenecektir?
3. Yoksa kuruluşundan bugüne kadar kendi yönetim gelenekleri olan bu örgüte yeni yöntem ve gelenekler mi verilmek, uygulanmak istenmektedir?
4. Gereksinim duyulan görev değişiklikleri bir buçuk ay önce yapılsaydı, örgütte bütünleşmenin önünü açmak için önemli bir adım atılmış olmaz mıydı ?
Diğer taraftan bu konularla ilgili olarak oda başkanlarının tepkisiz kalmaları, suskun olmaları da doğru bir tavır değildir. Merkez heyetini eleştirmek, bir tabu değildir, olamaz ve olmamalıdır.
Örgüt disiplini içinde doğru eleştiri mantığını ön plana çıkararak, saygı ve sevgi ölçülerinde yönlendirici eleştiriler mutlaka yapılmalıdır. Bu biçimde yapılan eleştiriler konulara farklı bakışları getirecektir. Doğru zamanda, doğru yerde yapılan ve bazen çok ciddi boyutlarda olan eleştiriler, bizlere eczacılığın geleceği için doğru işler yapabilme yolunu açacaktır.
Karşılaşılan olağanüstü durumlarda, suskun kalmak, yorum yapmamak, farklı bakış açılarını sergilememek örgütümüzün geliştirdiği geleneksel davranış biçimleriyle örtüşmemektedir.
Bu bakımdan merkez heyetimizden; 2007 Aralık ayında ilk başkanlık divanı seçimleri sırasında yaşanan olayları açıklamak amacıyla yazdığı, daha sonra beş merkez heyeti üyesinin istifasının sonrasında yaptığı gibi, şu andaki konuyla ilgili yazılı bilgilendirme istemenin en doğal hakkımız olduğunu düşünüyorum.
Saygılarımla…
Yönetim Kurulu Adına
Başkan
Ecz. M. İrfan DEMİRCİ