www.eczacininsesi.com

Şanlıurfa Eczacıları'ndan e- Gazetemize ulaşan yazıyı olduğu gibi, aşağıda yayımlıyoruz (E.S).

 

MEYDANLARA İNİYORUZ

NEDEN?

 

Şanlıurfa’da yapılan bölgelerarası toplantıda, katılan eczacıların tümünün coşkulu alkışlarıyla miting kararı alındı. Mesleğimiz açısından sözün bittiği bıçağın kemiğe dayandığı noktadaydık. Mutlaka ama mutlaka bir şey yapmalıydık. Alınan miting kararı bir milattır. Tıpkı 14-15 Ocak’ta kepenklerimizi indirdiğimiz gibi. Eczacının sivil itaatsizliğinin başladığı, meslek onuru ve haklarını alacağı eylemler zincirinin ilk halkasıydı.

Hükümet, ‘Benim SSK’lı vatandaşım benim Yeşil Kartlı vatandaşım artık istediği eczaneden ilacını alabiliyor’ deyip oy devşirdi. Bunu değiştirdiği sağlık sistemi üzerinden yaptı. Değişen sistemin en önemli ve işlev üreten paydaşı eczacıdır, eczanelerdir. Devlet açısından eczacı aktif bir değerdir. En çok kayıt altında olan, en çok vergi veren ve istihdam yaratan mesleklerin başındadır. Değiştirilen, dönüştürülen sağlık sisteminin en çok üreteni, en çok fonksiyon yükleneni eczacıdır. Bunlar birer matematiksel gerçek olarak ortadayken başta SGK olmak üzere devletin ilgili bakanlıkları ve kurumları eczacıyı boğuyor.

En önemlisi artık devlete güvenmiyoruz. Binli yılları aşan devlet geleneği olan devletimize güvenemiyoruz. Bir düşünün: Bir metni 3 bakan imzalıyor, 3 gün sonra imzalarını ret ediyor. Bir kurum düşünün: Adı, Sosyal Güvenlik Kurumu olsun, en çok etkileştiği eczacıya güven vermesin. Bu devlet ciddiyetiyle, devlet adamlığı ciddiyetiyle uyuşmuyor. Hiç olmazsa bir köy muhtarı ciddiyetini bu koca koca adamlardan vergisini veren yurttaşlar olarak bekleme hakkımız olsun.

Bir kurum düşünün ki bir protokol imzalıyor. İmzaladığı protokolün hükümlerine kendisi uymuyor. Kafasına göre protokole ekleme yapıyor, canı sıkılıyor protokolden madde çıkarıyor. Mehter marşı gibi iki illeri bir geri yapıyor. Uygulama talimatlarını gerekli gereksiz öyle bir değiştiriyor ki talimat kuş diline dönüyor. Kurumun her bir personeli talimattan ayrı ayrı şeyler anlıyor. SGK’nın kendi Başkanı talimatı okusa talimatın ne kadarını nasıl anlayacak doğrusu merak ediyoruz. Bu kadar absürt şeyle uğraşacaklarına tospağa hızıyla çalışan bazen de hiç çalışmayan provizyon sistemini düzeltsinler. Düzgün çalışan bir sistem yapsınlar.

Biz havuçtan da sopadan da bıktık usandık. Hakları gasp edilir, eczacı sesini yükseltir. Devlet eczacı iskontosunu düşürdüm der bir havuç uzatır susmamızı ister. Aradan fazla bir zaman geçmez sesimiz kısılır bu sefer eline sopayı alır avans der kafamıza geçirir. Devlet ile vatandaş olarak eczacı ilişkisinin bu kadar kaba gerçekleşmesi hukuk devletinin sorgulanmasını beraberinde getirir. Hukuku da unuttuk. Avans ödemesi eczanelerimizi bitirir. Bu kaçınılmaz, rakamsal bir gerçekliktir. Ya %75-90 avansı kabul edip batacağız. Ya da halihazırda devam ettiği gibi olacak. Hangi matematiksel işlemi yaparsanız yapın avans eczaneyi batırır. Avansa kesinlikle karşıyız. Kabul edilemez diyoruz.

Eczacının ekmeğine göz dikme olayı yeni bir vaka değil elbette. 14-15 Ocaklardan biliyoruz bunu. Kar marjını kafadan %10 indiren hiçbir analitik mantık taşımayan bir vakayı daha önce yaşadık. Ekmeğimize bu sefer daha sofistike el uzattılar. Kamu kurum iskontosu dediler adına. Daha teknik bir şekilde firmalarla devlet arasındaki at pazarlığının mağduru edildik. Muhatabı olmadığımız bir pazarlık, net kazancımızın üçte birini bir kara delik gibi yıllardır yutuyor. Bu kamburu sırtımızdan atmak için meydanlara iniyoruz.

Biz hastalarımıza ilacı anlatmak istiyoruz. Hastalarımızın sağlık sorunlarının çözümüne yardımcı olmak istiyoruz. Onları bilimsel veriler ışığında yönlendirmek istiyoruz. Gelip danışacakları, güvendikleri, kendilerinden saydıkları, çoğu zaman özellerini paylaştıkları eczacıları olmak istiyoruz. Eczacılık sanatının inceliklerini hastalarımızla paylaşmak istiyoruz. Devletin Muayene ücretini eczane üzerinden hastadan tahsil etmesini ret ediyoruz. Bu bizi hastalarımızla papaz yapıyor. Karşı karşıya getiriyor. Devletin tahsildarı değiliz. Bunun için Maliye yada verdiğimiz vergilerle maaşlarını alan ilgili bir sürü kurum ve personel var. Kamu kendi işini bize yıkmasın. Bunu istemiyoruz. Bu uygulama bizim üzerimizden kaldırılsın istiyoruz.

Zincir eczaneye kesinlikle karşıyız. Eczanenin sahibi ve mesul müdürü eczacıdır ve bu mutlaka böyle kalmalıdır. Eczacı eczacı ortaklığı gibi yanıltıcı argümanlarla zincir eczanelerin açılmasına şiddetle karşıyız. Eczaneyi markete, eczacıyı tezgahtara indirgeyen bu mantığa karşıyız. Eczacılık sanatı kendi çapında uyanık kirli para babalarına bırakılamayacak kadar hayati öneme haizdir. Halk sağlığı açısından da böyle bir durum kabul edilemez.

Biz biriz ve bütünüz. Şunu çok iyi biliyoruz: İki tane 1’i toplarsanız 2 eder. Yan yana koyarsanız 11 eder. Üç tane biri toplarsanız 3 eder. Yan yana koyarsanız 111 eder. 28 bin eczacıyız. Türkiye’nin en seçkin meslek örgütüyüz. Bu mitingi bir ve bütün olarak yaratacağımız güçle yapacağız. Hükümetin, ilgili bakanlıkların ve SGK’nın yaptıkları artık dayanılmaz, katlanılmaz bir noktaya geldi. Sözün bittiği, bıçağın kemiğe dayandığı yerdeyiz. Mecellede bir kaidedir. ‘Haddi aşan aksine mukallip olur.’ Başta kendi başına bir cumhuriyet olan SGK olmak üzere devletin ilgili kurumları üzerimize çok geldiler, hadlerini fazlasıyla aştılar. Bu miting, yaşadığımız yakıcı problemlerin faturasının miyop bürokrat ve siyasetçilere döneceği ilk eylem olacaktır.

ARTIK YETER!!!!

ŞANLIURFA ECZACILARI



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat