ÇYDD Başkanı Prof. Türkan Saylan bir tehlikeye dikkat çekti. Dernek son yıllarda ‘Kardelenler’ ve ‘Baba Beni Okula Gönder’ kampanyaları kapsamında çok sayıda bağışçıyla, yoksul çocuklara burs sağlıyordu. Operasyonda el konan bilgisayar ve evraklarda, yüzlerce öğrencinin burs kaydı ile bağışçıların listesi vardı.
ÇYDD’de yapılan arama ve gözlatılar için akademisyenler ve sanatçılar da protesto için sokağa çıktı. Tüm bu gelişmeleri ÇYDD Genel Başkan Yardımcısı Nihal Kızıl Canlı Gaste’ye değerlendirdi.
ÜZGÜN, KIZGIN VE KIRGIN...
Adliyeye sevk edildikten sonra serbest bırakılan arkadaşlarıyla görüştüklerini söyleyen Kızıl, "Genel Merkez Saymanı Perran Yorgancıgil, şube yöneticilerinden bazı arkadaşlar ve bazı gönüllü arkadaşlar serbest bırakıldı. Biz de kendilerini karşılamaya gittik. Genel Merkez Yönetimi’nden 4 kişi hala gözlatında ve sorugulamaları henüz yapılmadı. Çıkan arkadaşların moralleri gayet iyiydi ama üzgün, kızgın ve kırgındılar.
İçeride kendilerine saygılı ve iyi davranıldığını söylediler. Yöneltilen sorularla ilgili olarak henüz konuşmadık. Yorgundular ve dinlenmeye çekildiler. Daha önceki dalgalarda da bazı insanların bilmediği gibi biz de neyle suçlandıklarını henüz bilmiyoruz" dedi.
"BAZI YERLERDE GÖZLEMCİ YOKTU"
Dernek ve bürolarının aranmasına ve ortaya çıkan tabloya ilişkin olarak Kızıl, "Ben başından itibaren orada değildim; daha sonra gittim. Aşağı yukarı saat 15.00-16.00’ya kadar Türkan hocanın yanındaydım. Sadece avukat kimliğiyle bir yönetim kurulu arkadaşımız içeriye girebildi. Onun dışında, benimle birlikte yönetim kurulu üyesi bir arkadaşımız da vardı; görüştük ve ikimizi de içeriye aldılar ancak ‘bir odada oturmamız gerektiği’ni söylediler. Diğer bölümlere geçemedik. Avulat arkadaşlarımızın sayısı 5 yükseldi ve onların gözetiminde aramalar yapıldı ancak bazı bölümlerde gözlemci arkadaş yoktu” şeklinde konuştu.
"HER ŞEYE EL KONULDU"
"Bütün dosyalar, hard disk’ler hepsi alındı. Toplama oldu gibi sanki; ne varsa her şey alındı" diyen Kızıl, "Savcılığın ‘istenirse hard disk’lerin kopyalarını veririz’ ifadesine gülelim mi ağlayalım mı? bilmiyoruz. Zaten kopyalanmadan alınması yasal değildi. Öğrenci dosyalarının niye alındığına anlam veremedik. Mali açıdan birçok denetimden geçtik. 3 ay önce gerçekleşti sonuncusu. Sokaktaki insana bile hesap verebilen bir derneğiz ve sürekli denetleniyoruz; bu konuda problem yok. Burslu öğrencilerin özel dosyaları var ve bunlar da götürüldü. Bu dosyalar nerede? Öğrencilerin kimlikleri niçin kulanılır? Bunlar bizi endişlelendirdi..” dedi.
"Sadece bize değil, bizim gibi düşünen çağdaş demokrat insanlara karşı yıldırma politikası mı var? diye düşünüyoruz” diyen Kızıl, "İlk Ergenekon dalgaları başladığında ‘Susurluk mu, Madımak mı, Hrant Dink mi çözülecek?’ diye düşünmüştük. Bazı arkadaşlar böyle baktılar olaya. Biz bunun böyle olmadığını erken anladık ama bazıları için bu daha geç oldu" diye konuştu.
"HUKUK DIŞI BİR ŞEY YAPMADIK"
Neyle suçlandıklarını bilmediklerini belirten Kızıl, "Yasa dışı, hukuk dışı hiçbir şey yapmadık. Tüzüğümüz dışına çıkmadık. Atatürkçü, çağdaş, sorgulayan bireyler yetiştirmek için çalışıyoruz" derken, ‘misyonerlik’ iddialarıyla ilgili olarak da, "Buna artık gülüyorum. Çağdaş yaşamın yükselme gösterdiği anlarda sürekli bu olay gündeme getiriliyor ve artık eskidi. Dava sonuçlandı ve kazandık. Tazminatı almak için de kimseyi bulamadık. Bu kadar açık ve net olarak ortaya konan bir şey nasıl gündeme getirilmeye çalışılıyor anlamıyorum" ifadelerini kullandı.
"BAŞVURULAR ARTTI"
ÇYDD’de yapılan aramalar ve gözaltıların ardından bağış için kendilerine başvuranlar olduğunu söyleyen Kızıl, "Her arayan ‘ne yapabiliriz?’ diye soruyor. ‘Hesaplarda bir blokaj durumu varsa, ikinci kez yatıralım’ diyorlar. Hemen 100 tane bağış geldi. Onlar devam edecek diye düşünüyoruz. Bağışçılar tedirginlik yaşamadı. Tam tersine ‘bir burs veren bir daha vereceğiz’ dedi. Hiç ummadığımız kişiler burs için kapımızı çaldı" dedi.
"ÇALIŞMALARA BAŞLIYORUZ"
"İki sorunla karşı karşıya kaldık" diyen Kızıl, "Birincisi, hard disk’lerin alınması nedeniyle öğrenci bilgilerinin bizde olmamasıydı. Bursların bir kısmı internet üzerinden ödeme talimatıyla, küçük bir kısmı ise şubelerden elden dağıtılıyor. Arkadaşlarımız hard disk’leri almak için gerekli girişimleri yaptılar ve almak üzereler.
İkinci açmazımız ise yönetim kurulu üyesi olarak sadece Türkan hocayla beraber 4 kişi kalmıştık dışarıda. Mali karar almak için en az 5 üyeye ihtiyacımız vardı. Sayman arkadaşımızın serbest kalmasıyla bu sorun da çözüldü. Yarından itibaren çalışmalara başlayacağız. Burslarını almayan öğrencilere de ödemeleri yapacağız" diye konuştu.
29 BİN BURSİYER
29 bin bursiyerlerinin olduğunu belirten Kızıl, "20 binin üzerinde ilk ve orta öğretimden öğrencimiz var. Bin kadarı da temelden gelip şu an üniversiteye giden öğrenciler. Bu öğrenciler, İl Milli Eğitim Müdürlükleri ve bizim şubeler aracılığıyla bulunan ve aileleri ikna edilen öğrenciler" şeklinde konuştu.
Tijen Mergen’in 'Yurt dışından yardım alınıp alınmadığı ve paraların nereye harcandığı soruldu' açıklamasıyla ilgili olarak da Kızıl, "Yurt dışından para almanın da yasal prosedürleri var. Şartlar yerine getirilerek yapılıyor ve zaten az miktarda bu. Sanki dışarıdan büyük fonlar akıyor gibi bir hava yaratıldı. Böyle bir şey yok" dedi.
"DİMDİK AYAKTAYIZ"
Kızıl, destek olmak isteyen kişilere de seslenerek, "Bize destek olmak isteyen, bizim gibi düşünen çağdaş insanlar www.cydd.org.tr adresine girip, projeler hakkında bilgi alarak telefonla bize ulaşabilirler. Herkese açığız. Projelere bakarlar ve destek verebilirler.
Kızıl sözlerini, "Biz 12 Eylül’leri ‘Mart’ları yaşayan bir ekibiz. Ayakta durmayı Türkan hocamızdan öğrendik ve bunu çok iyi beceriyoruz. Hoca da hala dimdik ayakta. Psikolojik olarak ayaktayız. Derneğimizi bugün toplarladık ve şubelerimiz dahil elimizdeki olanaklarla yola devam edeceğiz. İsteyenler maddi ve manevi her türlü katkıyı verebilir" şeklinde tamamladı.