2009 Protokolü Hkk. İzmir Eczacı Odası'nın Protokol Hakkındaki Görüşleri
Değerli meslektaşlarımız,
TEB ile SGK arasında 2009 yılı protokolünün 19 Ocak 2009 tarihinde imzalanmasının ardından, 20 Ocak 2009 Salı günü akşam saatlerinde TEB Merkez Heyeti imzalı bir açıklama yapıldı. Açıklamada örgütlü mücadelemiz sonrasında protokoldeki kazanımlarımız (?) alt alta sıralanmıştı. Ancak bu açıklamada bazı konular yeterince açık dile getirilmemiş , bazı konulardan ise hiç söz edilmemişti.Kısacası samimi olmayan bir açıklamaydı.
İzmir Eczacı Odası yönetim kurulu olarak , imzalanan protokolün içeriğini ve görüşlerimizi TEB tarafından yapılan açıklama üzerinden ,beklentilerimiz ve sizlerle yaptığımız görüşmelerin ışığında değerlendirdik.
1-Eczacı-eczacı ortaklığı konusunun tamamen gündemden kaldırılması ve bunun en yetkili kişiler tarafından kamuoyuna açıklanması mücadelemizin gücü ile elde ettiğimiz önemli bir neticedir. Öte yandan Sağlık Bakanlığı ile 6197 sayılı Yasa’da yapılacak düzenlemelerin Türk Eczacıları Birliği’nin mutabakatı olmaksızın kesinlikle gündeme getirilmemesi konusunda görüş birliğine varılmıştır,
-Ortaklık meselesinin TBMM gündemine gelmeden geri çekilmiş olsa da ;6197 sayılı yasada bizlerin görüşü ve mutabakatı olmadan yeni bir düzenleme yapılmayacak olması olumlu bir adımdır.
2-Eczanelerin, verdikleri sağlık danışmanlığı hizmetine uygun biçimde, Sağlık Uygulama Tebliği’nde birinci basamak sağlık hizmet sunucusu olarak yer alması sağlanmıştır.
-Mesleğimizin geleceği ve prestiji adına önemli bir adımdır. Bu gelişmede büyük emekleri olan Sayın Prof.Dr. Levent Üstünes’in ve Eczacılık Fakültesi Dekanlarının önemli katkıları vardır.
3-Türk Eczacıları Birliği’nin 6643 sayılı Yasa gereğince sözleşme yapma hak ve yetkisinin Sağlık Uygulama Tebliğinde bir kez daha yer alması sağlanmıştır,
-Sözleşme yapma yetkisi 6643 sayılı yasada zaten açıkça TEB ’ne verilmiştir.SUT içeriğinden önce çıkarılıp sonra tekrar yer alması ilginç sayılabilecek bir gelişmedir.
4-İlaç Fiyat Kararnamesi’nde yapılan düzenleme ile, 0-100 TL arası ilaçlarda eczacı karlılığının %25’e yükseltilmesi sağlanmıştır,
-Bu kararnamede eczanelerde önemli kayıplara yol açan fiyat indirimlerindeki 45 günlük süre uygulaması için de adımlar atılmalıydı. İlk bakışta önemli bir kazanım gibi algılansa da eczanede Kamu Kurum Iskontolarından ortaya çıkan kayıplarımızın sadece % 10 ‘nu karşılayabilecek bir adımdır. Üstelik bu kazanımın muhatabının ilaç firmaları olduğu göz önüne alındığında önümüzdeki süreçte ilaç alım koşulları yakından izlenmelidir.
5-8000’den fazla eczanemizin kamu kurum ve kuruluşlarına ıskonto vermeden sözleşme yapması sağlanmıştır,
-Yıllık KDV hariç 350.000 YTL ve altı ciro yapan eczanelerin iskontolarının sıfıra çekilmesi olumludur , ancak bunun bedeli 900.000 TL üzeri yapan ve ağırlıklı olarak 4. ve 5. kademe ilaçlarla yani oldukça düşük karlılıkla hizmet veren eczanelerden çıkarılmıştır. Üstelik yapılan bu işlem sonrasında kurum yaklaşık 15 milyon TL(eski para ile 15 trilyon) karlılık da sağlamıştır.
6-Eczacının ilaç sunumu ile ilgili iş ve işlemlere ilişkin Sağlık Uygulama Tebliğinde işlem yapılması halinde TEB ve SGK’nın görüş birliğine varması kabul edilmiştir,
-Pratikte bu şekilde uygulanabilmesi halinde olumlu bir gelişme olarak değerlendirilebilir.
7-Uzun yıllardan sonra kamunun eczacı istihdamı konusunda çok önemli bir adım atması sağlanmış, Sağlık Bakanlığı’nda ve SGK’nda 500’er eczacı istihdamının yanı sıra Sağlık Bakanlığı kadrolarında ilk kez klinik eczacının istihdamına olanak verecek kadro tahsisi sağlanmıştır,
-Bu yönde verilen sözlerin tutulması koşulu ile olumlu gelişme olarak değerlendirilebilir.
8-Özel sağlık kurum ve kuruluşlarındaki muayene katkı payı tahsilatının eczaneler tarafından yapılması sonlandırılmıştır,
-Tahsilatçılığın her türlüsüne karşı iken sadece özel sağlık kuruluşlarındaki muayene katkı ücretlerinden kurtulmuş oluyoruz. Ama tahsilatçılık görevimiz aynen sürüyor.(İzmir Eczacı Odası olarak bu uygulamanın iptali için yargıya başvurduk)
-son dört yıldır eczacıyı tahsildar yaptılar. hastanelerin uşağımıyız biz ? …(Erdoğan Çolak-21-Aralık miting konuşması)
9-Günübirlik tedavi kapsamından özel hastaneler çıkartılmıştır,
-Aslında tümden iptal edilmesi gereken ama yine de ayaktan tedavideki ilaçların eczane pazarından “günübirlik tedavi” adı altında çıkarılmasını engelleyecek olumlu bir gelişme.
10-Eczanelere yapılacak geri ödemelerde avans uygulaması kaldırılmış olup, en geç 60 gün içerisinde reçete kontrolünün tamamlanarak fatura bedelinin tamamının ödenmesi sağlanmıştır,
-Reçetelerin 60 günde incelenmesi koşulu ile avans ortadan kalkmış gibi sunuluyor. Ancak , uzunca bir süredir kurumun hesabına göre 45 günde ama pratikte 75-80 günde gerçekleşen geri ödemelere göre kurdukları ödeme dengesine olumsuz yansıyacak ve 15 günlük gecikme ile eczanede ekonomik sıkıntı yaratacak bir madde.
11-Reçete dağıtım sistemindeki sorunlar, eczacı odalarımızın denetimini sağlayacak biçimde çözüme kavuşturulmuştur,
- Rekabet Kurumunun sıralarının sonlandırması talebinin eczacı odalarına yazılı olarak ilettiği süreçte nasıl ve hangi koşullarda sürdüreceği belirsiz bir hüküm.Ayrıca kurum bu maddeye yargı kararı ile ilgili şerh koymuş.
12-Örnekleme yöntemi ile yapılan inceleme sonucunda A Grubu reçetelerde örnekleme sonucunda %5’in üzerinde kesinti olması halinde tüm reçetelerin inceleneceği hükmü varken bu oran %3’e indirilmiş, reçetelerdeki kesinti oranlarının kendi gruplarına uygulanması sağlanmıştır,
-Daha önce sadece B grubu reçetelerde uygulanan örnekleme bundan böyle A ve C grubu reçetelerde de uygulanacak. Bu grup reçeteler için % 3 çok büyük bir orandır. Eczaneler bu uygulama sonrasında ciddi kesintilerle karşılanacaktır.
Ayrıca ;
-TEB Merkez Heyetince yapılan açıklamada özellikle söz edilmeyen bir önemli konu da dört yıldır eczanelerde önemli kayıplara yol açan kamu kurum ıskontolarının uygulanış biçiminin aynen devam etmesidir. Bu sözleşme ile eczanelerdeki en az % 3 oranındaki kayıplar ve bedelsiz kamulaştırma artarak devam edecektir.
-bize dört yıldır bedel ödetiyorlar.şirketler karlarına kar katarken eczacının ekmeğine göz dikiyorlar…bizler kamu kurum ıskontosu kamburunu üzerimizden atmadan bu meydanlardan inmeyeceğiz……(Erdoğan Çolak-21-Aralık miting konuşması)
-Yine konu edilmeyen bir önemli konu da sözleşmenin 3 yıllık süre için imzalanmış olmasıdır.Bu durumda KKİ kayıplarımızdan , tahsilatçılık yapmak istemediğimizden ve diğer sıkıntılarımızdan 3 yıl boyunca söz edemeyeceğiz.Ayrıca , TEB’in attığı 3 yıllık imza bir sonraki dönemde görev yapacak heyeti de bağlayan yanlış bir bir karardır.
-Ayrıca , bu süreçte Sağlık Bakanlığı ile defalarca görüşülmesine karşın eczanelerde önemli sıkıntılar yaratacak İTS ile ilgili hiçbir olumlu gelişmeden söz edilmemiştir.
-Gözden kaçırılmaması gereken önemli bir konu da ; GSS Genel Müdürü Sami Türkoğlu’nun 12-Aralık-2008 tarihinde TRT-1 deki programda dile getirdiği ve savunduğu her konu protokolde aynen yerini almıştır. (bu programda eczanelere aylık 1 katrilyon ödüyorum diyen genel müdüre , bir kişi de çıkıp bunun ne kadarı eczanelere kalıyor diyemedi bu arada)
-Mesleğin geleceği ve prestiji ile ilgili bazı kazanımlar olmasına karşın, 21-Aralık’ta ‘’artık yeter’’ diye haykıran binlerce eczacı ve onların eczanelerindeki yangına ve yaşanan ekonomik sıkıntılara çözüm olabilecek kazanımlar ne yazık ki sağlanamamıştır.
Sonuç olarak; meslek örgütümüzce Eylül 2008 ‘de imzalanan ek sözleşmede atılan geri adım ve yıpratılmışlık protokol sürecine yansımış, Sayın Bakanın 16-Ocak-2008 tarihine kadar imzalanmazsa farklı çözümler buluruz söylemi ve kurumun 19- Ocak-2008 tarihinde provizyon sistemine koyduğu tehdit içeren mesaj sonrası protokolün anlaşılmaz bir telaş içerisinde imzalanması ,üyesinin desteğini arkasına almış meslek örgütümüzde olumlu değişim yaşandığını düşünen ve ilk günden beri umutlu bir bekleyiş sürecine giren ve kendisinden istenen her görevi yerine getiren eczacı meslektaşlarımız arasında hayal kırıklığı yaşatmıştır.
Ayrıca , bu süreçte bizleri samimiyetle destekleyen çok sayıdaki STÖ’ leri, meslek örgütleri ve vatandaş gözünde telafisi zor bir prestij kaybı oluşmuştur.
Miting sonrası beklentileri ve umutları artan eczacıların örgütle ilgili güven sorunu kısa sürede aşılacak gibi görünmemektedir.
Hepimizi umutlarını yeşerten hak arama sürecinin bu şekilde noktalanması ,ne yazık ki akıllara meslek örgütümüzde ‘’en kötü sözleşme sözleşmesizlikten iyidir ‘’ yaklaşımının sürdüğünü getirmektedir.
-sözümüzü masalarda dinlemediyseniz bu alandan dinleyeceksiniz…(Erdoğan Çolak-21-Aralık miting konuşması)
Bu süreçte SGK temsilcileri ise her hamlelerinde ve attıkları adımda kurumun çıkarlarını taviz vermeden korumuş hatta yeni kazanımlar bile sağlamıştır. Yani temsil ettikleri kurumun hak ve çıkarları ile ilgili görevlerini yerine getirmişledir !
İzmir Eczacı Odası yöneticileri olarak ; mesleğin geleceği adına her koşulda bizleri destekleyen ,bölge toplantılarımıza oldukça yüksek oranlarda katılarak katkılarını,görüşlerini,eleştirilerini esirgemeyen ve örgütlü yapıları ile mücadele eden tüm meslektaşlarımıza teşekkür ederken, beklentilerimizin çok uzağındaki bu protokolü içimize sindiremiyor ve onaylamıyoruz.
Saygılarımızla…
İZMİR ECZACI ODASI YÖNETİM KURULU